BAŞIMIZ SAĞ OLSUN

2 6 Kasım Salı günü sabaha karşı eşimin telefonu acı acı çalınca endişeyle uyandık. Öyle ya, Sabaha karşı çalan telefonlar kuvvetle muhtemel acı haberin sesidir. O saatte hemşirenin “Anneniz fenalaştı, acilen hastaneye gelin” demek, kibarca hastanızı kaybettik, anlamına geliyor. Arkasından bir telefon daha, bu sefer ki daha acımasız, direk yüzüne çarpan bir tokat gibi: “Vekilim, başınız sağ olsun” Eşim anlamasın diye, “Dostlar sağ olsun” bile diyemedim. Sadece, Tamam hastaneye gidiyoruz, deyiverdim. Fatma Cinğ, tam dokuz tane evladı vardı, en küçüğü sevgili eşim Sevilay hanım. Onun annesi benim de annem. 21 tane üçüncü kuşak torun, 21 tane torununun çocuğu (dördüncü kuşak) ile tam 42 tane torun ve eğer 8 ay daha yaşasaydı torununun torununu yani 5.kuşak torununu da görebilecekti. O, dedeleri Selanik’ten gelen güçlü bir kadındı. İyi bir insandı. Allah’tan gani gani rahmet olsun.

Arnavutluk yanıyor, hem bu sefer pek müthiş!

Hastanede acımızla dertlenirken, yetmezmiş gibi Arnavutluk depremini de duyuverdik. O anı bir daha yaşamak istemem. Dost ve kardeş Arnavutluk aynı gün sabaha karşı 6,4 şiddetinde bir depremle uyanmıştı. Son 30 yılda, Arnavutluk’ta yaşanan en büyük depremdi. Şu ana kadar 49 kişi hayatını kaybetti, 700 kadar yaralı var. İlginçtir, 2 gün sonra yani 28 Kasım’da Arnavutluk’un milli bayramı olan “Bayrak Günü” kutlanacaktı. Arnavutluk’un İstanbul Başkonsolosluğu bir resepsiyon düzenlemiş, bizi de geçen hafta davet etmişlerdi. Demek kısmet değilmiş.

türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkürler

Arnavutluk’taki depreme karşı büyük bir yardım severlikle harekete geçen Türkiye Cumhuriyeti, Arnavut kardeşlerinin acısına ortak olmuştur. Özellikle Türk Kızılay’ına ve TİKA’ya çok teşekkür ediyoruz. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığımızdan küçük bir ricamız olacak. Bu hafta yetişmedi, ancak haftaya Cuma namazında Arnavut kardeşlerimiz için bir dua bekliyoruz. Ayrıca Arnavutluk için camilerde bir yardım kampanyası yapılması güzel olur. İçimiz yandı,

Başımız Sağolsun