BAHAR AKBULUT
Fine People Community kurucusu ve tasarımcısı
Yaz stilinizi nasıl anlatırsınız?
İçinde kendimi rahat hissettiğim keten kumaşlar, uçuş uçuş etekler, güzel bir şapka, sandaletler ve güneş gözlükleri yaz stilimi belirliyor. Eğer bir davete ya da akşam yemeğine geçeceksem keten gibi doğal malzemelerle parlak kumaşları ve büyük küpeleri kombinlemeyi çok seviyorum. Kendi içinde belli bir ışıltısı olan minimal ve pastel tonlar, en çok tercih ettiğim görünümler arasında.
Vazgeçemediğiniz yaz aksesuarlarınız hangileri?
Geçen sezon için yaptığı kimonoları severek giydiğim Gaia markası radarımda. Yeni sezon kimonolarından da satın alacağım. Işıltılı mayoları ve büstiyerleri ceket ve gömlek içinde kullanmayı seviyorum.
Unutamadığınız yaz tatiliyle ilgili neler hatırlıyorsunuz?
Zanzibar tatilim unutulmazdı. Burası otantik dokusu, labirent gibi sokakları, her köşe başında karşınıza çıkan sokak lezzetleri ve insanlarıyla her anlamda büyülüyor. Adaya indiğim ilk andan itibaren farklı duygular hissettim. Sanırım bu tür destinasyonlar sizi kendinizin bir başka versiyonuyla tanıştırıyor.
Bu yaz için planlarınız belli mi?
Günlük yaşamdan, standart olandan, kısaca beni kalıplara sıkışmış hissettiren her şeyden bir kaçma isteği var. O yüzden ara sokaklarını gezmeye, aniden karşıma çıkan sanat eserleriyle büyülenmeye, desenlerle bezenmiş yapıların arasında hayaller kurmaya, minicik dükkanlarına girip çıkmaya ve lezzetli yemeklerine bayıldığım Barselona benim için vazgeçilmez bir rota. Orada tatildeyken Sagrada Familia’nın otantik dokusunda kaybolmayı ya da Montserrat’ta lezzetli bir tapas sonrası Park Güell’de yürümeyi çok seviyorum. Barselona benim için aşk demek.
Yaz parfümünüz hangisi?
Narciso Rodrigues’ten For Her tam bir yaz parfümü. Yazın ışıltılı vücut yağlarını kullanmak da çok hoşuma gidiyor.
Bu yaz plajda okumayı düşündüğünüz kitaplar hangileri?
Amin Maalouf’un kitapları ile günleri geçirmek ve tarihten ilham almak istiyorum. Bir de İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası şu sıralar çantamda.
Yaz mevsimini bir cümleyle özetlerseniz…
Dolce Far Niente!