İSTANBUL’DAN LONDRA’YA TASARIM YOLCULUĞU
Canto 21 Mimarlık ve Tasarım ofisinin kurucuları iç mimar-tasarımcı
Ayşe Demir ve Aylin Sözer, “kullanılabilir sanat” kavramından yola çıkarak tasarladıkları, “Enchanted Objects” ve “Imperfectionist” koleksiyonlarıyla Londra’daki Consept butikte İngiliz tasarım tutkunlarıyla buluşuyor.
Canto 21’in tasarım ve mimari stilini nasıl tanımlarsınız? Ayşe Demir: Tek bir mimari veya tasarım dilimiz yok aslında. Etkilendiğimiz çok şey var. Brutalizm, eklektisizm, konformizm kendimize yakın hissettiğimiz akımlardan yalnızca birkaçı. Bu doğrultuda, ürün tasarımlarımızda kendi karakterimizi daha çok görebilirsiniz. Mekan tasarımlarımız ise, sahipleriyle ve başka hikayelerle evrildiği için tabi ki bu bakış açılarını harmanlayarak ortaya çıkıyor. Tasarımlarınız İstanbul’dan sonra Londra’da da sergilenmeye başlandı. Bu macera nasıl başladı? Aylin Sözer: 2018’de tasarladığımız ‘Enchanted Objects’ ve 2020’de lansmanını yaptığımız ‘Imperfectionist’ koleksiyonlarının en özel parçaları, Ali Şamlı ve Goran Svilar’ın Londra, King’s Road’da kurduğu lüks butik Consept’te sergileniyor. ‘Kullanılabilir sanat’ kavramından yola çıkarak her birini elde tasarladığımız ürünler İngiliz tasarım tutkunlarının çok ilgisini çekiyor.
Tasarımlarınızın özellikleri neler? Ayşe Demir: Bizim tasarımlarımızın insanlar tarafından en çok ilgi ve dikkat çeken özelliği her birini tek tek kendimiz elde yapıyor oluşumuz diyebiliriz. Aslında ilk etapta her biri eşi olmayan heykel özellikleri taşır şekilde başlıyorlar yollarına, devamında aksesuar ve mobilyaya dönüşerek sanat ve tasarım arasında bir köprü kuruyorlar.
Kusurlarıyla güzelleşen Imperfectionist koleksiyonunda hangi parçalar var? Önümüzdeki dönemde koleksiyonu genişletecek misiniz? Aylin Sözer: ‘Imperfectionist’ koleksiyonumuzda; şamdan, tepsi ve aynalar bulunuyor. Yeni koleksiyonlara dair adımlarımız var, ilerleyen zamanlarda yine heyecanla paylaşacağız.
Tasarım ve sanatı ortak bir paydada buluşturmanın zorlukları neler? Ayşe Demir: Bunun pozitif geri dönüşleri olduğu gibi bizim açımızdan zor yönü insanların sanatla şimdiye kadar kurduğu ve dolayısıyla kemikleşmiş olan ilişkilerini devşirerek sanatı kullanılabilir kılmak diyebiliriz.
Her mimari projeniz için mekana özel mobilyalar da tasarlıyorsunuz. Gelecek dönemde mobilya koleksiyonu tasarlamayı da düşünüyor musunuz? Aylin Sözer: Kendi koleksiyonlarımızı aksesuar ve imza parçalar şeklinde tutup, başka isimlerle ortak mobilya tasarımları yapmak gibi planlarımız var.