Her şeye ‘He’ diyen bir seçmen yok
Yüz binlerce işçi emekçinin ikamet ettiği İstanbul’un en kalabalık ilçesi olan Esenyurt’ta 24 Haziran seçimlerine dair tartışmaları aktarmaya çalışacağım. Seçim sürecinde binlerce kişiyle seçim çalışmaları kapsamında yüz yüze geldik, kimi zaman fabrika önlerinde kimi zaman mahalle ve kahvehanelerde bazen de en ateşli tartışmaların döndüğü semt esnaflarıyla sohbet ettik.
Değişik görüşte olan insanlarla tartıştık, bazen onlar anlattı biz dinledik kimi zaman da biz anlattık onlar dinledi. Başta tekstil, gıda ve metal olmak üzere irili ufaklı pek çok fabrikanın yer aldığı büyük bir sanayi havzası olan Esenyurt’un nüfusunu ağırlıkla işçiler ve yoksul emekçiler oluşturuyor. Hal böyle olunca tartışmaya nereden başlarsanız başlayın genel olarak tartışma ekonomik koşullar ve çalışma koşullarına geliyor. AKP kurulduğundan bu yana ilçede birinci parti. Ta ki 16 Nisan referandumuna kadar. Referandumda yüzde 52.5 “hayır” diyen Esenyurt halkı tek adam rejimine itiraz etmiş ve bu gidişata dur demiştir. O günden bu yana Esenyurt’ta küçük de olsa değişimler başladı, ilk önce Esenyurt’u beton yığınına çeviren, yeşil alanları ranta açan Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu görevden alındı.yerine ise uzunca zamandır AKP meclis üyeliği yapan meşhur “Esenyurt’u kaybedersek Mekke’yi kaybederiz” diyen Murat Alatepe getirildi. Muhalefet partileri birbirlerini dinlemeye başladı, strateji geliştirdi hayatta yan yana gelmeyiz diyen kesimler yan yana görülmeye başladı. Hdp’liler açıktan ikinci turda oyunu Muharrem İnce’ye vereceğini dillendirmeye başladı, ya da tek adam rejimine karşı Hdp’nin barajı geçmesi lazım o yüzden oyları bölüştürdük diyen CHP seçmenlerinin sayısı arttı.
ERDOĞAN’I GÖRDÜĞÜMDE KANAL DEĞİŞTİRİYORUM!
İlçede AKP’YE oy veren de vermeyen de gidişattan şikayetçi; ekonomik sıkıntılar, işsizlik, çarpık yapılaşma, uyuşturucu ve yozlaşma ilçede en fazla konuşulanların başında geliyor. AKP’DE gözle görülür bir kopuş başladı, lakin bu kopuş aldı başını gidiyor dersek yanlış olur. “AKP kurulduğundan beri oy veriyorum ancak artık vermem” diyenlerin sayısı da artmış durumda. Ya da “Kuruluşundan belli bir zamana kadar iyiydi ama sonradan bozdular” diyenlerin sayısı da oldukça fazla. Gerekçe ise genelde alım gücünün düşmesi, vergilerin yükseltilmesi ve artan kutuplaşma. Alım gücü olan kişiler ise memleketin geldiği gerilimli süreçten dolayı yatırım
yapmakta tereddütlü olduklarını belirtiyor. Örneğin 2002’den 2011’e kadar AKP’YE oy verdiğini belirten eski gümrük işçisi “O dönemler çok fanatiktim. Erdoğan ne dese ben de öyle konuşuyordum, Erdoğan için işçi arkadaşlarla kavga ettiğim zamanlar oldu ama artık oy vermem. Benimle birlikte çevremde kopmalar da başladı bu seçimlerde en az yüzde 15 kopma olacak” diyor. Erdoğan’ı televizyonlarda gördüğünde kanal değiştirdiğini de belirten eski gümrük işçisi kopma sebebini toplumdaki kutuplaşma, ayrışma ve ekonomik sıkıntı olarak belirtiyor.
İŞİNİ KAYBETME KORKUSU YAŞIYOR!
Sağ seçmenden Erdoğan’dan başka kime vereceğiz sorusunu Muharrem İnce ve Meral Akşener’in aday olmasından sonra artık daha az duyar olduk, çünkü Erdoğan’a alternatif isimler olarak bu iki adayı gösterebiliyorlar. İlçede iyi kötü herkes siyaset yapıyor, düşüncesini söylüyor ancak bir de görüp konuşamayanlar var. İki örnekle karşılaştım birincisi HDP’LI olup da AKP’LI gibi görünmeye çalışan belediye park ve bahçe çalışanı bir işçi. Nedeni ise işinden atılma korkusu, kendi gibi epeyce insanın olduğunu söylüyor. O yüzden açıktan tartışamadıklarını dile getiriyor. Diğeri ise AKP’LI olmamasına rağmen Yenikapı mitingine katılması zorunlu kılınan bir ücretli öğretmen, belediye çalışanı gibi o da işini kaybetme korkusu yaşıyor, katılımcıların imza attığını belirterek gitmeye mecbur bırakıldıklarını söylüyor. İki seçenek sunuyor “Ya mitinge gidip girişte fotoğraf çektirip whatsapp gruplarına atıp ayrılacağım
ya da eskiden katıldığım bir mitingden fotoğraf yollayıp evde oturacağım.”
SEÇİMDEN SEÇİME FABRİKA GEZMELERİ!
Fabrikalarda da tartışmalar seçime günler kala hararetlenmiş durumda, muhalefet partileri (Millet ittifakı ve Hdp’liler) düşüncelerini yüksek sesle konuşuyor, ancak AKP’YE oy veren seçmen açısından o eski ateşli savunmalar birçok fabrikada geride kalmış gibi görünüyor. Kemik olan partililer ise yanlış da olsa AKP’YI savunuyor, Erdoğan’ın diliyle konuşuyor noktası virgülüne kadar. Seçimden seçime fabrika gezmeleri de iktidar partisi tarafından başlamış durumda, ancak işçilerin aktardığına göre ne o eski katılımlar var ne de geçmişteki gibi her şeye tamam diyen bir seçmen.