Bulutlara doğru.
Bodrum Kadıkalesi’ndeki bu ev, sade ama çok kültürlü bir anlayışın renk, biçim, desen ve dokularla başarılı bir füzyonu. New York’ta yaşayan ev sahibi Pınar Gnepp ve ailesi buranın sükunetiyle ruhlarını besliyorlar.
Bodrum Kadıkalesi’ndeki ev, sade ama çok kültürlü bir anlayışın renk, biçim, desen ve dokularla başarılı bir füzyonu.
‘İDEAL DEKORASYON BULUNDUĞU YERE ÖZGÜN BİR KARAKTER KATMALI, NEV-İ ŞAHSINA MÜNHASIR OLMALI VE O EVDE YAŞAYANLARIN HİKAYESİNİ ANLATMALI.’ PINAR GNEPP
Bodrum Kadıkalesi’deki Sianji Well-Being Resort’un içinde yer alan rezidanslardan birindeyiz. Her tatil fırsatında buraya gelmeye çalışan Gnepp ailesi, yılın büyük bölümünü New York’ta geçiriyor. Ev sahibi Pınar Gnepp, New York Üniversitesi’nde çalışan bir sanat tarihçisi ve serbest mimar, eşi Andrei ise bir finans şirketinde üst düzey yönetici. Üç yaşında Maya adında bir kızları ve dört aylık Kyle adında bir oğulları var. Pınar Gnepp evin hikayesini anlatıyor: ‘Bodrum’un hayatımda belirleyici yerlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Çocukluğumdan beri ilk bildiğim deniz, Bodrum’un denizidir. Ailemle yaz aylarımızı Gümüşlük’te geçirirdik. Bu sayede kuvvetli dostluklar kurdum. Sianji’nin rezidans bölümündeki evin içini görmeden manzarasına vurulduk. Eşim de ben de dağ tırmanıcısıyız. Ev de Kos adasına ve bir tırmanma cenneti olan Kalymnos adasına bakıyor. Bu tesadüf bize çok anlamlı ve tamamlayıcı geldi. 2009’da Babil’in hayali asma bahçelerine istinaden teras evler şeklinde inşa edilen Sianji’yi sakinliğinden ve iyi işletilen yönetiminden dolayı tercih ettik. Hem otel konforununun olması, hem de uluslararası bir komünite standardı sunması çok cazip geldi açıkcası. 2016’dan beri buradayız. Teras evler içindeki 120m2, iki katlı orta eve ilk girdiğimizde yeni ve bakımlı idi, sadece mekanlar bizim ihtiyaçlarımıza karşılık verecek şekilde tasarlanmamıştı. Kişisel estetik ve beğeniden ziyade, konfora yönelik bir düzeni vardı. Oysa biz, yaşadığımız ve oluşturduğumuz yaşam alanlarında izimiz olsun istedik. Bu doğrultuda bazı majör tadilat planları yaptık ve evin kullanımını ferahlatacak ihtiyaçlarımızı belirledik. Evin dış duvarlarına dokunmadan bütün iç duvarlarını yıktığımız mimari projeyi ben hazırladım. Tadilat sürecinde New York’taydım ama uygulama projesini Bodrum’da yaşayan ve bu zamana kadar birkaç ev projesini ailemiz için yürütmüş olan annem Hülya ve babam Cafer Gökpınar takip ettiler. Bu evin oluşumunda onların çok emekleri, heyecanları ve ortaya koydukları kocaman yürekleri var. Ben bu süreçte gerektiğinde kısa aralıklarda Bodrum’a gelip geri dönerek projeyi idare ettim. Ev, salon, mutfak, ebeveyn odası, çocuk odası, iki misafir odası ve üç banyodan oluşuyor. Mekanları en iyi şekilde değerlendirmek adına banyo tesisatlarına kadar uzanan tüm alt yapı değişikliklerini yaptık. Merdivenin yönünü değiştirerek gizli bir depolama ünitesi oluşturduk. En geniş duvar için bacasız bir şömine uyguladık çünkü bazı kış tatillerimizde buraya gelmeyi ve farklı mevsimleri deneyimlemeyi seviyoruz. Ebeveyn yatak odasında mevcut alanı tekrardan elden geçirip daha geniş bir banyo ve giyinme odası tasarladık. Bu bölümündeki teatral detaylar bizim stilimizin başarılı bir ifadesi. Evin iç mekanlarında mümkün olan en ferah ve yaratıcı çözümleri kurgulamak için Fatih Akgün’den destek aldık. Örneğin; duvarlar tekrar inşa edilirken kapıların hepsi gizli kapı olarak değiştirildi, merdiven kovasının altındaki gizli kilerin giriş kapısı sanki yokmuş gibi mutfak dolaplarına uyumlu bir şekilde yerleştirildi. Daha çok düz renkler ve Bodrum doğasını yansıtan bir renk paleti tercih ettik. Di
namik görünümü benim çalışma alanımda Selçuklu’nun karakteristik geometrik motifleriyle destekledik. Yatak odalarında güneşin gelişine göre farklı duvarlarda farklı renk uygulamaları yaptık. Tüm mekanları hem kendi içinde, hem de evin geneliyle değerlendirdik. Seçimlerde de olağan akış bozulmasın istedik; tıpkı hikayemizin en merkezi yerine oturtturduğumuz deniz gibi.’
İnşaat işlerini Bodrum merkezli Kemhas İnşaat’tan Kemal Canik ve ekibi gerçekleştirmiş. Mutfak ünitelerinden merdivene ve gizli elbise dolaplarına kadar ev sahiplerinin hayalini kurdukları tüm ahşap tasarımlar için İstanbul merkezli Akgün Grup Mobilya ve iç mimaride Fatih Akgün ile çalışmışlar. Tesisat, duşakabin ve banyo mobilyaları Home-ist Ozan Candan’dan temin edilmiş.
‘Evin dekorasyonunu, hem kalbime, hem de zevkime dokunan kişilikli antika dükkanı Dada Kuzguncuk’un sahibi ve aynı zamanda yakın dostum Aslı Şekerci ile muazzam bir ortaklık içinde gerçekleştirdik. Evin her yerinde Aslı’nın kendine has dokunuşları var. Aslı, bu ev için Dada Kuzguncuk’un koleksiyonlarından çok güzel parçalar seçti. Tadilat projesini hazırlamaya 2018 Temmuz’da başladık, 2019 Haziran’da dekorasyon ile tamamladık. Bu süreçte inşaatın ve otel işleyişinin aksamaması için Sianji yönetiminden Suat Arslan ve Yücel Koçak’tan muazzam bir yardım aldık. Dekorasyon tamamlanınca sanat eserlerinin yerleştirmesine geçtik. Sanatçı Yanni Souvatzoglou’nun heykeli için evin denize en yakın noktasını seçtik ve sonrasında bir Seçkin Pirim işini bu heykelin karşısında konumlandırık. Böylece eser durduğu yerde hem Yunan dostuna göz kırpıyor, hem de karşı duvarda Pirim’in aynı zamanda yakın dostu olan İsmet Değirmenci tablosunu selamlıyor. Bu tür karşılaşmaları, buluşmaları çok sihirli buluyorum. Bu evin her köşesinden denize dalıyor insanın gözü. Bu akışı ve buluta doğru kesintisiz bir bütünlüğü hem mimari, hem de dekoratif detaylarda sağlamaya çalıştık. Yatay ve dikey görüntüyü bozmamak için perde yerine çift cam arası jaluzi kullandık. Mimari projelerde en keyif aldığım; boş dört duvardan başlayıp dekorasyonla son rötuşları yapmaktır. Evin içindeki bütünlüğü sağlayan ve eve hayat veren dokunuş benim için dekorasyondur. Bir de birbiriyle ilişkili yaşayan mekanları seviyorum; kurgusal değil, aktüel yaşam alanı beni anlatıyor. Bu evimizde olduğu gibi oturduğum yerden bakınca bir ahenk olmalı, tablolar her gün yeni bir hikaye anlatmalı, güneş her an başka bir duvarı canlandırmalı. Burası benim için zamanın durduğu, ailem ve dostlarımla dolduğu bir yer. New York’un yoğun tempolu yaşamından buranın durgun atmosferine geçince ruhumuzu sükunetle besliyoruz. En leziz sofralara, en sohbetli kahvelere burada oturuyor, dostlarımızla keyifli anlar biriktiriyoruz. Benim aile öykümde hep deniz vardır ve çocukluğum farklı coğrafyaların etkileriyle bezendi. Bizi anlatmak için pek çok renk, biçim, desen ve dokudan bahsetmek daha doğru olur. Bodrum evimiz de işte tam böyle oldu. Bizi oluşturan her kültürün etkisi var burada. Çocuklarımızın da bu çeşitlilikte büyümesini çok değerli buluyoruz. Kısacası evimiz; biz ve sevdiklerimiz aslında...’ diyor Pınar Gnepp.
‘EVIN ANA KURGUSUNDA, DENIZE KARŞI KESINTISIZ, AKICI VE HUZUR VEREN BÜTÜNLÜĞÜ YAKALAMAK ISTEDIK.’ PINAR GNEPP