Minimalist denge.
‘OLABILDIĞINCE AZ DETAY, AZ DERZ VE AZ MATERYAL KULLANMAK ISTEDIM. BÜTÜN EV ÜÇ MALZEME ILE HAYATA GEÇTI: BRÜT BETON, DOĞAL TAŞ VE MEŞE.’
Muğla’nın tepelerinde yemyeşil bir dağ köyünde, yerel malzemelerle hayat bularak doğanın bir parçasına dönüşen URAStudio imzalı ev geleneksel köy evine duyarlı minimalist bir tavırla yaklaşıyor.
Muğla’nın tepelerinde yemyeşil bir dağ köyünde, yerel malzemelerle hayat bularak doğanın bir parçasına dönüşen URAStudio imzalı bu ev geleneksel köy evine duyarlı minimalist bir tavırla yaklaşıyor.
Doğayla derin bir bağ kuran, doğanın cömertliği içinde huzur bulan, olabildiğince az malzeme ve detay ile tasarlanan rahat, samimi ve sade bir karaktere bürünüyor.
Ş ehrin abartılı lüks tavırları, sıkıcı kuralları ve doğayı yok eden kütlesel yapıları son yıllarda herkesi çok yordu. Bir aileye koza olma amacından uzaklaşarak abartılan, daha iyisi daha fazlası olsun derken güzelliğini kaybeden samimiyetten uzak mekanlar yerine artık doğanın içinde gizlenen ve sadeliği ile onun bir parçası olmayı başaran evlerin hayali kuruluyor. Sosyal, politik ve çevresel olarak dünya korkutucu bir yer olmaya başladı. Bu sebeple, ‘bir sığınak olarak ev’ fikri her geçen gün daha da fazla önem kazanıyor. Mimar Emir Uras’ın, Muğla’nın Ula ilçesinde enfes bir doğanın içinde Yılanlık ovasına karşı tasarladığı ev de bir aileye doğanın içinde koza olma fikriyle hayata geçmiş. Geleneksel köy evlerinden yola çıkan mimar, modern mimarinin kazandırdıklarını çağımızın ihtiyaçlarıyla harmanlayarak sürdürülebilir bir yaşamı hedefleyen ve bulunduğu doğanın içinde kaybolan bir yapı planlamış. Projenin uygulamasını ise Evv Yapı yürütmüş.
Yaşayanı yüceltecek, sakin ve bakımı kolay bir ev yaratma amacıyla tasarlanan yapı, 1.200 m2’lik geniş bir arazide sadece 158 m2’lik bir kapalı yaşam alanına sahip. Etrafındaki doğanın bir parçası olabilmeyi başarmış bu ev için, modern mimarinin yaratıcılarından Mies van der Rohe’nin meşhur lafı ‘Az çoktur’un uç noktada yorumlanmış şekli diyebiliriz.