WANGAN STUDIO KAYA PALAZZO SKI LOUNGE
KEREM ÖZERLER - KUTAY YORULMAZ - MERT CAN UZYILDIRIM
Projenin detaylarını öğrenebilir miyiz? Palazzo Ski Lounge, Kartalkaya’nın kalbinde, kış sporları tutkunlarını rafine bir yemeiçme ve eğlence hizmetiyle buluşturma hedefiyle ortaya çıkmış bir proje. Kartalkaya’da yer alan ilk oberj hotel olan ve zamanla konaklama hizmetlerini sonlandırıp bir lounge alanı olarak hizmet vermeye devam eden, kullanım ömrünü doldurmuş eski bir bina yerine sıfırdan inşa edilen toplam 3600 m2 lik kullanım alanına sahip yapı, Wangan Studio’nun ilk mimari projesi. Kullanım amacı olarak, sıkça çalıştığımız yeme-içme mekanı projelerine de örnek teşkil eden bu iş, İnari Omakese, Serafina,
Develi ve Palazzo Steak House gibi alanında ses getiren markaları Kartalkaya’da tek çatı altında topluyor. Proje, Japon mutfağından, İtalyan mutfağına oldukça farklı konseptlere sahip markaları ortak bir tasarım dili ve karlı çam ağaçlarıyla kaplı doğa ile iç içe bir dağ atmosferinde buluşturuyor. Kış mevsimine özel konaklama/ eğlence mekanı tasarlayıp inşa etmek hangi açılardan diğer projelerden ayrılıyor? 2000 metre rakımda kayak pistlerinin kesiştiği bir noktada inşa edilmiş bu yapı, içinde bulunduğu iklim koşulları gereği pek çok açıdan şehirdeki benzerlerinden ayrışıyor. Yapının formundan, malzeme seçimlerine, birçok noktada iklim koşulları ön planda tutuldu.
Bölgenin yapısal ihtiyaçlarına hakim danışmanlar eşliğinde detaylı bir projelendirme süreci sonucunda inşa edildi. Kar ve rüzgar yükü, özellikle cephe ve çatı tasarımında belirleyici kriter oldu. Mekanı tasarlarken öncelikleriniz neler
oldu? Palazzo Ski Lounge’un misafirlerine sıcak bir dağ şalesi atmosferi yaşatmasını sağlamak için tasarımdaki belirleyici hareketlerden biri, oldukça büyük bir alana sahip iç mekanı, tek hacim algısını bozmadan insanların kendini ait hissedebilecekleri ikincil mekanlara bölebilmekti. Bu noktada mekanın merkezinde konumlanan ana taşıyıcı kolonlardan birini tasarımının içinde kaybetmek üzere tek bir şömine gibi gözüken ama işlevsel olarak iki ayrı şömineden oluşan bir kütle tasarladık. Operasyonel ihtiyaçlardan, bitki saksılıklarına kadar birçok fonksiyona hizmet eden ada servantlar ve farklı kotta konumlanmış İnari ve Develi restoranları bu ikincil mekanların yaratılmasında büyük rol oynayan tasarım elemanları. İç mekanı doğaya entegre ederken hangi yollara başvurdunuz?
Kartalkaya’nın karla örtülü çam ağaçlarıyla kaplı eşsiz manzarasına her yönüyle hakim mekanda içerisiyle dışarısının entegrasyonu, tasarımın en önemli çıkış noktalarından biriydi. 3 metreden başlayıp 8 metreye yükselen geniş cam cepheler, iç ve dış mekan arasındaki sınırları adeta ortadan kaldırır nitelikte. Ahşap, doğal taş, tekstil ve el yapımı halılarla yaratılan sıcaklık hissi, mekanın merkezine yerleştirilen bir şömine ve bu şömineyi çevreleyen keyifli bir oturma alanı ile pekiştiriliyor. Çam ormanlarının büyüleyici manzarasına açılan bu alan, misafirlerine dağ atmosferini doyasıya yaşatacak şekilde kurgulandı. Çatı tasarımında saçakların, iç mekandan yapı sınırlarına kadar aynı malzeme olarak uzaması iç mekanın dış mekanla bütünleşmesini görsel anlamda destekliyor.