BIR KUŞUN KANATLARINDA YAŞAM
Ege’nin eşsiz koylarından birine açılan ormanlık araziye adeta kondurulmuş; küçük, modüler, kendine yeten bir hayal projesi Living Modular Unit 50. İtalya, Cenova merkezli TAO’nun kurucusu Mimar Onur Teke’nin imzasını taşıyan ödüllü yapı, şimdiden iyi yaşam mühendisliğinin ülkemizdeki yapı taşlarından biri olma özelliğini taşıyor.
Yeni projeniz MU50 nasıl ortaya çıktı? Herkesin günlük yaşantının debdebesinden uzakta kendini dinleyebileceği bir kaçış noktasının hayalini kurduğuna inanıyorum. Burası bir dağın tepesi, bir uçurum ya da deniz kenarı olabilir. Aynı zamanda 21. yüzyılın ihtiyaçları gereğince yaşayıp çalışabileceğimiz, sakin bir yer… MU50’yi bu hayalin bir tezahürü olarak olarak tasarladım.
Proje şimdiden iki ödül aldı. Bu ödüllerden bahsedebilir misiniz? İlki dünyada inşa edilen ahşap yapıları ödüllendiren The Wood Design & Building Awards. Jürisi Kanadalı ve Amerikalı mimarlardan oluşuyor. Kanada gibi köklü bir ahşap yapı geleneğine sahip bir ülkeden ödül almak bana gurur verdi. İkincisi ülkemizde de iyi bilinen bir ödül, World Architecture Community Awards (WA Awards). MU50 kadar küçük ölçekli bir projeyle dünyanın önde gelen mimari ofislerinin büyük projelerine karşı yarışıp bu ödülü aldığımız için çok mutluyum.
MU50 hakkında neler söylemek istersiniz? TAO’da biz, insanlar için farklı yaşam alternatifleri yaratmaya uğraşıyoruz. İyi tasarlanmış, işlevsel, inşası kolay ve sürdürülebilir prefabrik yapılar üzerine yoğunlaşıyoruz. Vizyonumuz mimari tasarımın ötesinde sürdürülebilirlik, araziyle ilişki ve estetik açıdan daha iyi bir gündelik yaşam önerisi getiren yapılar üretmek. MU50 küçük, modüler, off-grid bir yapı. Geri dönüştürülebilecek ya da farklı yerlerde konumlanabilecek şekilde tasarlandı. Sade, esnek doğası ve malzeme seçimleriyle kullanıcısının içinde bulunduğu doğal ortamla bağlantı içinde olmasını sağlayan karbon ayak izi düşük bir yaşam alternatifi sunuyor. Binanın çok özel bir cephe detayı var. Bu fikir nasıl ortaya çıktı ve gelişti? Ana yapının kapalı bir kütleye bağlanan ve tüm mekanik ve elektrik ekipmanları içinde barındıran güney cephesindeki kısım dışında tüm cepheleri çift cam. İç mekânın çevreyle bağlantısını sağlayan ve açıklık hissi yaratan bu iç cephenin dışında gün ışığının
binaya girişini kontrol altında tutmaya yarayan ahşap bir gölgeleme sistemi mevcut. Modüler paneller farklı yüksekliklerde açılıp sabitlenebiliyor. Tam açıldığında pergola işlevine kavuşuyor.
Projenin sürdürülebilir özellikleri neler? Ne tür malzemeler kullandınız? Binada hem yapı elemanları hem kaplama malzemeleri doğal malzemelerden seçilirken kullanıcının ve dünyanın sağlığı göz önünde bulunduruldu. Basit, açık plan gün ışığının ve havanın iç mekânda özgürce dolaşmasına olanak tanıyor. Şeffaf cephelerden içeri dağılan doğal ışık yapay aydınlatma ihtiyacını minimuma indiriyor. Binanın bakır kaplama dik beşik çatısı fotoelektrik enerji sistemi ve güneş enerjisi panellerini içinde barındırıyor. Yerden ısıtma sistemi, bina yerleşimi, özel yapım çift cam yüzeyler ve her biri hidrolik pistonlarla kontrol edilen çam gölgelikler, iç mekânda az enerjiyle iklim kontrolü için ideal çözümler. Binayı meydana getiren malzemelerin her yerde kolaylıkla bulunabilen, geri dönüştürülebilen ya da yeniden kullanılan, detayların her arazide yerel inşaat firmaları tarafından kolaylıkla birleştirilebilen bir yapıya sahip olmasını önemsiyoruz. Binayı tamamen kendine yeten hale getirmek, yağmur suyu toplama ve enerji depolama sistemlerinin eklenmesiyle mümkün. Çam ağacından üretilen gölgeleme panelleri yerel bir atölyede prefabrik olarak üretildi ve yine yerel bir marangoz tarafından yerinde sadece dört günde uygulandı.
İç mekânda yerinde çözümler var. Nasıl şekillendi? İç mekân çekirdeği özel tasarım bir servis kapsülünden oluşuyor. Binanın atan kalbi, evde yaşamı mümkün kılan öğe gibi düşünebileceğiniz bu bölüm banyo, mutfak ve depolama işlevlerini içinde barındırıyor ve yine prefabrik olarak üretilip yerinde birleştirildi. Kapsülün doğu yönünde bir kütüphane ve dolaplar, güneyinde tam teşekküllü bir mutfak, batıda tekne mantığında tasarlanmış bir banyo bulunuyor. Kuzeyde ise üç kapılı bir gardırop yer alıyor.