Yeni yaşam felsefesi: Cocooning.
YENİ YAŞAM FELSEFESİ
Koza yaşamına sıcaklık, samimiyet ve güven hissi katan mobilya ve tasarımlarla evde mutlu olmanın formülleri.
Kozadan çıkıp kelebeğe dönüşeceğimiz günleri iple çektiğimiz şu sıralar, yaşam alanlarında mutlu olmanın formüllerini arıyor ve türlü türlü dekorasyon tüyolarının kapısını aralıyoruz. Imm Cologne Fuarı’nın trendleri arasında gösterilen ‘cocooning’, coronavirüs çağında ‘corcooning’ e evriliyor. Kökleri 1980’lerde Soğuk Savaş dönemlerine dayanan bu akım bedeni sarıp sarmalayan oturma birimleri ve rahat hissettiren tasarımlarla dış dünyayla aramıza sosyal mesafe koyduğumuz bu dönemde bize konforlu bir koza yaşamı vadediyor.
Yaşadığımız salgın süreci, hayatın her alanında olduğu gibi ev yaşantısı ve dekorasyon arenasında da farklılıklara, yeni trendlere yol açtı. Bunlardan biri de cocooning yani koza yaşamı. Eski trende yeni bir bakış açısı olarak yorumlayabileceğimiz terim aslında 1981 yılında trendsetter ve fütürist Faith Popcorn tarafından ortaya atılan, bir sosyo-psikolojik davranış şekli. Toplumdan, sosyal yaşamdan bilinçli olarak çekilip belli bir güven ve konfor düzeyine sahip daha içe dönük bir yaşamı tercih etmek anlamına geliyor. Günümüzdeki tanımı ise 80’lerdeki genel tanımından biraz farklı olarak tekil bir yaşam kurgusu yani evde herkesin kendi köşesine çekilmesini ifade ediyor. Seyahat planlarının ev iyileştirme yatırımlarına dönüştüğü, dekorasyonda tadilat ve yenileme sürecine odaklandığımız şu sıralar bu akımın yörüngesindeki tasarımlarla kendi iç dünyamızda farklı farklı pencereler açabilir, rahatlatan iyi hissettiren bir yaşam kurgusu oluşturabiliriz.