Döviz satışı tartışmasında ilginç detaylar
Döviz satışı gerçekten Merkez Bankası mevzuatına uygun mu, değil mi; bu soruyu alanının en yetkin isimlerinden birine, eski TCMB Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan'a sordum. Görüşmemizde çok önemli bir iddiayı gündeme getiren Turhan, 130 milyar dolar rezervi satanların Cumhurbaşkanı'na yanlış bilgi verdiklerini ileri sürdü. Turhan, döviz satışında bir istismar ve hukuka aykırılık iddialarının ise adil ve tarafsız bir soruşturmayla ortaya çıkabileceğini söyledi.
Döviz rezervimiz 95 milyar dolar mı, yoksa ekside miyiz? 130 milyar dolar ileri sürüldüğü gibi birilerine haksız kazanç sağlayacak şekilde mi satıldı, yoksa mevzuata uygun bir şekilde mi? 130 milyarlık satış mevzuata uygunsa bunu Merkez Bankası verilerinde niye göremiyoruz?
Gelin yaklaşık iki yıl önceye dönelim. Tarih 13 Mayıs 2019. Bu köşedeki yazımın başlığı şöyle:
“Dövizde tehlikeli operasyonlar”
Üst başlığı da şöyle atmışım:
“Net rezerv 10 milyar, swap düşülünce eksideyiz ama kur artmasın diye döviz satıyoruz”
Daha yakın zamana gelelim. Geçen yıl kasımda Merkez Bankası Başkanı değiştirilirken ve ardından Hazine ve Maliye Bakanı istifa ederken Ankara kulisleri bu rezerv konusuyla ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rezervin eksiye indiğinden ilk kez haberdar olduğu iddiasıyla çalkalanmadı mı? Bakın aradan üç buçuk ay geçti, önceki güne kadar Merkez Bankası rezervinin 130 milyar dolar kadar eritildiği iddiasıyla ilgili tek bir itiraz bile duyulmadı. 130 milyar konusu tekrar gündeme getirilince Cumhurbaşkanı Erdoğan rezervin eksiye inmesinin söz konusu olmadığını, döviz satışının da mevzuata uygun yapıldığını söyleme gereği duydu.
Döviz satışı gerçekten Merkez Bankası mevzuatına uygun mu, değil mi; bu soruyu alanının en yetkin isimlerinden birine, eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan’a sordum.
Ama şu bir gerçek; Merkez Bankası “normal kanallar dışında, adeta el altından” yalnızca geçen yıl döviz satmadı; satış 2019 yılında başlamıştı zaten. (13
Mayıs 2019 Dünya) Hatta, rezerv konusunu konuştuğum İbrahim Turhan’ın verdiği bilgiye göre kamu bankalarının döviz satışı rahip krizinin yaşandığı 2018 yılının ağustos ayında başlamıştı. O günlerde satılanın Merkez Bankası dövizi olmadığını söyledi Turhan. Ancak bu satış kamu bankalarını zorlamaya başlamış ve 2019 başında bu bankalara bir şekilde destek çıkılması kaçınılmaz olmuştu.
İbrahim Turhan, 2019'un mart ayında yerel seçimden hemen önce kurda bir yükselme yaşandığını, bir takım verilerle hesaplanabilen piyasadaki TL likiditesine bakıldığında olması gerekenden düşük bir tutar bulunduğunu, bunun da Merkez Bankası’nın “bir şey” sattığını gösterdiğini söyledi. Satılan o “bir şey” tabii ki dövizdi.
Zaten bu köşede 2019’un mayıs ayında yazdığımız da buydu...