Denizli’den bakınca kriz var!
DENİZLİ’DE esnaf, atölyeler, işçiler ve sokaktaki vatandaşla ‘kriz mi manipülasyon mu’ sorusunun cevabının peşine düştük.
Kırtasiye alışverişindeki bir annenin “Eşim işçi tek maaşla geçinemiyoruz. Bu şartlarda oğlumun okul masraflarını karşılamamız imkânsız. Okul kıyafetleri ne kadar tutar sormadım bile. Bu yıl kıyafet alışverişi yapamayacağız” cümlesi genel tartışmaların özeti niteliğinde.
İŞKUR önünde konuştuğumuz beden eğitimi mezunu olduğunu ve bir ay inşaatta çalışmak zorunda kaldığını belirten bir genç ekonomi tartışmasına krizi en derin yaşayan sektörlerin başında inşaat olduğu vurgusuyla başlıyor ve anlatıyor: “Benim gerek inşaat yapan firmalar gerek çalışan işçiler arasında tanıdığım var. Birçok inşaat şirketi çalışan maaşlarını ödemekte zorlanıyor. Ha işçilere sorduğunda biri param ödenmiyor der, diğeri çekindiği için inkar eder. Ama haftalık maaşın üç hafta 4 hafta gecikiyor olması maaşların tam ödendiği anlamına gelmez” dedi.
Apart işletmeciliği de yapan bir gayrimenkul şirketinde teknik eleman olarak çalışan biri; “Durumlar çok kötü. İki ay sonra işsiz kalabilirim. Her an tedirginim, her gün patron ‘artık senle çalışamayacağız’ diyecekmiş gibi hissediyorum” cümleleri ile anlatıyor endişelerini. Şirketin de kriz yaşadığını ifade ettikten sonra şunları söylüyor: “Kriz tartışmaları piyasayı alt üst etti. Ödemesi Aralık ayında olan bir alacaklı ‘iflas ettim alacaklarımı topluyorum’ diyerek 3 ay erken istiyor parasını. Şirketin de alacağı var başka yerden onu alamıyor. Böylece piyasa alt
üst oluyor.” diyerek devam ediyor konuşmasına. Denizli sokaklarını gezerken her üç binadan birinde satılık ilanı olması dikkatimizi çekiyor. Bu da aslında gösteriyor ki saraydan bakıldığında isteyene ev de var buzdolabı da. Fakat ne halkta ev alacak para var ne buzdolabını dolduracak bütçe! Denizli sokaklarında, çalışan, çalışmayan halk kesimlerinin gözünden baktığımızda kriz kendini en yakıcı haliyle gösteriyor”.
5’TE 3’Ü DERTLİ 1’İ SUSKUN
Öte yandan konuştuğumuz her beş vatandaştan 3’ü dertli, biri suskun! Konuşansa ismini vermekten korkuyor. Konuşmaya çekinenlerin ne şekilde manipülasyon yaratabileceğini düşünerek
devam ediyoruz esnafları gezmeye. Çarşı pazar rakamları fabrikalardan yayılan söylentiler krizin varlığını kanıtlarken suskun vatandaş da ülkede yaşanan demokrasi krizine işaret ediyor.
Esnaflar arasında alışverişe gelen sayısı da yaptığı alışveriş miktarı da geçen yıla oranla 3-5 kat düşüş olduğu görüşü yaygın. Üniversite civarında bir kitapçı da kriz tartışmalarına dair hayıflanmaları; “Geçen yıl 15 tane sipariş verdiğim bir mühendislik kitabından bu yıl en azından 5 tane vereyim diye İzmir’deki yayıncı firmayı aradım. Ellerinde olmadığını söyledi. Nasıl olmadığını sordum şaşırdım. ‘İstanbul’da yok mudur?’ diye sordum. Firmanın kağıt krizinden dolayı bu yıl o kitabı basmadığı yanıtını aldım.”