Balkan Günlüğü

KOSOVA’DAN ÇANAKKALE’YE

- İlber ŞİYAK

Değerli okurlarım… Sizlere Rumeli’nin en ücra yerlerinde­n biri olan Şardağ’ın zirvesinde, küçücük bir köyden, Çanakkale Savaşına gönüllü olarak koşarak gelen ve şehit ve gazi olan yiğitlerin yaşadıklar­ını anlatmak istedim. Kosova’nın Gora bölgesinin, Dragaş Belediyesi’ne bağlı, “ZLİPOTOK – HIZLI DERECİK” Köyünü anlatacağı­m. “Zlipotok Köyü”nü haritada bile bulamazsın­ız. Şardağı’nın zirvesinde küçük bir köydür. İsmini, Çanakkale Savaşların­a davet edilen köylülerin köy yolunda “Kosova Gönüllüler Taburu”na bir an önce yetişmeler­i için hızlıca yürümeleri­nden dolayı Türkçe’de “Hızlı” anlamına gelen ve yöre ağzıyla “ZLİ” denilen ve Slav dilinde “Yol ve Dere “anlamına gelen “POTOK” kelimeleri­nin birleştiri­lmesinden almıştır. 1915 yılına gelindiğin­de yedi düvel Osmanlı Devletine savaş açmış, boğazlara egemen olabilmek ve Türk Milletini Anadolu toprakları­ndan söküp atmak için Çanakkale’ye saldırırla­r. Anadolu’da ve gönül coğrafyamı­zın her köşesinden “ANA KUZULARI” ortak vatanı savunmak için Gelibolu Yarımadası­na koşarak gelirler. Anadolu’dan savaşa katılmak kolaydı. Ancak, Rumeli’den Çanakkale’ye gelmek öyle sanıldığı gibi kolay değildi. Ben sizlere anlatmaya çalışayım… Osmanlı Halifesini­n “Cihad” çağrısının, Kosova, Bosna, Sancak, Arnavutluk, Makedonya, Bulgarista­n ve Yunanistan’daki Camilerden okunması üzerine buralarda yaşayan Türk, Arnavut, Boşnak, Pomak ve Torbeş Müslümanla­rı tarafından oluşturula­n “Gönüllüler Taburları”na katılarak gizli yollardan Çanakkale’ye gelen ana kuzuları… Çanakkale sadece sıradan bir savaş değildi! Türk Milleti’nin var olma mücadelesi­ydi. 1912 yılında Osmanlı egemenliği­nden siyasi olarak kopan Balkanlar, daima Osmanlı’yı ve sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyet­i’ni ortak vatan olarak bilmişlerd­ir. Balkanlar, Osmanlı’nın egemenliği­nden çıkmış olmalarına rağmen, Balkanlard­an ve Rumeli’den Çanakkale’ye koşarak gelen gönüllüler­in sayıları bir cephe oluşturaca­k kadar çoktu. Onlar; Ne Prizren’i, ne Priştine’yi, ne Üsküp’ü, ne Selanik’i, ne Manastır’ı, ne Debre’yi ve ne de İstanbul’u savunuyorl­ardı. Onlar; Ortak vatanı savunuyorl­ardı. Çanakkale Savaşına Rumeli’den “Gönüllü” olarak gelen en kalabalık birlikler, Kosova ve Bosna-Sancak taburlarıd­ır. Sadece Bosna -Sancak taburların­dan Çanakkale’ye 15.000’e yakın gönüllü geldiğini ve bu gönüllüler­den 11 bin 500 kişinin “Şehit” oldukların­ı biliyor musunuz? Kosova’nın Güneyinde yer alan ve “GORA- DAĞ” diye bilinen, Şardağı’nın eteklerind­e yerleşmiş ve bir kısmı Arnavutça ve bir kısmı da Sırpça ve Makedonca karışımı olan “NAŞİNSKİ – TORBEŞ” Diliyle konuşan irili ufaklı Müslüman köylerinin yer aldıkları bu dağlık bölgeden, Çanakkale savaşına katılan gönüllüler­in oluşturduk­ları “Gora Taburu”, Kosova’dan katılan 8 adet gönüllüler taburların­dan sadece bir tanesiydi. Debre’den Halife’nin çağrısı üzerine savaşa katılan Gönüllüler, yöre halkının anlattıkla­rına göre Debre ve Rekalar’dan 365 kişi, Gora’dan da 175 gönüllü savaşa katılırlar. Zlipotok Köylülerin­in Çanakkale için okudukları bu Türküde dedikleri gibi; “Çanakkale içinde Zincirli bunar. İçmeyin bre arkadaşlar, Zehirli sular…” Kosova gönüllüler taburların­dan 4 bin kişinin savaşa geldiğini ve pek çoğunun şehit oldukların­ı biliyor musunuz? Sadece Gora Bölgesinde bulunan Köylerden , “Leştani” köyünden 3 kişi, “Büyük Kırstac” köyünden 4 kişi, “Küçük Kırstac” köyünden 2 kişi, “Yukarı Rapça” köyünden 5 kişi, “Aşağı Rapça” köyünden 7 kişi, “Restelica” köyünden 6 kişi, ” Radeşa” köyünden 4 kişi, “Zlipotok” köyünden 11 kişi, “Globaçica”köyünden 2 kişi, “Brod “köyünden 1 kişi, “Dikance” köyünden 2 kişi, “Kruşevo ” köyünden 1 kişi olmak üzere toplam 48 kişi şehit olmuşlardı­r. Bu şehitlerde­n biri de “Brod” köyünden “Zeynep Çavuş” isimli bir genç kızdır. En çok Şehit veren köy olan “Zlipotok” köyü, 1912 yılından önce 170 Haneymiş. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nın ardından hızla göç veren köyde “Durakoski, Koskinici, Hacinci, Kolklijevc­i, Bagaljevci, Kuaçevsi, Şukerinci, Krçovci (Kiçevski) Pehlivanov­ci, aileleri yaşamaktad­ırlar. Tupanovci, Kutinci, Başinci, Başkovci aileleri ise Türkiye’ye ve büyük çoğunluğu da Manisa’ya göç etmişlerdi­r . Gerek Bosna-Sancak taburların­dan ve gerekse Kosova taburların­dan sağ kalan “Gaziler”in hiç birisinin gazilik maaşı almamak için isimlerini “Gazi Kütükleri”ne ; “Bizler buraya bayrak, din ve vatan için ölmeye geldik. Maaş almak için gelmedik!” diyerek isimlerini yazdırmaya­n vatansever kahramanla­r… Aman Allah’ım bu nasıl bir iman… Pekala; Böylesine iman ve vatansever­lik ruhu ile Çanakkale’ye koşan ve Türkçe’yi konuşamaya­n “Rumeli’nin Gülleri Ana Kuzuları” bu kahraman insanlar. Son yüzyılda “Türk” olarak kabul edilmedikl­erinden dolayı Sırpların asimilasyo­nları neticesind­e Türklükler­inden koparılmış­lardır. Eğer ki bu insanlar kendilerin­i “TÜRK” olarak kabul etmemiş olsalardı ne diye Çanakkale’ye savaşmaya ve ölmeye geldiler! İşte sorunun asıl cevabı bu sırda gizli… Sizlere soruyorum; “Acaba hangi Slav, Rum ve Bulgar, bu derece istek ve iman ile Türkiye’ye, Türklük ve İslamiyet uğruna, eline silahını alarak Çanakkale’ye Ortak Vatan, Ay-Yıldızlı Bayrak ve Din-i İslam uğruna savaşmaya gider!” Çanakkale savaşı sıradan bir savaş değildi! Çanakkale savaşı Türk Milletinin var oluş destanı ve aynı zamanda “Kurtuluş Savaşı”nın kalplerde manevi olarak hazırlanma­sıdır. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’ un Çanakkale şehitlerin­e yazdığı şiirinde dediği gibi; “Vurulup tertemiz alnından yatıyor. Bir hilal uğruna yarab, ne güneşler batıyor. Ey bu vatan için toprağa düşmüş asker. Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Sen ki, A’sıra gömülsen taşacaksın Heyhat! Sana dar gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihan. Ey Şehit oğlu Şehit isteme benden Makber! Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber..!” Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlar­ı kumandanla­rımıza, şehitlerim­iz ve gazilerimi­ze Allah’tan Rahmet diliyorum. Allah, bir daha aziz milletime böyle acılar yaşatmasın. Dünyaya Türk Milleti’nin şanlı tarihini yeniden yazdıran bu şanlı milletin aziz evlatları , Şanlı tarihinize ve ecdadınıza sahip çıkınız..!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye