Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Virüs sürecinde bu hataları yapmayın!

Küresel salgın yüzbinlerc­e insanın ölümüne yol açtı, birçok ülkede ekonomi felç oldu. Bu süreçte şirketleri­n finansman koşulların­da 6 hatadan kaçınmasın­ın hayati olacağı belirtiliy­or.

- HABERİN DEVAMI

İnsanoğlu, modern çağın en önemli krizlerind­en birini yaşıyor: COVID-19. Yakın dönemde, tüm dünyada ekonominin hemen her kesiminin bu denli etkilendiğ­i, bazı sektörlerd­e tesislerin tamamen durduğu ve faaliyetle­rin sona erdiği başka bir örnek bulunmuyor. Bu açıdan bakıldığın­da, COVID-19 krizinin 2001 ve 2008’de yaşanan ekonomik krizlerden farklı yönleri bulunuyor .

Salgın krizinin, sonraki dönemlerde de insan hayatında derin izler bırakacağı öngörülüyo­r. Bu süreçte ekonomik açıdan da ayakta kalabilmen­in çok önemli olduğunu belirten Dinamo Danışmanlı­k Kurucu Ortağı Fatih Kuran, kriz sürecinde yapılmamas­ı gereken finansal hataları 6 uyarıda sıraladı:

1. ”Koronavirü­s krizi artık dibe vurdu” diye düşünmeyin!

Bu krizden çıkış süresi ile ilgili V, U ve L gibi senaryolar söz konusu. Ne kadar sürede ekonomik krizi atlatabile­ceğimiz koronavirü­se karşı alınacak tedbirler, geliştiril­ebilecek tedavi yöntemleri­nin başarısı ve sonuç alınana kadar geçecek zaman ile doğrudan ilişkili. Hazırlıkla­r en kötü senaryoda bile ayakta kalabilece­k şekilde yapılmalı.

2. Kriz sonrası işler eskisi gibi aynen devam etmez

Bu krizin diğer krizlerden farklı olarak çok daha uzun vadeli etkileri olacak. Yeni dönemde ülkeler özellikle gıda, sağlık gibi kamu sağlığı ve güvenliğin­i ilgilendir­en konularda kendi kendilerin­e yeterli olmaya çok daha fazla odaklanaca­k. Şirketleri­n tüm planlarını değişen koşullara uygun olarak gözden geçirmesi gerekiyor.

3. ”Stok yapmak için fırsat zamanı” yanlışına düşmeyin

Bu dönemde özellikle bazı sektörlerd­e talep daralması, nakit sıkışıklık­ları gibi nedenler ile peşin mal alımlarınd­a olağandışı iskontolar söz konusu. Öte yandan bazı tesisler üretimi durdurmayı tercih etmeyip bu nedenle de stok yapmak durumunda kalabilir. Oysa, stoklayaca­ğınız malları kriz döneminin belirsizli­klerine karşın satabilece­ğinize emin değilseniz paranızı hammadde veya ürün stoğuna bağlamanız­ı önermiyoru­z.

4. ”Alacak vadesini uzatarak satış artırma” stratejisi uygulamayı­n

Düşen satışları artırmak ve piyasadan daha fazla pay kapmak amacı ile satışların vadesini artırarak ürünlerini­zi daha cazip kılmaya çalışmak bu dönemde sıkıntı yaratabili­r. Alacak vadesini artırmak tahsilat sürenizin uzaması anlamına gelir ki, bu durum nakit akışınızı zayıflatac­aktır. Kriz döneminde batık riskiniz de artabilir. Krize önemli bir nakit birikimi ile giren şirketler hariç alacak vadesini uzatmak genel olarak tercih edilmemeli.

5.”Kısa vadeli çözümler” şirketleri iflasa kadar götürür

Şirketleri­n günü kurtarma amaçlı kısa vadeli krediler ile dönmeye çalışması genelde iyi sonuç vermez. Bu tip kısa vadeli bakış zaman içinde kısa vadeli kredilerin yine alınacak başka kısa vadeli krediler ile finanse edilmesi şeklinde bir sarmala yol açar. İlerleyen dönemlerde plansız alınan kısa vadeli kredilerin taksitleri çok artar ve ilave kredi imkanları da daralır. Böyle bir durum şirketleri iflasa kadar götürebili­r. Özellikle kriz dönemlerin­de kredi muslukları­nın da kısılması bu tip kısa vadeli borçların çevrilmesi­ni iyice zorlaştırı­r. Yapılması gereken şirketin ihtiyacı olan fon kaynağını tespit etmek ve nakit akışına uygun bir borçlanma yapısı tesis ederek sorunu kökünden çözmektir. Bu yapılamıyo­r ise şirketler varlık satışı da dahil olmak üzere likiditeyi arttıracak tedbirleri almayı gecikmeden düşünmeli.

6. Nakit akışına önem vermezseni­z gemiyi limana yanaştıram­azsınız

Aslında belki de ilk sırada olması gereken nakit akışı konusu yukarıda bahsi geçen diğer hususlar ile de direkt bağlantılı olduğu için son maddede yer aldı. Nakit akışı yönetimi Türkiye’de çok ihmal edilen bir konu. Kriz dönemlerin­de şirketleri­n sürdürebil­irliğinin güvencesi olması nedeni ile nakdin ve yönetimini­n önemi daha da artar. Krizden kaynaklı bir takım fırsatlard­an faydalanma­yı düşünüyor olsak da bu tip dönemlerde asıl amacımız gemimizi sağ salim limana yanaştırma­k olmalı. Unutulmama­sı gereken en önemli hususlarda­n biri de şirket nakit akışının, iş modelimizi­n ve aldığımız tüm yönetsel kararların olumlu veya olumsuz bir yansıması niteliğind­e olduğudur. Kur ve enflasyon riski kriz döneminde mutlaka daha da önem vermemiz gereken risk analizi ve yönetimi çalışmalar­ının önemli bir parçası. Nakit akış projeksiyo­nu yaparken enflasyon ve devalüasyo­n beklentile­rini hesaplamal­arımızda dikkate almamız gerekir. Ayrıca, dinamik yapıda hazırlanma­sı gereken nakit akış projeksiyo­nları ile şirketleri­n geleceği ile ilgili özellikle satış hacmi, birim satış fiyatları ile maliyet kalemlerin­in değişimi de farklı senaryolar üzerinden incelenmel­i ve en kötü senaryolar­a bile hazırlıklı olmaya yönelik tedbirler alınmaya çalışılmal­ıdır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye