DOĞAYA GÖÇ EDEN HAYALLER

Şehrin kaotik hayatını geride bırakıp doğanın merkezinde kendilerine ait basit bir yaşam kurmak isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. PIN Mimarlık’ın Muğla’nın Ataköy köyünde tasarladığı bu ev de doğayı tasarımın merkezine alarak her mevsim onun değişen ve dönüşen güzelliğini hayatın bir parçası yapıyor. Ne eksik, ne de fazla bu evde her şey olması gerektiği gibi.

ŞEHRIN KONFOR HISSINI ARATMAYAN AMA IÇINDE BULUNDUĞU TOPOĞRAFYAYA DA UYUM SAĞLAMAYI BAŞARAN BU EV, SAHIPLERINE DOĞANIN IÇINDE KAYBOLABILECEKLERI BIR HUZUR KOZASI SAĞLIYOR.

Doğa ile ilişkimizin mutluluğumuzla yakından bir ilgisi olduğunu artık biliyoruz. Yeşil bitki örtüsü ve toprakla kurduğumuz bu eşsiz bağ, hayata da duygusal anlamda tutunmamızı ve bu sayede dinlediğimiz müzikten, tattığımız tatlardan, yaşadığımız her saniyeden zevk almamızı sağlıyor. Muğla’nın Ataköy köyünde PIN Mimarlık’ın projesiyle tasarlanan bu evin sahipleri de aynı düşünce ve hayallerle Muğla’nın Ataköy köyünde bir arazi satın almış. İstanbul merkezli olmasına rağmen Bursa, Balıkesir, İzmir, hatta Londra ve Amerika New Jersey’de de projeler hayata geçiren PIN ekibi ile bir araya gelmişler. ‘Son dönemde Muğla’da yoğunlaşan bir şehirden kırsala göç eğilimi var. Bölgedeki ilk projemizi Çıtlık köyünde hayata geçirdik. Sonra birbirlerine çok yakın konumda Ataköy ve Taşkesik projelerimiz tamamlandı. Şu an Çambeleni, Göcek, Ortaca, Köyceğiz, Elmalı ve Bodrum’un çeşitli bölgelerinde konut projelerimiz devam ediyor’ diyen PIN ekibi şehirden kaçıp doğaya sığınmak isteyenler için şehrin konforunu aratmayan ancak doğanın ve içinde bulunduğu topoğrafyanın bir parçası olmayı başarabilen yaşam alanları tasarlamak için yoğun bir çalışma temposu sürdürüyor.

PIN mimarlık ekibi, bu evde olduğu gibi tasarladığı tüm yapılarda 21. Yüzyılın ruhuna uygun çağdaş tasarımları olabildiğince ekonomik ama aynı zamanda nitelikli hale getiren bir strateji ile çalışıyor. İyi analiz edilmiş ışık ve gölge etüdlerinin yanı sıra ev sahibi, yapı mühendisleri, ustalar ve yüklenicileri işe dahil etmek, hepsinin deneyimlerini tasarıma eklemek, yaşam alanını birlikte yapmak onları başarıya ulaştıran en büyük etmenlerden. Tasarladıkları yaşam alanlarının sürekli değişen ve dönüşen doğa içerisinde onunla eş zamanlı olarak değişebilecek bir deneyim mekanı olmasını hedefliyorlar. Yapıyı tasarlarken, yapının içinde olduğu doğal çevreden daha güzel bir şey yaratma imkanları olduğunu düşünmedikleri için imza attıkları yapıda tüm dekoratif unsurları arkada bırakarak mümkün olan en basit, en fonksiyonel, en zamansız malzemeleri seçerek yaşamın odağına doğayı koyuyorlar.

Muğla Ataköy’de yemyeşil bir doğanın içinde gizlenen 180 m2’lik bu ev de geniş cam cepheleriyle dışarıya açılıyor. Güney, doğu, batı yönünde konumlanan ve kuzeyi arkasına alan eğimli ve yay şeklinde çok dik bir arazide konumlanan yapının zemin katı topoğrafyaya uygun yerleştirilerek kuzey tarafı tamamen toprağa gömülü olarak tasarlanmış. Güney cephenin neredeyse tamamı da cam ile giydirilerek yaşam alanlarının doğayla buluşması sağlanmış. Yüksek

PIN MIMARLIK EKIBI, TASARLADIKLARI YAŞAM ALANLARININ SÜREKLI DEĞIŞEN VE DÖNÜŞEN DOĞA IÇERISINDE ONUNLA EŞ ZAMANLI OLARAK DEĞIŞEBILECEK BIR DENEYIM MEKANI OLMASINI HEDEFLIYOR.

bir girişe sahip evde birkaç basamak indiğinizde alt kattaki yaşam alanlarına, giriş sahanlığından birkaç basamak yukarı çıktığınızda ise üst kattaki yatak odalarına ulaşıyorsunuz. 90 m2’lik giriş katı geniş bir salon, giriş ile salonu bağlayan alanda planlanan açık mutfak ve misafir banyosundan oluşuyor. Üst kat 45 derecelik bir açıyla giriş katın üzerine yerleşiyor. Bu sayede hem üst katta kuzeye bakan ebeveyn yatak odasında doğa manzarasına açılan bir teras planlama imkanı sağlanmış, hem de üst katın bahçedeki veranda üzerine gelmesiyle gölgelik bir alan yaratılmış. İkinci katta kendi özel banyosu ve terası olan ebeveyn yatak odasının yanı sıra yapının güney tarafında ortak banyolu iki yatak odası daha konumlanıyor. Brüt beton, çelik ve camın ana yapı malzemesi olarak kullanıldığı evin dekorasyonunda PIN Mimarlık ekibi seçimi ev sahibinin tercihlerine bırakmış. Mutfağın konumu, ıslak hacimlerin yerleri ve yerleşimleri, odaların konumları, aydınlatma, tesisat ve teknik donatılar gibi mimariyi ilgilendiren her türlü çözüm PIN mimarlık ekibi tarafından sunulduktan sonra, malzeme, renk, doku, hareketli mobilya ve dekoratif elemanların seçimini evin içinde yaşayacak kişilerin deneyimlerine bırakılmış.

KENT YAŞAMININ KARMAŞASINDAN UZAK TEK BAŞINALIĞIN KEYFINI ÇIKARAN BU EV, ETRAFINI ÇEVRELEYEN DOĞANIN HER MEVSIM DEĞIŞEN VE DÖNÜŞEN RENKLERINI IÇERI DAVET EDIYOR.

Bu evde gösterişli ya da fazla olan hiç bir öğeye rastlamak mümkün değil. Başrolde olan, evin tüm yaşam alanlarında öne çıkmayı başaran tek şey dışarıdaki eşsiz doğa.

Fonksiyonel olmayan hiç bir mobilya içeri girmeyi başaramamış. Ikea’dan seçilen konforlu bir kanepe ve tv ünitesi, kışın odun çıtırtılarını dinleyebileceğiniz bir soba ve el yapımı kilimler dekorasyonu tamamlamış.

Açık mutfak evin tam merkezinde konumlanıyor. Giriş holünden salona geçerken ve üst kata geçerken mutlaka mutfağa uğruyorsunuz. Bu sayede yemek hazırlarken sosyalleşmeye devam edebiliyor, hatta muhteşem manzarayı da izleyebiliyorsunuz.

Bu evin merdivenlerinde gezinmek bile mimari açıdan bakıldığında bir deneyim sunuyor. Merdivenlerdeki düşey eğimli pencereler hem ışığı, hem de manzarayı içeri davet ediyor.

Bu evde banyolar daHI doğal ışıK ve doğa ManZaraSından Faydalanıyor.

Ebeveyn yatak odası yapının kuzey cephesinde konumlanıyor. Kendine ait bir de terası olan oda, yan cephesine açılan yatay pencere ile de yapıyı çevreleyen enfes doğayı izliyor.

Üst katta iki yatak odası daha bulunuyor. Bu odalarda da misafirlerin kendi köşelerine çekilip doğanın keyfini çıkarabilecekleri keyif alanları kurgulanmış.