‘Hak aramayı suç olarak benimsetmek istiyorlar’
İSYAN EDEN İŞÇİLERDEN 24’Ü TUTUKLANDI
Kötü çalışma koşullarına karşı isyan eden ve gözaltına alınan 3. havalimanı işçilerinden 24’ü tutuklandı. İşçilerin bu eyleminin yasayla hak altına alınmış olduğunu ifade eden Avukat Songül Beydilli, “İşçilerin tutuklanması tam da kriz koşullarında, işten atmaların arttığı bir süreçte hak aramayı suç olarak benimsetmek isteyen bir gözdağıdır” dedi.
3. havalimanında 14 Eylül günü kötü çalışma koşullarına isyan eden işçiler, aynı gece koğuşları basılarak gözaltına alındı. Toplantı ve gösteri kanuna muhalefet, çalışma hürriyetinin ihlali, kamu malına zarar vermek, halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmek, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, görevi yaptırmamak için direnme suçlamaları yöneltilen işçilerden 28’i savcılıktaki işlemlerinin ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla 28 işçiden 24’ü tutuklanırken, 4’ü ise adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı.
SÜREÇ HUKUKSUZ ŞEKİLDE YÜRÜTÜLDÜ
Soruşturma sürecini takip eden Avukat Songül Beydilli, süreci gazetemize değerlendirdi. Polis fezlekesinde çalışma koşullarının düzeltilmesi için eylem yapılmasının suç gibi gösterildiğini ifade eden Songül Beydilli, “Bu eylemi, sanki birileri provoke etmiş ve haklarını talep etmiyorlar ve havalimanı açılışını engellemek istemişler gibi gösterdiler. İş cinayetlerinin yaşandığı süreçte hiçbir önlem alamayan patronlar, denetlemeyen devletin kurumları suçluyken, tepki gösteren işçiler suçlu diye değerlendirildi. Ayrıca işçilerle avukatları görüştürmediler. Avukatsız ifade alınmış durumda. Tüm işlemler avukat desteğinden yararlanmadan hukuka aykırı biçimde yürütülmüş durumda” dedi.
‘JANDARMANIN KIRDIĞI KAPI DELİL’
İşçilerin toplantı gösteri yürüyüşleri kanununa aykırılık, iş ve çalışma hürriyetini engellemek, memurun görevini yapmasını engellemek ve kamu malına zarar vermek iddialarıyla tutuklandığını belirten Beydilli şunları söyledi: “Dosyaya baktığımızda, bu iddiaların hiçbirine ilişkin bir delil yok. Mesela kamu malına zarar verdi suçlamasına, jandarmanın kırdıkları koğuş kapıları delil olarak gösterildi. Bazı araçlardaki sadece ayakla oluşmuş çamur izleri delil olarak gösterildi.”
Suçlamaların dayanaksız ve herkese yöneltildiğine dikkat çeken Beydilli, “Halbuki ceza hukukunda suçun şahsiliği ilkesi vardır. Bu nedenle tüm işçiler suçlanamaz. Ayrıca tutuklama nedeni olabilecek kaçma, delilleri karartma ihtimali de söz konusu değil. Hepsi çağrı üzerine gelmiş ve gözaltına alınmış zaten. Ayrıca tutuklananlarla adli kontrolle serbest bırakılanlar arasında deliller açısından bir fark yok” dedi.
KANUN BU EYLEMİ HAK OLARAK TARİF EDİYOR
Yasada, iş güvenliği önlemlerin alınmamasının, 20 günden fazla ücret gecikmesinin işçiler için iş durdurma hakkı sağladığını ifade eden Beydilli, “Kaldı ki toplu eylem de demokratik bir haktır. Bu konuda AİHM de Yargıtay kararları da var. Ben bunu işçilere verilmiş bir gözdağı olarak değerlendiriyorum. Hak aramayı suç olarak benimsetmek istiyorlar. Tam da kriz koşullarında, işten atmaların arttığı bir süreçte tüm emekçilere verilmiş bir gözdağı. (İSTANBUL/EVRENSEL)