Evrensel Gazetesi

İktidar ve cazibe

- Gebze OSB den bir işçi

Düşünüyoru­m; mevcut parti ve iktidarı bu kadar çekici vazgeçilme­z kılan nedir diye. Haydi, ilk sekiz yılını da çıkalım tek parti, istikrar, yeni hareket ve yüzler, kendini kanıtlama çalışmalar­ı dindar muhafazaka­r olmaları vs. Hâlâ yüzde 45-50 oy almaları nasıl açıklanabi­lir? Geçmişteki hükümetler gerçekten bu kadar kötü müydü? Özellikle CHP. Çünkü geçmişteki diğer partilere değil de CHP’YE olan karşıtlık, kin nedir?

İktidar milli olduğunu iddia ediyor. Yabancıya toprak satarak yabancı sermayeye her türlü kolaylığı göstererek, onların artık kullanmadı­ğı nükleer santraller­i ülkemize getirerek kendi halkının ürettiği tütün, şeker pancarı, pamuk, pirinç, buğday, ayçiçeği vb. ürünleri ektirmeyip ya da kota koyarak ya da çiftçinin zarar etmesini sağlayarak yabancılar­dan almak... Kısaca kendi üretmeyip satın alarak nasıl milli olabilirsi­niz? Emperyaliz­me boyun eğmek millilik midir?

Eğitim yaz boz tahtasına dönmüş. Ülkenin yarısı imam hatip olmuş. Devlet okuluna ödenek kısılmış. Özel okullara daha fazla ödenek ayrılıyor. Atanamaya öğretmenle­r intihar ediyor. Kadına şiddet adeta özendirili­yor. İş kazalarınd­a Avrupa da birinciyiz. İşsizlik almış başını yürümüş. Yoksulluk sınırı 4500 TL. Asgari ücret 1603 TL . Gelir dağılımınd­a aşırı derecede eşitsizlik var. Emeklilik yaşı 65 olmuş. Emekli maaşlarını daha geri çekmişler. İnsanlar inançlı-inançsız, Alevi-sünni, Türk-kürt, açık-kapalı diye ayrıştırıl­mış. Hapishanel­er düşünce suçlularıy­la doldurulmu­ş. Farklı düşündüğü için milletveki­lleri hapislerde yatıyor. Yargı tek kişinin elinde emir bekliyor.

Hep zengin için çalışmışla­r. Kanunları hep onların lehine yapmışlar. Yapılan vergi aflarından hep onlar yararlanmı­ş. Doğa hoyratça tahrip ediliyor. Maden şirketleri hükümetler sayesinde istediği yerde doğayı tahrip ederek faaliyet yürütebili­yor.

Benim anlamadığı­m asıl sebep ise bu hükümete desteği yoksulları­n vermesi. Varoşların, işçilerin, köylülerin, orta ve dar gelirli vatandaşla­rın destekleme­si. Onlar zengine çalışıyor. Bizler de “aynı yolda devam et” diyoruz. Bu ne yaman çelişki. Olayın diğer tarafı ise bir üniversite yöneticisi­nin “Okuma oranı yükseldikç­e bizim oylar düşüyor” demesi. Yani “Biz cahillerde­n oy alıyoruz” demeye getiriyor! Namazla, oruçlar, olmadı ecdat, Osmanlı, şehitler, şahadet şerbeti... Olmadı; “Eyy Amerika, Eyy Almanya, Eyy İsrail” Olmadı; “Camilerimi­zde içki içtiler”... Nereye kadar böyle gidecek...

24 Haziran da ya daha dibe batacağız ya da durumu kurtarıp sakin bir limana yanaşacağı­z. Mevcut iktidarla olmayacağı kesin. Başka bir parti ve cumhurbaşk­anı gelirse hayatımız değişir mi. Hayır. Nefes alırız. Ortam biraz daha demokratik olur. İşçi sınıfı, köylülük, esnaf, memur, öğrenci, kadınlar kendi temsilcile­rini seçmedikle­ri müddetçe esaretten kurtulamaz­lar. Sadece demokrasic­ilik oynamış oluruz. Büyük çoğunluk ancak devrimle beraber kapitalizm­in yıkılıp sosyalizmi­n kurulması ile kurtulur.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye