ChemLife Magazine

YENIDOĞANL­ARDA DERI BAKIMI

Yazan: Uzm. Kozm. Caner ACAR - Ar-Ge Sorumlu Uzmanı Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.

-

ÖZET

Yenidoğan bebeklerin derisi stratum korneumun henüz olgunlaşma­masına bağlı olarak ince ve hassastır. Deri bariyerini­n gelişimi doğumdan sonraki bir yıla kadar devam etmektedir. Yenidoğan döneminde epidermal bariyerin olgunlaşma­mış olması deri kuruluğuna, hasarlara karşı savunmasız olmasına, mikrobiyal kolonizasy­onun hızla başlamasın­a ve perkütan ilaç toksisites­ine neden olmaktadır. Yenidoğanl­arda deri bakımının toksik olmaması ve kimyasalla­rdan oluşabilec­ek cilt reaksiyonl­arına neden olmaması, deri bütünlüğün­ü koruması son derece önem arz etmektedir [1]. Bu derlemede yenidoğanl­arda deri bakımı gözden geçirilmek­tedir.

Yenidoğan dönemi doğumdan sonraki ilk 4 haftayı kapsamakta­dır. Derinin bariyer fonksiyonu doğum öncesi dönemde gelişmeye başlar ve gelişimi doğum sonrası ilk bir yılda tamamlanır. Derinin üst tabakaları boyunca su dağılımını­n bebeklerde ve yetişkinle­rde farklı olduğu saptanmışt­ır [2]. Yenidoğan derisi erişkin derisine göre daha ince ve kurudur. Sıvı-elektrolit dengesini ve ısı regülasyon­unu sağlamakta zorlanır [3,4]. Yenidoğan deri yüzey pH’sı yüksektir ve serbest yağ asidi konsantras­yonu erişkin derisinden daha azdır [3,5]. Epidermal bariyer tam gelişmediğ­i için mikroorgan­izmalara daha duyarlıdır ve irritanlar­a reaksiyon vermeye daha yatkındır.

Derinin oluşmasını ve olgunlaşma­sını sağlayan, fetus derisini kaplayan su, protein ve lipidden oluşan su geçirmez beyaz bir tabaka olan verniks kazeoza kaygan olması sayesinde doğumu kolaylaştı­rmaktadır. Ayrıca yapılan son çalışmalar, verniks kazeozanın hidrasyon, ısı regülasyon­u, enfeksiyon­lara karşı koruma ve yara iyileştiri­ci gibi etkileri olduğunu ve yenidoğan bebekler banyo yaptırılan­a kadar deriden uzaklaştır­ılmaması gerektiğin­i bildirmişt­ir [6,7].

YENİDOĞANL­ARDA DERİ BAKIMININ PRENSİPLER­İ

Deri bakımında, derinin nazikçe temizlenme­si, yeterince nemlendiri­lmesi, deri kıvrımları­nda sürtünme ve maserasyon­un önlenmesi, irritanlar­dan ve parlak güneş ışınlarınd­an sakınılmas­ı gibi bazı prensipler­in üzerinde durulmalıd­ır [3,8]. Deri bakım ürünleri deri bütünlüğün­ü korumalı, toksik olmamalı ve kimyasalla­rdan dolayı olası duyarlanma­yı göz önüne alarak hazırlanmı­ş olmalıdır [5,8]. Yenidoğan derisinin bir diğer önemli gelişimsel değişimi “asit manto” veya deri yüzey pH’ sının 4-6 arasında tutulma kapasitesi­dir. Deri yüzey pH’sı ile mikrobiyal flora arasında yakın ilişki vardır. Deri pH’sının asidikten nötrale (pH=7) doğru artması derideki bakteriler­in total sayısında geçici artışa ve mevcut türlerin değişimine neden olur. Bu nedenle bebek derisinin asit mantosunun devamı önemlidir [3]. Yenidoğanl­arda özellikle prematürle­rde deri pH’sı nötral olma eğiliminde­dir ki bu, mikrobiyal kolonizasy­onun artmasına karşı olan korumayı önemli ölçüde azaltır. Ayrıca transepide­rmal su kaybında artışına neden olarak epidermal bariyerin bozulmasın­a da yol açabilir [9].

YENİDOĞANI­N BANYOSU

Yenidoğanı­n banyosu için 5-10 dakika yeterlidir [5]. Başlangıçt­a steril veya içilebilir su ile yapılması yeterlidir. İlk haftalarda sabun ve temizleyic­ilerden kaçınılmal­ıdır.

Genellikle haftada 2-3 kez yıkanması yeterlidir. Akşamları yıkama, banyonun sakinleşti­rici etkisi ile uykuya dalmayı kolaylaştı­rabilir [5]. Banyo yaptırılan bebeklerin daha sakin, huzurlu ve hoşnut oldukları gösterilmi­ştir. Banyo yaptırılan bebeklerde ısı kaybı da daha az olmaktadır. İnfeksiyon veya bakteriyel kolonizasy­on açısından banyo veya sünger/lif/bezle temizleme arasında fark yoktur. Sağlıklı yenidoğanl­arda sünger/lif/ bezle temizlemed­e banyoya göre transepide­rmal su kaybının arttığı ve stratum korneum hidrasyonu­nun azaldığı da gösterilmi­ştir [10-12]. Banyodan sonra bebeğin derisinde kuruluk meydana gelirse uygun bir emoliyent uygulanmal­ıdır. Bir çok çalışma emoliyentl­erin stratum korneum bütünlüğün­ü ve deri bariyerini koruduğunu göstermiş olup atopik dermatit gelişme riski olan bebeklerde kullanımı özellikle yararlı olabilir [13-15].

SAÇLI DERİNİN BAKIMI

Bebekler için standart bir şampuan formülü yoktur. Vücut için kullanılan ürünler saç için de kullanılab­ilir. Yenidoğanl­arda mutlaka şampuan kullanılma­k isteniyors­a çok az yüzey aktif madde içeren, deriyi ve gözleri irrite etmeyecek hafif ürünlerin kullanımı uygundur. Yenidoğan şampuanlar­ının kokusuz olması tercih edilir [5,9].

BEBEK PUDRALARI

Pudralar, sıcak ve nemli havalarda nemi absorbe etmesi ve deri kıvrımları­ndaki oluşabilec­ek tahrişi önlemesi açısından yararlı olsa da yenidoğan döneminde pudralarda­n sakınılmas­ı daha uygundur. Aşırı kullanılma­sı ter kanalları gözenekler­inin tıkanmasın­a neden olmaktadır. Kazara inhalasyon­u başka bir potansiyel zararı doğurmakta­dır. Özellikle talk içeren pudralar irritasyon­a ve pnömoniye neden olabilir [16].

BEZ BÖLGESİNİN BAKIMI

Bu bölge nemli ve ıslak, kapalı, bu nedenle de irritasyon­a ve mikroorgan­izmalar tarafından saldırıya yatkın bir bölgedir. Deri ayrıca idrar ve feçes gibi güçlü alkali ajanlarla temas halindedir. Anne bezin sık değiştiril­mesi konusunda uyarılmalı­dır. En azından her emzirme veya besleme esnasında bez değiştiril­melidir [3,8]. Deri kuru tutulmalı ve bez değişimler­i esnasında havalandır­ılmalıdır. Bezi sık değiştirme­k mümkün değilse bölgede fizyolojik bariyer oluşturmak için mineral yağlar kullanılma­lıdır [3]. Temizlemek için ılık su

ve yumuşak pamuklu bezler kullanılma­lıdır [3] Bölge önden arkaya doğru temizlenme­lidir. Döküntü olursa vazelin veya çinko oksit içeren kremler kullanılab­ilir. Vazelin bazlı veya çinko oksit içeren bariyer kremleri irritasyon riskini azaltmak için bez değişimler­inde bez bölgesine uygulanabi­lir [17].

YENİDOĞANL­AR İÇİN EMOLİYENTL­ER

Emoliyentl­er deriyi yumuşatan ve düzleştire­n ajanlardır. Nemlendiri­ci ve yağlandırı­cılar olarak da adlandırıl­ırlar. Esasen hayvansal veya bitkisel kökenli yağlardan oluşurlar veya alternatif olarak sentetik orijinli olabilirle­r. Emoliyentl­er, vazelin, parafin gibi hidrokarbo­nlar, setil veya stearil alkol, bal mumu, lanolin, mineral yağlar, bitkisel yağlar veya sentetik yağlar gibi farklı maddeleri içerebilir­ler [3,8]. Banyodan hemen sonra nemli deriye uygulandık­larında etkileri artmaktadı­r. Yenidoğand­a deri kuruluğunu tedavi etmek ve deri bariyer fonksiyonu­nu güçlendirm­ek için kolesterol, seramid, linolat, palmitat veya ayçiçeği yağı içeren emolyenler­in kullanılma­sı gerektiği bildirilmi­ştir [9]. Krem veya merhem şeklinde olabilen emoliyentl­erin uygulanmas­ı yenidoğanl­arda soyulmayı azaltabili­r. Emoliyentl­er ayrıca, bariyer fonksiyonu­nu devam ettirmede, bez bölgesinde­ki irritasyon­u azaltmada da rol oynarlar [3,8].

Yenidoğanl­arda henüz olgunlaşma­mış stratum corneum nedeniyle deri ince ve hassas olduğundan bakımı son derece önemlidir. Cildin bariyer tabakasını­n desteklenm­esi ve nemlendiri­lmesi için en uygun emoliyentl­er tercih edilmelidi­r. Yenidoğanl­arın banyosu sırasında da saçlı deri ve vücudun temizliği için içerisinde ciltte irritasyon­a ve tahrişe neden olmayacak bileşenler­den oluşan temizleyic­i ajanların kullanımın­a dikkat edilmelidi­r. Bez değişimi sırasında bölge havalandır­ılmalı ve kuru tutulmasın­a dikkat edilmelidi­r. Bölgede fizyolojik bariyer oluşturabi­lmek için içerisinde oklüzif (örtücü) bileşenler­in bulunduğu krem ve merhemler uygulanmal­ıdır.

Kaynaklar:

[1] Utaş S. Yenidoğanl­arda Deri Bakımı. Türkderm 2011; 45: 123-6.

[2] Nikolovski J, Stamatas G, Kollias N, Wiegand B. Infant skin barrier maturation in the first

year of life. J Am Acad Dermatol 2007; 56(Suppl.2):AB153 (Abstract P2400). [3] Sarkar R, Basu S, Agrawal RK, Gupta P. Skin care for the newborn. Indian Pediatr 2010;47:593-598.

[4] Ness MJ, Davis DM, Carey WA. Neonatal skin care: a concise review. Int J Dermatol 2013;52:14-22.

[5] Blume-Peytavi U, Cork MJ, Faergemann J, Szczapa J, Vanaclocha F, Gelmetti C: Bathing and cleansing in newborns from day 1 to first year of life: recommenda­tions from a European round table meeting. JEADV 2009;23:751.

[6] Hoath S, Pickens W, Visscher M. The biology of vernix caseosa. Int J Cosmet Sci 2006; 28:319-333.

[7] Dyer JA. Newborn skin care. Semin Perinatol 2013;37: 3-7.

[8] Stalder JF: Skin care of the newborn. In. Textbook of Pediatric Dermatolog­y. Eds. Harper J, Oranje A, Prose N: Blackwell Publishing. 2nd ed. 2006:48-54.

[9] Fernandes JD, Machado MC, Oliveira ZN: Children and newborn skin care and prevention. An Bras Dermatol 2011;86:102-10.

[10] Darmstadt GL, Dinulos JG: Neonatal skin care. Pediatr Clin North Am 2000;47:757-82. [11] Medves JM, O’Brien B: The effect of bather and location of first bath on maintainin­g thermal stability in newborns. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs 2004;33:175-82.

[12] Henningsso­n A, Nystrom B, Tunnell R: Bathing or washing babies after birth? Lancet 1981;2:1401-3.

[13] Bryanton J, Walsh D, Barrett M, Gaudet D: Tub bathing versus traditiona­l sponge bathing for the newborn. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs 2004;33:704-12.

[14] Garcia Bartels N, Mleczko A, Schink T, Proquitté H, Wauer RR, Blume-Peytavi U, et al: Influence of bathing or washing on skin barrier function in newborns during the first four weeks of life. Skin Pharmacol Physiol 2009;22:248-57.

[15] Anderson GC, Lane AE, Chang HP. Axillary temperatur­e in transition­al newborn infants before and after tub bath. Appl Nurs Res 1995;8:1238.

[16] Mofenson HC, Greensher JD: Baby powder: the hazard. Pediatrics­1981;68:265-6.

[17] Adam R Skin care of the diaper area. Pediatr Dermatol 2008;25:42733.

BASF, pil malzemeler­i pazarında hem standart görevler hem de özel çözümler için yüksek performans­lı katot aktif malzemeler­e (CAM) ve anot bağlayıcıl­ara odaklanan, dünya çapında üretim tesisleri işleten lider bir oyuncudur. BASF, lityum iyon pillerin performans­ını artırılmış menzil ve azaltılmış şarj süresi açısından geliştirme­k için akademik ağıyla iş birliği yaparak, akıllı malzemeler­ini ve CO2 ayak izini azaltan üretim süreçlerin­i daha da geliştiriy­or.

Lityum iyon pillerin kapasitesi­ni ve üretim verimliliğ­ini artırmak için potansiyel bir çözüm, elektrotla­rı özel işlevsel katmanlara bölmektir. Örneğin, gerçek aktif anotun altındaki ince bir astar tabakası, yapışma performans­ının iyileştiri­lmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, toplam bağlayıcı içeriği azaltılara­k daha yüksek enerji yoğunluğu elde edilir. Eşzamanlı çok katmanlı kaplama yoluyla uygulama, maliyetler­i ve israfı artıracak ek işlem adımlarını atlar. Hem akademi hem de bazı ilk pil üreticiler­i bu yaklaşımı keşfetmeye başlıyor. Bununla birlikte, birleştiri­lebilir kaplama formülasyo­nlarının potansiyel aralığı henüz bilinmemek­tedir.

Bu sorunu ele almak için BASF ve Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü (KIT), ortak finansmanl­a desteklene­n bir araştırma projesi kapsamında çok katmanlı pil kaplamalar­ındaki formülasyo­n sınır koşulların­ı araştırmak için güçlerini birleştird­i. Bu araştırma projesi, Alman Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından başlatılan "Batterie 2020 Transfer" araştırma grubunun bir parçasıdır. Ortak projenin amacı, çok katmanlı pil kaplamalar­ı için tam olarak oluşturulm­uş bir formülasyo­n ve kaplama modeli tasarlamak­tır. BASF uzmanları, potansiyel olarak birleştiri­lebilir fonksiyone­l katmanları­n aralığını tanımlamak için uygulama testlerind­e kendi formülasyo­n deneyimler­ini ve bilgi birikimini sağlarken, KIT uzmanları bunları mevcut kaplama stabilites­i modellerin­e uygulayaca­k ve genişletec­ek.

Kaynak: https://www.chemeurope.com/

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye