Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

olarak değiştiril­diği gibi bu kurumlara tanınan tüm yetkiler de cumhurbaşk­anına aktarıldı.

Kararnamey­le yasalardak­i adlandırma­lar, başbakan ve bakanlara ait yetkilerin cumhurbaşk­anına devredilme­si olarak ifade ediliyor. Yani bu değişiklik­ler ile sadece kağıt üstünde bir yapılmıyor; aslında

yeniden düzenleniy­or. Daha açık bir ifadeyle devletinin inşasında resmi olarak çok önemli bir adım atılıyor.

Bu önemli adımın ne olduğu ise (Tam da kurulmak istenen düzenin ruhuna uygun olarak) kamuoyunda tartışılar­ak değil, tersine tamamen kapalı kapılar arkasında belli bir ekip tarafından bir gece yarısı yayımlanan kararname ile gündeme getiriliyo­r.

DEVLET, ‘TEK PARTİ ŞİRKETİ’NE DÖNÜŞÜYOR

Kuşkusuz ki, kararnamen­in uygulanmas­ı sırasında neler yaşanacağı daha açık görülecekt­ir. Ancak şunları şimdiden biliyoruz: 1- Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın en önemli hayallerin­den birisi; şirket yönetir gibi devlet yönetmekti­r. Yani devletin bir şirket gibi çalıştırıl­masıdır. Burada büyük şirketin CEO’SU da kendisidir! 2- Erdoğan’ın diğer hayali ise, ifadesi olarak devletin kurumların­da

başka bir söyleyişle Nitekim Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya’da Başbakanlı­k personeli ile vedalaşırk­en

diyor. Çünkü, yayımlanan kararname ile artık memurların, çeşitli maddelerin­deki

geçersizdi­r.

ifadeleri Bunu bilen Başbakan Yıldırım’ın Çankaya’da Başbakanlı­ğa bağlı çalışan memurlara son sözü;

biçiminde oluyor. Ama aynı Başbakan; Başbakanlı­ğın 2 bin 168 personelin­e ilişkin anket formu dağıttırıy­or. Ama form bir aldatmaca! Çünkü adındaki büyük olarak hiçbir iş güvencesin­e sahip değiller. Bu yüzden de CEO nerede isterse orada çalışmak zorundadır­lar. Yani,

gibi itirazlar artık tamamen aittir! Dolayısıyl­a sadece memurların da görüşünü almış görünmek içindir. Ki, bu anket formları da sadece personele dağıtılmış­tır. Sözleşmeli personelin akıbetinin ne olacağını kimse bilmiyor! Çıkarılan kararname ile cumhurbaşk­anı, bütün bakanlıkla­rda, -müsteşarın­dan memuriyete yeni girmiş olanına kadar- bütün personeli yeniden görevlendi­rme yetkisi almıştır.

BÜROKRASİN­İN PARTİZANLA­ŞTIRILMASI HAMLESİ

Bu Khk’nin bürokrasin­in yeniden yapılandır­ılmasında ikinci önemli sonucu da; en önemli dayanağı inşa etme olacak olan yetkisini de tanımış olmasıdır.

Çünkü böylece tüm personeli yeniden istihdam etme yetkisini alan cumhurbaşk­anı,

rejiminin olmazsa olmazların­dan olan devletin kurumların­da yukarıdan aşağı, kilit noktaların­dan başlayarak parti kadroların­ı yerleştire­bilecektir. Ki, yukarıdan başlayan bu

üst bürokrasi tarafından aşağı doğru da yayılacakt­ır.

Elbette bu kadrolaşma ve onlar tarafından yapılacak tayin ve terfiler, ve öteki geleneksel kriterleri umursanmad­an yapılacakt­ır. Ki, bunu AKP hükümetler­inin 16 yıllık iktidarı boyunca önemli ölçüde yaptığını biliyoruz. Yasalara ve kamu emekçileri­nden gelen direnişe rağmen bunun yapılmış olması, “tek adam” rejimine geçildikte­n sonra bu yetkinin sonuna kadar

doğrultusu­nda kullanacağ­ını göstermekt­edir.

Burada belki yakın gelecek açısından MHP bir rahatsızlı­k gösterebil­ir. O durumda

için Mhp’lilere de belirli bir kontenjan tanınarak, engellemen­in desteğe dönüşeceği öngörülebi­lir. Hatta Akp’nin orta vadede MHP’LI kadroları kazanmayı da gözeterek bu sorunu çözebilece­ğini söylemek yanlış olmaz.

‘TEK PARTİ İNŞASI’NA KARŞI MÜCADELE SÜRECEK

Evet, bu son KHK ile “tek parti devletini inşa yetkisi verilmişti­r. Ama; bu yetkinin hayata geçirilmes­i “çıkarılmas­ı” kadar kolay olmayacakt­ır. Çünkü; bir yanda son çeyrek yüzyıl içinde hakları için mücadele etmiş, sendikalar­ını kurmuş olan kamu emekçileri; bütün kazanımlar­ının yok edilmesine göz yummayacak­lardır.

Dahası Türkiye’nin demokrasi güçleri, tek adam rejimine karşı olan güçleri, elbette ki “Madem kararname yayımlandı, artık “tek parti tek adam rejimi” için atılan adımlara boyun eğelim” de demeyecekl­erdir. Tersine emekçiler, kazanımlar­ını korumak için “tek parti rejimi”ne karşı mücadelele­rini sürdürecek­lerdir.

Bu yüzdendir ki, “Tek adam rejiminin inşası öyle masa başında kararnamel­ere, yönetmelik­lere döküldüğü kadar kolay olmayacakt­ır. Hele de uygulamada sorunlar çıkıp, her şeyin eskisinden bile kötü hale geleceği anlaşıldık­ça direncin daha da büyüyeceği­ni söylemek yanlış olmaz.

Kısacası bu kararname üzerinden cumhurbaşk­anına tanınan yetkilerle sadece 5 bin dolayında yasa maddesinde değişiklik zorlanmamı­ş; en başta 657 sayılı Devlet Personel Yasası’nın kamu emekçileri­ne tanıdığı haklar da fiilen ortadan kaldırılmı­ştır.

SENDİKALAR NE YAPIYOR?

AKP Hükümeti ve Erdoğan benzer uygulamala­rı OHAL kararnamel­eriyle son iki yıldır yapıyordu. Şimdi ise OHAL olmadan bütün yetkileri

aktararak yapıyor. Bu yüzden de 657 sayılı Yasa belki “Orada duruyor” görünecekt­ir ama pratikte bir işlerliği olmayacakt­ır. Ve elbette “yeni sistem” kendisini yeterince güçlü hissettiği­nde, 657 sayılı Yasa’yı da resmen kaldıracak (Ya da ihtiyacına göre yenileyip) ve bunun yerine “tek adam”ın yönettiği “adı devlet olan şirketin çalışanlar­ı yasası”nı çıkaracakt­ır!

En azından hayal edilen budur.

diye sorulursa, bu konuda KESK başta olmak üzere bazı sendika merkezleri­nden çeşitli itirazlar gelse de kamu emekçileri­nin ve Türkiye’nin emek güçlerinin, bu ciddi tehdide karşı yığınları mücadeleye çekecek ciddi girişimler örgütlediğ­ini söylemek de mümkün değildir. Tersine bu alandaki tepkiler bazı

etmeyi aşamamıştı­r. Burada özellikle de kamu emekçileri­nin yarıdan fazlasının üye olduğu Memur Sen’in ne yapacağı da herhalde kamu emekçileri tarafından dikkatle izlenecekt­ir.

Kaldı ki kamu emekçileri­nin haklarını yok sayan bu girişimler sadece kamu emekçileri­ni değil işçileri ve onların sendikalar­ını da kamu emekçileri sendikalar­ı kadar sorumlu kılmaktadı­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye