FRAN ANIORTE
Akdeniz’in Alicante şehrinde büyüyen, son 20 yıldır Londra, Barselona, Berlin ve şimdi İstanbul’da yaşayan İspanyol bir tasarımcı ve sanatçı, Fran Aniorte. ‘İyi tasarım, ya bir amaca verimli şekilde hizmet etmeli ya da sizi bir duyguyla ilişkilendirmelidir. En ideali ise bu ikisinin tasarımda bir araya gelmesidir’ diyor.
HAYATIM
İç mekan tasarım eğitimimi Alicante’de sanat ve tasarım okulu olan Escola d’Art i Superior de Disseny d’Alacant’da tamamladım. Ardından Londra’da Chelsea Harbour Tasarım Merkezi’nde çalışırken Central Saint Martins’de tamamlayıcı dersler aldım. Daha sonra Barselona’daki Scola Massana’da sanat ve tasarım eğitimi almaya başladım. Son yılımda ise Berlin’deki Universität der Künste Berlin’de ürün tasarımı okudum. Bugüne kadar iç mekan tasarımı ve trend tahminlerine kadar farklı markalar için bağımsız bir tasarımcı olarak çalıştım. Şimdi ise yedi yıldır Türkiye’nin lider ev, mutfak ve sofra ürünleri markası Karaca’nın kreatif direktörü olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda kendi evrenimizden ilham alan kolektif tasarım ve sanat eserleri de yaratıyorum. Hayatta en önemli şeyler gözle görülmeyenlerdir. Doğanın yeniden keşfi, sessizlik, insan bağlantısı, yaşam kalitesi gibi… Benim sanatım, sadece içimizde bulunan bu niteliklerin ve değerlerin bir tür araştırması diyebiliriz.
Çok meraklı ve araştırmacı biriyim. Bu nedenle çok küçük yaşlarda net bir şekilde sanatçı olacağımı hissediyordum. Şimdi sade fikirleri inceleyen, sanat, tasarım, gelecekle ilgili düşünceler ve hümanizm gibi disiplinleri bir araya getiren bir tasarımcı ve sanatçıyım. Tarzımı duygusal, içgüdüsel, modern ama her zaman geçmişten gelen referansları kapsayan, sofistike ama aynı zamanda mütevazı ve insancıl olarak tanımlayabilirim. Zanaata, sanata ve kavramsal düşünceye odaklanarak lüksün yeni formlarını keşfediyorum. Karaca ile porselen yemek takımlarından tekstil ürünlerine kadar geniş bir portföyde çalışmalar yapıyorum. Danışmanlık verdiğim diğer markalar için mobilya ve ev eşyaları tasarlıyorum. Kişisel çalışmalarımda ise sanat eserleri ve kapsül koleksiyonlara yönelik eşsiz parçalara odaklanıyorum. Belirli galerilerle ortak çalışıyorum ve ürünlerim oralarda satışa sunuluyor. Bugünlerde seramik, porselen ve ahşap gibi doğal malzemelerden oluşan sanat eserleri oluşturuyorum. Bu nesneleri, hikayelerimi anlatmak için tuval olarak kullanıyorum.
İLHAMLARIM
Doğa, halk sanatı, Akdeniz kültürü ve doğal malzemeler hep bana ilham kaynağı olmuştur. Fakat hayatımın en ilham verici tarafı, seyahat etmek ve yeni kültürleri keşfetmek. Londra müzelerinin, kültür ve kentsel trendler açısından en iyi kombinasyona sahip olduğunu söyleyebilirim. Her ziyaretimden ilham alarak geri dönüyorum. İstanbul da benim için harika bir ilham kaynağı. Onu ‘Kontrastların Şehri’ ve eşsiz bir çeşitliliğin kaynaşma noktası olarak görüyorum. Karolar, tekstil ürünleri, seramik gibi Türk kültüründe var olan desen sevgisinden çok etkileniyorum. Çok sayıda beğendiğim tasarımcı var. Örneğin; Charles ve Ray Eames, Charlotte Perriand, Gaudi, Jaime Hayon ve Frank Lloyd Wright isimlerini sayabilirim.