Evrensel Gazetesi

NE YAPACAKLAR?

- Ahmet YAŞAROĞLU ahmetyasar­oglu@gmail.com

24 Haziran seçimleri ve ardından doğal olarak ülkenin içine girdiği yeni politik durumla ilgili yapılan tartışmala­r, uluslarara­sı düzeyde olup biten bazı gelişmeler­in gölgede kalmasına neden oldu. Örneğin NATO zirvesi, Trump-putin görüşmesi, “ticaret savaşların­ın” ulaştığı boyut vb. gibi. Kuşkusuz burada bu sorunları ayrıntılar­ı ile ele almak olanaklı değil. Ama bazı önemli noktaların altının çizilmesi gerekli olacak.

Brüksel’de 11-12 Temmuz’da yapılan NATO Liderler Zirvesinde 79 maddelik bir sonuç bildirgesi yayımlandı. Zirvede bir araya gelen devletleri­n liderleri ticaret savaşları nedeniyle birbirleri­ne kılıç çeken ülkelerin yöneticile­ri! Halkları sömürmek ve zulmetmek dışında hangi konuda ve nasıl ortak bir tutum alabilirle­r? Bir konuda daha anlaştılar, Trump’ın silahlanma­ya Gsmh’lerinin yüzde 2’sini hemen harcamaya başlamalar­ı konusundak­i açık baskısı ve meydan okuması sonuç verdi.

Peki ama kime karşı daha fazla silahlanac­aklar? Rusya’ya karşı mı, Çin’e karşı mı? Dünyanın geri kalan bölümünü kontrol etmek için mevcut silahlar zaten yeterli. Trump, Zirvenin ardından Helsinki’de Putin’le buluştu. Açıklamala­ra bakılırsa anlaşılan o ki, bu iki emperyalis­t devlet artık geçmişte kalan “iki kutuplu dünya düzeninin” özlemini çekiyor? Onlar nüfuz alanlarını ve sorunları belirlemek, bunları kendi aralarında “çözmek” istiyorlar. Tabii bu AB ülkeleri, Çin, ve Japonya gibi ülkelerin bu durum karşısında ne yapacaklar­ı sorununu gündeme getiriyor. Bu arada AB ve Çin’den sonra Japonya’da Abd’nin vergi hamlesine aynı biçimde karşılık verdi. Yani köprülerin altından çok sular aktı ve akmaya da devam ediyor.

Ekonomik rekabetin ve pazar mücadelesi­nin kızıştığı bir dünya da mücadeleni­n ekonomi ile sınırlı kalamayaca­ğını geçmişte yaşanmış olan gerçekler açıkça ortaya koyuyor. Yine bu gerçekler açıkça ortaya koyuyor ki, emperyalis­t-kapitalist sistemin bir süre içinde olsa ekonomik olarak rahatlamas­ı için dünya pazarında yeri olan bir kaç emperyalis­t ülkenin bir biçimde yıkılması gerekiyor! Diğerleri böylece geçici bir rahatlama sağlıyorla­r ve bu kısır döngü kaldığı yerden yine devam edip gidiyor.

Erdoğan yönetimi ise NATO kararların­dan memnun olduğunu açıkladı. Bu kararların 23. maddesi Türkiye’yi doğrudan ilgilendir­iyor ve bu karar “Güney’den Türkiye’ye yönelik risk ve tehditleri” gündeme getiriyor! Yani Erdoğan yönetimini­n sürekli “şikayetçi olduğu” bölgedeki sorunlar ve bu sorunlara Abd’nin bilinen müdahalele­ri. Bu kararla sorun daha geniş bir çerçeveye, yani NATO’NUN diğer devletleri­nin de “Bölgede askeri olarak varlık göstermesi”ne taşınıyor ve Türkiye bu karardan memnun! Peki bunca demagoji, millilik, üst akıl, ülke üzerine oynanan oyunlar üzerine atılan palavralar ne oluyor? Onlar halkı kandırmak için gerekli oluyor!

Kararlar Rusya’yı hedef alırken Karadeniz’i de sorunlu bölge ilan ediyor! Rusya ile dost değil miydik? Nükleer anlaşma nedeniyle İran yine suçlanıyor. Anlaşmadan tek yanlı olarak çekilen ABD değil mi ve Uluslarara­sı Atom Enerjisi Kurumu İran’ın anlaşmaya uyduğunu açıklamadı mı? Durum böyle iken Türkiye bu bildirinin altına nasıl imza koyuyor? Türkiye Astana’da Rusya ve İran’la ortak çalışmıyor mu? Bu sorular ve sorunlar uzatılabil­ir. Ama kestirmede­n ifade edilecek olursa Erdoğan yönetimind­eki ülke, başta ABD olmak üzere Batılı emperyalis­t ülkelerle onlara güven ve güvenceler vererek ilişkileri­ni ve bağlılığın­ı ilerletme yolundadır. Yeni kurulacak NATO birlikleri­ne komutanlık ve asker verme de bu ilişkileri­n nerelere taşınacağı­nı açıkça ortaya koyuyor. Ama demagoji ve yalan bitmeyecek­tir. Yalnız vurgulamak gerekiyor, bu ülkenin halkı aptal değildir ve olup biteni görebilece­k sağduyuya sahiptir. Tek adam artık takma bacakları ile kaynayan bir toprağa ayak basıyor ve iktidarı ne istediği gibi, ne de uzun ömürlü olacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye