Yeşil dönüşüm.
Evlerimizde kullandığımız temizlik malzemelerinin çevreye ve bizlere verdiği zararlar hakkında fikir sahibi miyiz?
Biz dünyalılar gezegenimize karşı farkındalığımızın arttığı zamanlardan geçiyoruz. Geri dönüşümü bir alışkanlık haline getirdik evet, ancak evlerimizde kullandığımız temizlik malzemelerinin çevreye ve bizlere verdiği zararlar hakkında fikir sahibi miyiz?
Kağıtları, ambalaj atıklarını, camları hatta kullanılmaz hale gelmiş giysilerimizi geri dönüştürüyor ihtiyacımız kadar satın alarak gıda israfını önlüyoruz. Bundan belki de beş yıl öncesine kadar pek çoğumuzun hayatında yeri olmayan bu kavramlar artık günlük rutinlerimiz haline geldi. Yine de doğal kaynakları daha az tüketmek ve atık miktarımızı azaltmak için takip ettiğimiz tüm bu adımlara rağmen sıklıkla gözden kaçırdığımız bir başka tehlike evlerimizde gizleniyor; temizlik malzemeleri. Geride bıraktığımız yıl içinde dezenfeksiyon kavramı insanların birincil önceliği haline gelmiş olsa da bu uğurda kullandığımız toksik kimyasallar hem bizim sağlığımızı hem de doğayı riske atıyor. Süpermarketleri domine eden konvansiyonel temizlik malzemeleri yüzey aktif madde adı altında 55.000’in üzerinde kimyasal içeriyor.
Bu maddeler hem yüzeylerden hem de solunum yoluyla ev halkının sistemlerine nüfuz ediyor ve birikmeye başlıyor. Aşırı yükleme sonunda geri dönüşü olmayan birtakım hastalıklara yol açabiliyor. Aynı şekilde belirli bir miktarı kanalizasyonlardan yer altı sularına oradan da şehirlerin su sistemlerine karışıyor. Bu yolla bir kez daha bizlere dönen bu toksik maddeler okyanusları da riske atıyor. Yalnızca temizlik maddeleri değil, temizlikte kullandığımız sünger, bez ve fırça gibi malzemelerin de büyük bir kısmı geri dönüştürülemiyor. Çevre ve hava kirliliği üzerinde hatırı sayılır bir katkısı bulunan bu malzemelerin de bir bölümü maalesef okyanuslara karışarak deniz canlılarını riske atıyor. Hali hazırda hepimizin evlerinde bulunan sabun, sirke ve karbonat efektif bir temizlik için yeterli olsa da bazı alışkanlıklar kolay değişmiyor.