Gerilim tırmanırsa ne olur, Türkiye nasıl etkilenir?
ABD ile Çin arasında özellikle COVID-19 nedeniyle süregelen karşılıklı suçlamalara ilave olarak ortaya çıkan Hong Kong krizinin iki ülke arasında bir Soğuk Savaş’a dönüşmesi ne Türkiye’nin ne de diğer gelişmekte olan ülkelerin yararına olur. Soğuk Savaş, uluslararası ticaretin düşmesi, tedarik zincirlerinin kopması ve global ekonominin yavaşlaması sonucunu doğurur. Bu da COVID19’la durma noktasına gelen global ekonomiyi fevkalade olumsuz yönde etkiler. Aslında ABD ile Çin, geçmiş yıllarda çok iyi ticaret ortağı olduklarını gösterdiler. Çin ABD’li ve Avrupalı birçok şirketin üretim merkezi haline geldi. Neticede 500 milyar dolarlık bir ticaret fazlası verdi. Soğuk Savaş Çin ekonomisine yarar sağlamaz. Türkiye açısından da önemli olan meşhur Yol Kuşak projesi de zarar görür. Bu siyasi konjonktürde Türkiye hem batıyla hem Çin’le ilişkilerini canlı tutmalı. Bu ilişkileri birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olarak görmeliyiz. Ticari, ekonomik, siyasi ilişkileri tüm taraflarla sürdürmek, ikili ihtilaflarına dahil olmamak önemli. Ülkemiz açısından konunun finansal boyutu da var. Türkiye’nin şu anda ihtiyaç duyduğu dış finansman kanımca nihayetinde batıdan gelecektir. Swap hattı görüşmelerini Japonya ve İngiltere gibi ülkelerle yaptığımızı duyuyoruz. Bu çerçevede Çin’in adı hiç geçmedi. Böyle bir mali destek verip vermeyeceklerini merak ediyorum ama büyük montanlı bir swap hattı açılacağını öngörmüyorum. ABD yönetiminin kurcaladığı diğer bir konu da Uygur Türklerine uygulanan baskı ve asimilasyon politikaları. Haberler doğruysa milyonlarca Uygur’un zorunlu asimilasyona tabi olması, kurulan kamplarda eğitilmesi, her türlü baskıya maruz kalması insan haklarına ve temel özgürlüklere aykırı ve kabul edilebilecek bir durum değil. ABD’nin Çin’le Soğuk Savaş ortamında bu konuyu işlemeye devam edeceğini tahmin ediyorum.