HABERİN İÇİNDEN
Evet, bankalar batmadığı, büyük sermaye kuruluşları iflas etmediği için iktisatçılar “Henüz kriz yok” diyorlar. Ama enflasyon rakamları “Halk için kriz var” diyor. Çünkü; yılın başında “Beklenen enflasyonun yılın ortasında üç katına çıkmış olması”, çarşı pazarda rakamların bu enflasyon rakamını da ikiye üçe katlaması “halkın ekonomisi için kriz”dir.
Dolayısıyla sendikaların, emek örgütlerinin, işçi sınıfı ve emekçilerden yana her çevrenin; tamamen büyük sermaye güçlerinin ve onların hükümetlerinin ekonomik politikalarının eseri olan bu krizin faturasını reddetme mücadelesini acilen gündemlerine alması gerekmektedir. Aksi halde; krizin yükünü halka yıkma operasyonuna dönüşmüş (Dönüşmeye başlamış) olan sermayenin ekonomik politikalarına karşı mücadele başarısızlığa uğrayacaktır.
Hele de “Yeni dönem”in yani “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” denilen “tek adam rejimi”nin, rüştünü ispat üzere, (Özellikle de sermayenin gözüne girmek, halkın da gözünü korkutmak için) krizinin faturasını halka yıkmak için daha saldırgan, daha pervasız bir çizgi izleyeceği kuşkusuzdur.
Dolayısıyla, sendikaların, emek örgütlerinin halktan yana siyasi çevrelerin, olup biteni seyretmek yerine bu gidişata dur diyecek bir çizgide mücadeleye yönelmeleri, bunun için gerekli platformları oluşturmaları ertelenemez bir görev olmuştur. “aile yemeği” “Yemekte Kılıçdaroğlu’ya, dedim. Ama o bir şey demedi” “İç kavga ya da barış içinde Chp’nin başına geçmek istediğini” “siyasi nezaketsizlik” “Kurultay gündemimizde yok. Biz sekiz ay sonraki yerel seçime hazırlanacağız”