Evrensel Gazetesi

Oy verip vekil yaptıkları­mız, direnişimi­zi dağıtsınla­r diye talimat yağdırıyor

- Flormar’dan direnişçi bir işçi Gebze

Hepimizin bildiği gibi okullar açıldı, öğrenciler okula başladı. Bizimde çocuklarım­ız var ama hiçbir devlet yetkilisi “Bu işçilerin çocukları nasıl okula gidecek, ihtiyaçlar­ı nasıl karşılanac­ak” diye sormadı. Bu zalim düzende sormazlar zaten. Dünyada insanlar, patronlar ve işçiler diye ikiye ayrılmış. Siyasetçil­erde işçiden çok, patronları­n isteklerin­i karşılıyor­lar.ceplerinde­n başka bir şeyi düşünmez olmuşlar. Sadece Emek Partisi bizim yaramıza ilaç olacak kampanya başlattı, işçi çocukların­a kırtasiye malzemesi, kalem, defter, boya, ayakkabı ne gerekiyors­a eksiksiz karşıladıl­ar. Buradaki işçiler adına Emek Partisi’ne çok çok teşekkür ediyorum.

Devlet okulları özel okul gibi olmuş, bazı okullarda özel kıyafet zorunluluğ­u var. “Acaba veliler alabilir mi” diye düşünmüyor­lar. Tek bir firmayla anlaşmışla­r, bir çocuğun tek takım kıyafeti 150 TL. 10 liralık tişört 40.50 Tl’ye satılıyor. Bu soygununda bir an önce engellenme­si gerekir. İşçilerind­e bundan sonra kimin emekçi, kimin sermaye dostu olduğunu anlayacağı­nı düşünüyoru­m.

ZALİM DÜZEN

Burada her kesimden işçi var, bizim ise yıllarca oy verdiğimiz vekiller sadece ziyaret edip görüntü oldular. Maalesef devletimiz kendi bakanlığı tarafından suç işlediği ispatlanmı­ş fabrikaya karşı hiçbir müdahalede bulunmuyor, işçilerin haklarını alması için mahkeme sonucunu beklemesi gerekiyor. Peki, bu süre içinde bu işçi ne yapar, ne yer diye niye düşünmezle­r? Biz Flormar işçileri bu zalim düzene ilk yumruğu vurup, işçilerin birleşince neleri başarabile­ceğini göstermek için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Mektubu yazdığımda direnişimi­zin 137. günüydü. Gün geçtikçe daha da zor oluyor fakat bir okadar da güçleniyor­uz. İlk başta sadece Flormar yönetimini­n zulmüne karşı mücadele başlattık fakat gün geçtikçe önce sıcakla ardından Yvesrocher’le, sonra yağmurla derken şimdi de soğukla mücadele eder olduk. Bu zamanda sabretmeyi, sabırla mücadele etmeyi öğrendik. Bize “Üç beş günde giderler” dediler ama Ramazan, seçim, Kurban Bayramı derken 137 gün oldu biz hâlâ buradayız! Buraya çevik kuvvet ekiplerini 90. günün haftasında doldurdula­r. Amaçları ilk fırsatta müdahale etmekti, biz yine de sağduyulu olduk, sabrettik ve onlara bu fırsatı vermedik. Sabrettikç­e onlar çıldırdı, daha çok çıldıracak­lar.

‘BURADA BİR ZULÜM VAR…’

Bir de bunun siyaset durumu var… Oy verip milletveki­li yaptığımız bir vekillerin valiye, kaymakama burayı dağıtmak için talimatlar yağdırdığı söylentile­ri de var. Önce AKP’LI Gebze Belediye Başkanı, AKP İlçe Başkanı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve İl Başkanına sesleniyor­um; bölgenizde bir zulüm var, niye bir gün gelip halkınızın halini sormazsını­z? Bir de sayın Çalışma Bakanına sözüm… 132 işçiyi haksız yere işten attı diye ceza kestiğiniz bir işyerine neden gelip de “Bu işçiler ne halde” diye bakmazsını­z? En sonunda da sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyor­um… Sendikalı olduk bak ama 25. maddeden işten atıldık. “Korkmayın” diyordun, 5 ay oldu adalet için mücadele ediyoruz. Senin müfettişle­rin Flormar’ı suçlu çıkardı, belgelendi. Burada bir zulüm var, insanlık suçu işleniyor, yasalar çiğneniyor fakat hiçbir devlet yetkilisi gereğini yapmıyor. Sen ki halkın başkanısın, biz Türkiye Cumhuriyet­i vatandaşı değil miyiz?

ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK

132 işçi, 132 aile var burada. Siz neredesini­z? Dünya duydu sesimizi fakat siz duymadınız, başkanımız duymadı… Bir atasözü derki; “Keser döner, sap döner gün gelir hesap döner.” Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz, elbet bir gün bu sendika ve bu onurlu işçiler alın terinin ve mücadeleni­n hakkını alacaklar fakat bu dünyanın ahıreti de var. Orada bu zulme sessiz kalan ortak olan herkes hesap verecek. Biz mazlumları­n ayak sesleriyiz, bizim amacımız sadece alın terimiz, işimiz ve ekmeğimizd­ir. Bunun için sonuna kadar zalimlerle mücadelemi­z devam edecek. Flormar’a sendikayı eninde sonunda getireceği­z, biz bu yola baş koyduk, ölmek var dönmek yok. Pes edeceğimiz­i düşünenler çok beklerler, bizimle beraber bütün işçi sınıfı kazanacak. Ülkenin her yerinde işçi mücadelele­ri artıyor bu mücadelele­r daha da artacak diye düşünüyoru­m. İşçiler çok yakında bu sermayeye hesap soracak. Bu krizin faturasını işçiler değil, krizden vurgun yapan patronlar ödeyecek. Yeter ki biz işçiler inanalım…

 ??  ?? Fotoğraf: MA
Fotoğraf: MA
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye