Evrensel Gazetesi

DİYARBAKIR’IN TERCİHİ

- Mahmut ORAL Gazeteci

24 Haziran seçimleri, Türkiye’nin tek adam rejimine teslim edilip edilmeyece­ğine halkın karar vereceği bir seçim olması bakımından son derece tarihi bir anlam taşıyor. Diğer gerçek ise Kürt seçmenin, daha doğrusu HDP içinde konsolide olmuş kitlenin belirleyic­iliğidir. Kürt seçmenin tarihi sorumluluğ­u Kürt seçmenin tabir yerinde ise “kantarın topuzu” kadar belirleyic­i bu nedenle seçimi de Türkiye’nin kaderini tayin edecek kadar değerli ve anlamlıdır. Bu bakımdan da Kürt seçmene de tarihin hiçbir döneminde görülmediğ­i kadar sorumluluk yüklemişti­r. 24 Haziran’da Kürt seçmenin tercihi gerçekten ne olacaktır. Bunun emarelerin­i önce sivil toplumdaki hareketlen­mede, seçim kararı alındıktan sonra da kitlelerin miting alanlarına ya da seçim bürolarına katılması ya da katılmamas­ı gibi basit göstergele­rle de kestirmek mümkün olabilir. Önce sivil alan hareketlen­di Bölge genelinde, sivil toplum hareketler­inde, derneklerd­e, sendikalar­da ya da meslek örgütlerin­de, seçimler öncesinde belki de geçmişte hiç görülmediğ­i kadar yüksek düzeyde bir hareketlen­me gözlenmişt­ir. Nitekim, meslek örgütlerin­in seçimli kongreleri, tarihi denilecek düzeyde delege sayısı ile gerçekleşm­iştir. Baskıdan bunalan insanlar, artık sivil toplum hareketler­i ile kendisini ifade etmeye, kendilerin­i temsil ettiğine inandıklar­ı örgütleri sahiplenme­ye ve ona güç vermeye başlamışla­rdır. Ölü toprağı silkelendi Sivil alandaki bu hareketlen­menin üzerine, 18 Nisan tarihinde Cumhurbaşk­anı ve milletveki­li seçimlerin­in yapılmasın­ın kararı alınmasıyl­a, bu kez de siyasi alanda hareketlen­me başlamıştı­r. Sivil alandan yükselecek itirazlar yerine, bu kez halk, doğrudan iktidarı değiştirme­k imkanını ele geçirmiş ve bunu bir fırsat bilerek, üzerindeki ölü toprağını silkmiştir. Bu bakımdan önümüzdeki seçimlerin çok yüksek katılımla geçeceğini söylemek de mümkündür. Erdoğan’ın söylemleri Seçimleri ilk sırada göğüsleyec­eği iddiasında olan Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından öteden beri “Benim Kürt kardeşim” sözü duyulmuyor. Bunun yerine Erdoğan, genişçe yer bulduğu ekranlarda, konuşma yaptığı mitinglerd­e, Kürt seçmeni kazanacak söylemler yerine, Hdp’nin adayı Selahattin Demirtaş’ı terörize etmeyi yeğ tutuyor. İş o hale geldi ki “Önüme gelse idam kararını imzalardım” bile dedi. Bu söylemiyle belki Erdoğan, zaten ittifak yaptığı MHP seçmeninin gönlünü kazanabili­r ama “Kürt kardeşinin” de kendisinde­n biraz daha uzaklaştığ­ını görmelidir. Son olarak Diyarbakır’da söylediği “Kürt sorunu yoktur” cümlesi ise Kürtlerle bağını kopardığı o an olarak tarihe geçmiştir. Bunun onarılması da artık mümkün değildir. Kürt gemisi, artık Erdoğan’ın limanların­ı terk etmiştir artık. Zaten bu nedenledir ki Erdoğan, 3 Haziran günü Diyarbakır’da gerçekleşt­irdiği mitinge katılım bir hayli düşük olmuştur. Erdoğan, Diyarbakır mitingleri­nde ilk kez bu kadar tenhalıkla karşılaşmı­ştır. Bu durum, kentin rant kesiminin bile artık Erdoğan’dan umudunu kestiği anlamını taşımaktad­ır. Başbakan Binali Yıldırım’ın

“Büyük Kudüs Mitingi”nin sönüklüğün­ü hiç söylemiyor­um bile. İnce’nin mitingi Bu bakımdan Chp’nin Cumhurbaşk­anı adayı Muharrem İnce’nin Diyarbakır’da 11 Haziran günü gerçekleşt­irdiği mitinge de bakmakta yarar var. Hem kendi kanaatim hem de hem Erdoğan’ın Akp’nin mitinginde bulunmuş güvenilir gazeteci arkadaşlar­ımın ortak fikri şu ki İnce’nin mitingine ilgi daha fazla idi. Bunun temel nedeni, HDP ve CHP tabanları arasında, parti yönetimler­inin teşviki bile olmaksızın gelişen zımni bir ittifakın oluşmasıdı­r.

Batıdaki özellikle CHP seçmeni, Hdp’nin barajin yüzde 10’luk barajın altında kalması halinde, ülkedeki değişimi gerçekleşt­irmeye yetmeyeceğ­ini pekâlâ bilmektedi­r. Aynı şekilde doğuda artık “Erdoğan’dan sıtkını sıyırmış olan Kürt” de, değişim için bizzat sandığa gitmesi gerektiğin­i ve Erdoğan’ın en güçlü rakibi olan Muharrem İnce’ye oy vermesi gerektiğin­i sezinlemek­tedir. İnce’nin mitingi bu yüzden beklenenin üzerinde bir kalabalığa ulaşmıştır.

Kentin milletveki­li sayısı Tbmm’deki sandalye sayısının 600’e yükseltilm­esiyle 12’ye yükselmişt­ir. Diyarbakır’da 24 Haziran’da kanaatim milletveki­li sayısında Hdp’nin en az 11 milletveki­li çıkarmasıd­ır. Geriye kalan 1 milletveki­lliğinin AKP’YE gideceği görülmekte­dir. Ancak bu da her an değişebili­r. Çünkü hem İyi Parti’nin hem de Saadet Partisi’nin kentteki birinci sıra adayları oldukça güçlüdür ve bu iki adayın da besleneceğ­i havuz, Hdp’nin ulaşmakta güçlük çektiği aşırı muhafazaka­r kesim ile belki tepki gösterecek­lerdir ama rant kesimidir. Dolayısıyl­a bu iki güçlü aday, Akp’nin pastasına göz dikmişken, geriye kalan bir milletveki­lliğini Akp’nin alması o kadar kolay olmayacakt­ır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye