İngiliz Kır evinde, Güneyli Yeşil yaşam.
Tarz sahibi, maksimalist bir İngiliz ile antika tutkunu Amerikalı bir rock yıldızı bir çatı altında bir araya geldiğinde ortaya nasıl bir ev çıkar?
Tarz sahibi, maksimalist bir İngiliz ile antika tutkunu Amerikalı bir rock yıldızı bir çatı altında bir araya geldiğinde ortaya nasıl bir ev çıkar? Cevap biraz karışık. Kadife yüzeylerle antikacılardan, bit pazarlarından toplanan eşya ve aksesuarların garip bir şekilde ahenkli karışımı, kişilikli ve kesinlikle içinde pek çok hikaye barındıran bir yuva...
GEORGIAN REVIVAL MIMARISINDEN IZLER TAŞIYAN EVIN EKSANTRIK KARAKTERININ ARDINDA HIKAYESI OLAN
MOBILYALAR, ANTIKA KILIMLER, TRAMP ART KOLEKSIYONLARI VE BOLCA YEŞIL BITKI ILE KURGULANAN CESUR SEÇIMLER GIZLI.
ABD’nin Tennessee eyaletindeki Nashville’de, Jen ve Dan Auerbach’ın evini ziyaret etmek, nadir bulunan yerel sanat eserleri ve antika mobilyalarla dolu bir müzeyi gezmeye benziyor. Cilt bakımı markası Clary Collection’ın kurucu ortağı Jen ‘Ciddi, showroom soğukluğunda bir eve ikimiz de başından beri karşıydık’ diyor. Ünlü rock ikilisi The Black Keys’in yarısı olan Grammy ödüllü Dan, büyük bir tramp art koleksiyoneri. Tramp art, Amerika’da 19. yüzyılda folklorik sanatın bir kolu olarak ortaya çıkmış. 1800’lerde Almanya ve İskandinavya’dan Amerika’ya yeni gelmiş fakir zanaatkarların eski puro kutuları ve nakliye paletleri gibi kolay bulunan ucuz, hatta çöpe gitmiş ürünlerden çıkan irili ufaklı ahşap parçalarıyla yaptıkları mobilya ve aksesuarlara deniyor. Dan’in bir başka tutkusu da Adirondack sandalyeler başta olmak üzere benzersiz rustik mobilyalar. Ohio’lu iki antika tüccarının oğlu olan Dan’in, çocukluğu antikalarla iç içe geçmiş. 2014 yılında 20. yüzyılın başlarına tarihlenen Georgian Revival stili bu evi satın alıp, bir yıl boyunca tadilat yapmışlar. Ortaya çıkan mekan, Dan’in sahip olduğu tüm hazineyi istediği şekilde sergilemesine imkan tanımış. Yine bir antika koleksiyonerinin kızı olan Jen ise, iç mekandaki diğer detaylardan sorumlu: ‘Ben de Dan gibi eski şeyleri seviyorum, ancak bir Avrupalı olarak bunları endüstriyel ve yüzyıl ortası modern ürünlerle birleştirip zengin bir eklektik görünümü tercih ediyorum’ diyor. Kadife perdeler, feminen çizgilere sahip mobilyalar, eskitilmiş kilimler ve dokulu duvar kağıtları iç mekana tam da Jen’in istediği yumuşaklığı katmış. Jen, evin dekorasyonu aşamasında kendisine tek bir tasarım kuralı koymuş: Evimizdeki hiçbir şey başkasının evinde olmamalı. ‘Eşsiz ve eksantrik olmayı seviyoruz. Belki biraz çılgınca ama tarzımız bu’ diyor.
İsmini arka arkaya hüküm süren George isimli dört İngiliz kralının yaşadığı dönemden alan ve İngiltere’de 18. yüzyılda popüler bir stil olan Georgian mimarisinin iki katlı, simetrik cepheli, taş evleri; 19. yüzyılda Amerika’nın Atlantik kıyısında özellikle İngiliz kökenli göçmenlerin kurduğu New England çevresinde Georgian Revival adıyla yeniden hayat bulmuş ve yayılmış. Çocuk yapmaya karar verdikten sonra eşiyle birlikte New York’tan Nashville’e yerleşen Jen tesadüfen bu yemyeşil doğanın içindeki geleneksel İngiliz evinin önünden geçerken onu o kadar beğenmiş ki, satılık olmamasına rağmen ev sahibine teklif götürüp evi satın almayı başarmışlar. Bahçeye başlangıçta eşinin motosiklet koleksiyonunu yerleştirmek için yaptırdıkları ahır daha sonra ‘Doğanın çözemeyeceği çok az hastalık var’ diyen şifalı bitki uzmanı Jen’in çalışma alanı olmuş. Sahibi olduğu Clary Collection markasının tüm ürünleri burada üretiliyor. ‘Endüstriyel bir alan yaratmak istedim ama her gün burada el yapımı yağlar ve bitki özlü kremler üreten yaratıcı kadınları da yansıtan bir yer olması gerekiyordu. Dolayısıyla kadife mobilyalar, kadın portreleri ve bu alana sürekli ruh üfleyen bitkileri ekledim. Yeşil, yaşamın, yenilenmenin, doğanın ve enerjinin rengidir; büyüme, uyum, güvenlik, doğurganlıkla ilişkilidir ve olumlu bir ortamı teşvik eder’ diye açıklıyor Auerbach. ‘Ahşap mobilyaları ve renkli tekstilleri çok güzel tamamlayan bir renk. Yeşil yaşam ise, benim günlük mantram.’