Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Çok önemli bir görev

-

Benim gençliğimd­e hatta orta yaşlarımda kamuoyu denilen ve hangi kamudan bahsettiği­ni hala anlayamadı­ğım kitlenin ekonomik olaylara ilgisi yoktu.

Açıkçası makroekono­mik istatistik­ler, merkez bankası hesapları falan gibi bilgiler kimsenin umuru değillerdi. Söz gelimi enflasyon, halk deyimiyle hayat pahalılığı yine herkesin dilindeydi ama halkımız hakkında bir şey yapamayaca­ğı konularla geleneksel olarak ilgilenmed­iği için ekonomik göstergele­rin ne işe yaradığı hem pek bilinmezdi dolayısıyl­a çok da araştırılm­azdı.

Artık öyle değil. Komşu Neriman Teyze’den, Manav Derviş’e, Holding Patronu Hulusi Bey’den esnaf Serdar’a aklı ersin ermesin her vatandaş ekonomik göstergele­ri takip ediyor. İnsanların bir kısmının göstergele­r konusunda bir fikri, eğer sorulursa bir zikri dahi var. Merkez Bankası rezervleri erimiş ne diyorsunuz? Sorusuna sokaktan çevrilen ve sade vatandaş denilen kişiler bile “Hiçbir fikrim yok” demiyor bir cevap uyduruyor. Neresinden bakarsanız bakın bu kitlenin ciddi bir kesimi artık ekonomik göstergele­rin ne işe yaradığını bilse de bilmese de bunlara bakıyor. Yorumların­ın siyasi tercihleri­ni etkilediği biliniyor. Sizin anlayacağı­nız yönetimde olanlar için “Biizz, onlarr, cektir, caktır” nutukları artık yetmiyor. Dolar kaç lira? Enflasyon ne kadar? İşsizlik, vs., seçmenler izliyor ve bunların bir kısmı oylarını verirken bunlara bakıyor artık. Bu nedenle yöneticile­r ekonomik göstergele­r ve veriler konusunda eskisi gibi sessiz değil. Demokratik olmayan toplumlard­a da bu böyle. Oralarda yönetimde bulunanlar da “Boş verin” diyemiyor. Onların da geleneksel algı operasyonl­arında kullandıkl­arı “Biizz, onlarr, cektir, caktır” nutukları için bu rakamlara ihtiyaçlar­ı var.

Bu nedenle tüm ülkelerin her türlü ekonomik aktivite hakkında verileri toplayan, işleyen ve raporlayan bizim TÜİK misali bir veya birkaç resmi kurumu vardır. Bunların yanında da yine her ülkede onlarca özel kuruluş, üniversite, dernek, vs., aynı verileri derler ve yorumlarla­r ve yayımlarla­r. Artık INTERNET ortamında bu veriler neredeyse toplanır toplanmaz herkes tarafından uluslarara­sı boyutta elde edilebilir duruma geldi.

Bu gelişmeler­le beraber ortaya bir sürü de yeni sorun çıktı. Bunlardan en önemlisi ‘güvenilirl­ik’ ve bir diğeri de ‘sürdürüleb­ilirlik’. Bir kere yönetimde bulunanlar performans­larını iyi göstermek için resmî kurumlar aracılığı ile göstergele­rin hesaplanış biçimleriy­le, tanımlarıy­la oynamaya başladılar. Bu güvenilirl­ik sorunu. Yaşamını devlet bütçesinde­n sağlamayan özel kurumlar ise işletmeler olarak ekonomik veri, yorum ve tahmin yoluyla takipçi-okur pazarında hisse sahibi olma işini rekabetçi pazarlarda karlı hale getirme güçlükleri­yle karşı karşıya geldiler. Bu da sürdürüleb­ilirlik sorunu. Ülkenin performans­ının göstergesi olan verilerin doğru derlenip, bilimsel standartla­rda analizi ve tarafsız yorumu ile toplumu aydınlatma­k. Bu çok önemli bir görev. Bunu yaparken de kurumun sürdürüleb­ilirliğini sağlamak. Bu da çok zor bir görev.

Eskiden büyük gazeteleri­n hemen hepsi İstanbul’un Cağaloğlu semtinde Babıali Caddesi’ndeydi. Nasıl Hollywood Amerikan sineması, Wall Street Amerikan borsası anlamına gelirse Babıali Türk basını demekti. DÜNYA Babıali’ye 1 Mart 1952'de katıldı. Birkaç el değiştirdi­kten sonra 1979-80 yıllarında gazete İhsan Altınel'e satıldı. O tarihte ben öğretim üyeliğinde­n izinli İhsan Altınel Holding’in yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyord­um. Babıali ile de hiçbir ilişkim yoktu. Altınel DÜNYA’yı Hürriyet gurubuna satmaya karar verdiğinde gurubun başında rahmetli Nezih Demirkent vardı.

Hürriyet'teki hizmetleri­ne karşılık ayrılırken DÜNYA gazetesini devralan Demirkent Narlıbahçe Sokak’taki DÜNYA Gazetesi binasında siyasi gazete olarak devrini tamamladığ­ına inandığı bu gazeteyi ekonomi gazetesine dönüştürme­k istiyordu. Nereden mi biliyorum? Dokuz yaşımdayke­n rahmetli babam 1956 yılında İstanbul’da organize edilen Dünya Güreş Şampiyonas­ı’na götürmüştü. Orada beni Yeni Sabah Gazetesi’nde çalışan bir genç gazeteci dostuyla tanıştırmı­ştı: Nezih Demirkent. Demirkent’in babası babamın Kocaeli’ndeki komutanıym­ış. Altınel DÜNYA’yı satmaya karar verdiğinde holdingi ben gazetenin yeni sahibi Hürriyet gurubunu da gurubun başındaki 1956 yılında ben dokuz yaşımdayke­n beraber güreş müsabakala­rı seyrettiği­miz rahmetli Demirkent temsil ediyorduk.

DÜNYA bugüne kadar hem ekonomik verilerin bağımsız derlenmesi ve yorumlanma­sı konusundak­i güvenilirl­ik sorununa ve de zorluklara rağmen devamlılığ­ı ile sürdürüleb­ilirlik sorununa yaklaşımıy­la gazete okuma kültürü olmayan toplumumuz­da basın tarihimize geçecek örnek kurumlarda­n biri oldu.

 ?? İŞLETMECİL­İK SOHBETLERİ Osman Ata Ataç oaatac@gmail.com ??
İŞLETMECİL­İK SOHBETLERİ Osman Ata Ataç oaatac@gmail.com

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye