DOĞAYLA DOST YAPI SISTEMI
Daha iyi bir dünya için ilham verici ve yenileyici habitatlar tasarlamak ve sunmak, The Hab Project’in temel ilkeleri. Gezegenimize zarar vermeyen, koruyan ve iyileştiren bu ekolojik yapı sistemlerini, mimar Süha Afacan ve mimar Berkay Şeşen’den dinliyoruz.
2002 yılında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olan Süha Afacan ve Berkay Şeşen’in canlıların doğal yaşam alanı anlamına gelen ‘Habitat’ kelimesinin kısaltılmasından oluşturdukları The Hab Project, yenilikçi ve modüler ahşap yapı sistemi ile doğaya saygılı, kendi enerjisini üreten, sürdürülebilir yaşam alanlarına odaklanıyor. Proje, daha iyi bir dünya için ilham verici ve yenileyici habitatlar tasarlamayı ve sunmayı hedefliyor.
The Hab Project, uluslararası antlaşmalarla küresel bir uygulama planı haline gelmiş 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 10 tanesini direkt ve indirekt olarak karşılıyor. Hab projeleri tasarım aşamasından, anahtar teslimine ve sonrasında ise sürdürülebilir kalkınmayı önemseyen bir yaşam tarzının devamlılığını sağlamayı amaçlıyor. Süha Afacan ve Berkay Şeşen projelerini şöyle anlatıyor; ‘Hab yapı sistemi için sürekli gelişime ve değişime açık, doğayla dost, toprağa zarar vermeyen modüler bir ahşap yapı sistemi diyebiliriz. Üstelik yenilenmeye sürekli devam ediyor. Doğayı önemseyen ve son teknolojilerle geliştirilmiş inovatif çözümler, Hab tasarımlarına ve ekosistemine entegre edilebiliyor.’
The Hab Project ailesinin tüm segmentlerinde yapısal ahşap temelli modüler bir yapı sistemi tercih ediliyor. Ürün ailesi, tek katlı ve iki katlı olan Hab yaşam alanları ‘habResidential’ ve Hab ticari yaşam alanları ‘habCommercial’ alternatiflerine ek olarak, 95 m2’ye kadar olan Hab aksesuar yaşam birimleri ‘habADU’ ile tamamlanıyor. Yapının topraktan yüksekte olması sayesinde toprağa mümkün olduğunca az müdahale edilmesine ek olarak, Hab sahiplerinin topraktan iletilen radon gazından bağımsız yaşaması sağlanıyor. Yapı sisteminde 1 m3 ahşap başına 1 ton CO2 tutuluyor olması, geleceğimiz ve gezegenimiz için önem sağlıyor. Hab yapılarının yüzde 90 daha az inşaat atığı oluşturması ve geri dönüştürülebilir, yenilenebilir malzemelerin tercih edilmesi, bu yapı sistemini diğer yapılardan farklı bir noktaya taşıyor. Ek olarak, daha optimize bir ekip ve daha az ağır inşaat makinalarının kullanımı, konvansiyonel yapım süreçlerinden daha verimli, sürdürülebilir ve doğaya saygılı bir yapım süreci sağlıyor. Optimizasyondan güç alan yeni bir tasarım ve uygulama çözümü olarak karşımıza çıkan The Hab Project, bütüncül bir bakış açısıyla oluşturulan ekosistemi ile rejeneratif yani bir başka deyişle iyileştirici yaşam alanlarının oluşturulabilmesi için büyük bir adım atıyor.