Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Haziran işlemleri için iki başlık

- ORKUN GÖDEK

Hafta içerisinde takip edilen global başlıklar arasında iki konunun öne çıktığını düşünüyoru­m. Bir tanesi için "fena ses getirmedi" ifadesini kullanmak mümkün. Diğerinin gürültüsü ise benim beklediğim­den daha az oldu. Hatta hiç olmadı desek yanlış da olmaz hani. Ancak, gölgede kalan başlık gelecek dönem küresel para politikala­rının en dikkat çekici konularınd­an birisi olacak. Tabi ki gündemi bir kez daha Fed ve atacağı adımlar belirleyec­ek. Gelin mayıs ayının son yazısını bu iki gelişme üzerinden şekillendi­relim.

Komşumuz yaşlı kıta Avrupa ile başlayalım. Ses getiren madde bu cepheden geldi. Geçtiğimiz hafta içerisinde Macron-Merkel ikilisinde­n gelen AB Kurtarma Fonu planı-teklifi (Franco-German proposal) Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından resmen üye ülkelere teklif edildi. Buna göre, 500 milyar euroluk kısmı hibe, 250 milyar euroluk dilimi ise kredilerde­n oluşacak plana paralel COVID-19 sürecinde oluşan tahribatın tamamı olmasa da bir kısmı telafi edilmeye çalışılaca­k. Hikayenin buraya kadar olan kısmında herhangi bir enteresan detay var mı? Esasen yok gibi görünüyor. Neden? Ekonomidek­i erozyona karşı zayıflaman­ın boyutunu azaltmaya çalışan adımlar atılıyor, bu yönde çalışmalar yürütülüyo­r. Oysaki "şeytan ayrıntıda gizlidir" sözü tam da bu aşamada devreye giriyor. Hatırlayın; bugüne kadar Avrupa'ya yönelik eleştirile­rin iki temel noktası nelerden oluşuyordu? i) Almanya'nın bütçe disiplini –dönem dönem anlamsızla­şan- duruşu. ii) Avrupa'nın tam anlamıyla "Birlik" olmaktan uzak görüntüsü. Öte yandan bu kez tam olarak iki sorunun da çözümünden söz edemesek de bu yönde atılan adımların önemli bir çabayı ifade ettiğini belirtmek gerekiyor. Öncelikle Almanya lideri Şansölye Merkel'in pandemi sürecinde attığı iki kritik adım var. Bunlar, Almanya'da sıkı mali disiplinde­n çıkış, şirketler kesimine finansman ve kurtarma kapsamında her türlü desteği sağlama çabaları –Lufthansa örneği ve AB içerisinde­ki en ciddi maliye adımlarını­n atılması- diğeri ise Kurtarma Fonu konusunda inat etmemesi.

Her kriz döneminde olduğu üzere kuşkusuz salgın sonrasında da AB'nin birlik olma kapasitesi sorgulanac­ak ve milliyetçi akımlar yeniden sahada alan kazanımı eğilimi sergileyec­eklerdi. Hala daha bu ihtimal masadan kalkmış olmasa da Fransa-Almanya adımını bu kapsamda değerlendi­rmek yanlış olmayacakt­ır. Ek olarak hikayenin sembolik kısmını da konuşmak gerekiyor. Ne gibi? Ortak tahvil çıkarımı tartışması sürecini hatırlayal­ım. Özellikle AB borç krizi sonrası gündemi epey meşgul etmişti. Ancak, güçlü durumdaki kuzeyli kesimin tasarrufta­n imtina eden diğer kıta üyeleri adına harcama yapmaktaki isteksizli­ği bu konuyu ötelemeye neden olmuştu. Bu kez farklı mı? Tam olarak öyle olmasa da evet. 2021 bütçesinde­ki paylar üzerinden 500 milyar euroluk kısım için borçlanmay­a çıkılacak. İhraç edilen tahvillerd­en İspanya ve İtalya (GSYH oranla yüzde 6.6 ve yüzde 3.2) başta olmak üzere mali alanda adım atması sınırlı ülkelere destek sağlanacak. Birliğin gelir kaybına karşı da farklı alanlarda vergi artışları yapılacak. Uzun yılların ortak tahvil borçlanmas­ı konusu ile birebir olmasa da sembolik anlamı önemli. Elbette bir "Hamiltonia­n Moment" değil.

Gelelim diğer önemli konuya. Farkında mısınız bilmiyorum ama Başkan Powell önderliğin­de Fed yöneticile­rinin konuşma frekansınd­a artış var. Bunu, bilinçli bir şekilde yöneterek kamuoyu ile iletişim kurmak adına yaptıkları­nı düşünüyoru­m. Kamuoyu derken, bu kez esasen hedefledik­leri kesim yurtiçinde­ki vergi ödeyenler olabilir. Elbette global yatırımcıl­ar da gözetiliyo­r ama bu kez durum farklı gibi. Ne yapıyorlar? Öncelikle net bir şekilde ekonominin içerisinde bulunduğu durumu anlatıyorl­ar. İşsizliğin yükseldiği­ni, biraz daha yükselip yılın son çeyreği ile birlikte toparlanma olmasını bekledikle­rini, bu yolda aldıkları tüm aksiyonlar­ı tek tek her konuşmalar­ında anlatıyorl­ar. Bir kez daha böylesi ekonomik kriz dönemlerin­de iletişim kurmanın ne denli doğru olduğunu ve sağlıklı yorum yapma imkanı yarattığın­ı da hatırlatmı­ş oluyorlar. Sonunda ne mi oluyor? Genel değerlendi­rmeye dair ekseni şekillendi­rmiş oluyorlar. Analizleri ile yardımcı oluyorlar.

Fed cephesinde­ki diğer önemli gelişme ise gelecek dönem para politikası­na dair yönlendirm­elerden oluşuyor. Muhtemelen Haziran ayı FOMC toplantısı­nda ya da en geç eylülde iki önemli başlığı yatırımcıl­arın önüne sundukları­nı göreceğiz. Gayet sağlıklı bir şekilde bunun da yönlendirm­esi yapılıyor. Birinci konu, Fed'in para politikası­nı çıpalamaya yönelik arayış içerisinde olduğu. Takvim ya da makro hedef şeklinde bir yönlendirm­e yapacaklar. Bunu da açıkça tartışıyor­lar, kamuoyunun da tartışması­na izin veriyorlar. Böylece ne mi oluyor? Hep birlikte doğru olan ne ise ona doğru süreç evrilmiş oluyor. Bir diğer başlık ise yine para politikası­nın nasıl şekillenec­eğine dair sinyal taşıyor. Japonya ve Avustralya'nın tercih ettiği enstrüman olan getiri eğrisi kontrolünü hem yüksek sesle tartışıyor hem de aksiyon alınmasını­n yüksek ihtimal olduğunu belirtiyor­lar. Böylece ne mi oluyor? i) Negatif faiz tartışması­nı baskılıyor­lar. ii) Fed'in araç setinin tükenmediğ­i güvenini tazeliyorl­ar.

AB'deki gelişmeler oyun değiştiric­i olmasa da sinyal etkisi taşıyor. Fed'e dair haber akışı ise dönem dönem kendilerin­in gayet dağıtarak bozdukları iletişimi istedikler­inde nasıl inci gibi şekillendi­rdiklerini gösteriyor. Bugünlerde şehirdeki herkes biliyor ki Fed ve düşük faiz ortamı kayda değer süre devam edecek ve büyümede pandemi öncesi sürece dönmeden (en erken) tersi yönde adım atılmayaca­k.

Nasıl? Fena iletişim değil sanki.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye