ONUR TEKE
TEKE ARCHITECTS
New York’ta Eisenman Architects ve Renzo Piano Building Workshop (RPBW)’ta yönetici ortak olarak sürdürdüğü mimarlık kariyerini İtalya, Cenova merkezli kendi mimarlık ofisi Teke Architects Office (TAO)’e taşıyan Onur Teke, 2016 yılında İzmir Mordoğan’da inşa ettiği T-Evi’yle hem Ulusal Mimarlık Ödüllerinde yapı dalında büyük ödülün sahibi oldu hem de Aga Khan Mimarlık Ödüllerine aday gösterildi. Teke, aynı yıl Avrupa’da işleriyle öne çıkan 40 yaşın altındaki mimarlar listesi ‘Europe 40 under 40’ için seçildi. Yine İzmir’de yer alan MU50 projesi ise The Wood Design & Building Awards ile World Architecture Community Awards sahibi.
İtalyan tasarımı kavramı sizin için ne ifade ediyor?
Detaylara ve el işçiliğine verilen önem, bitmek bilmez bir güzellik arayışı, güncel tasarım kriterlerini yakalamak için geleneksel yöntemlerin teknolojiyle bir araya getirilişi, İtalyan tasarımını tanımlayan birkaç özellik. Tutku, bilgi ve becerinin mükemmel dengesi; günümüzün küresel yaratıcılık normlarının en ilginç, eşsiz ifadeleriyle, kişilerin hayalleri arasında bağ kurma devinimidir, İtalyan tasarımı. Bu bağlamda yepyeni bir sanat; şiir akımıdır. İtalyan tasarımının bakış açısına göre yeni bir ürünün ortaya çıkışı, sanat yaratımıyla eş değerdir. Rehberi ilham, duyarlılık ve muazzam tasarımcı ve mimarların üstün yeteneğidir. İnsanları heyecanlandıran, duygularını karşı tarafa ileten, anılarını canlandıran, onları şaşırtıp geleneksel düşünce yapılarını sorgulamalarına sebep olan, teknolojinin üst sınırlarını zorlama kapasitesine sahip tasarımdır. Favori tasarımcılarım ve ürünlerinden örnek vermek gerekirse, Gio Ponti’nin Superleggera sandalyesi, Carlo Mollino ve Franco Albini’nin Veliero kitaplığı, Achille Castiglioni’nin Parentesi lambası gibi pek çok tasarımının ortak noktası, alışılmış estetik değerlerden sıyrılmaktır.
Favori İtalyan tasarım ikonunuz kim?
Achille Castiglioni’ye büyük hayranlık duyuyorum. O, bir ürünü yaratmak için gerekli olan minimum biçim ve malzemeyi, sade bir tasarım diliyle doğru oranda birleştirebilmiş nadir tasarımcılardan. Onun tasarımlarında her çizgi, bağlantı noktası ve parça en sade dille bütüne ulaşmaya hizmet eder. Ürünün nasıl çalıştığını ilk bakışta rahatça görürsünüz.
Şu an hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Şu sıralar Unifor, Riva gibi birçok firmayla iş birliği içindeyiz. Boyları farklı insanlara göre ayarlanabilen, ergonomik bir çalışma ünitesi üzerinde çalışmaya başladık. Sadece oturarak değil, ayakta çalışma şekline de adapte edilebilen bir tasarım yapıyoruz. Özel tasarım ahşap ve çelik elemanlarla şekillenen bir ofis mobilyası serisi, ayrıca ahşap ve karbon fiber karışımı bir sandalye de üstünde çalıştığımız projeler arasında. Toplam 3000 metrekareye yayılan dokuz katlı bir ofis binasında kendi tasarımımız olan mobilyaların montajını henüz bitirdik. Ayrıca termostat üreticisi bir müşterimiz için tasarladığımız yeni ürünün lansmanını birkaç ay içinde yapacağız. Bunların dışında mimari projelerimizdeki yatak, masa, sandalye gibi mobilyaların çoğunu biz tasarlıyoruz. Ek olarak, Türkiye’de ekolojik bir zeytinyağı fabrikasının inşaatına başlıyoruz. Burada zeytin kaynaklı atıkların bir bölümü fabrikanın ihtiyacı olan enerjiyi sağlayacak şekilde geri dönüştürülecek. Son olarak, mimari projelerimizden biri olan, prefabrik ahşap yaşam ünitesi MU50’yi İtalyan bir üreticiyle seri olarak üretme çalışmalarını yürütüyoruz. Bu ürünü “Made in Italy” ibaresiyle Meksika, ABD, İngiltere ve Avrupa’nın diğer ülkelerine gönderiyor olacağız.