TÜRKİYE, KÜRTLER VE AMERİKAN ENGELİ
TÜRKİYE’NIN, “Fırat Kalkanı” operasyonunu başlatması ve Kuzey Suriye’deki el Bab, Cerablus, ve Azez’ın kontrolünü ele geçirmesindeki amaç IŞİD örgütü ile savaşmaktı. Ancak temel ve önemli olan amaç, Ypg’nin Menbic bölgesinden diğer Kürt unsurlarının da bulunduğu Afrin bölgesine ilerlemesini engellemektir.
Bu açıdan Türkiye’nin bahanesi, Kuzey Suriye’den Akdeniz’e bir “Kürt koridoru” kurulmasını istememesiydi. Kürtlerin Afrin bölgesindeki Kobani’ye ulaşması, Türk ulusal güvenliğine yönelik gerçek bir tehdit olacaktı. Ankara’nın “Zeytin Dalı” Harekatını düzenlemesinin bahanesi Afrin’nin PKK üssü olması ve ondan temizlenmesiydi. Böylelikle, Türkiye sınırındaki iki alanı kontrol etmeyi ve orada Kürt varlığını sona erdirmeyi başardı.
İdlib’e saldırı meselesi gündeme geldiğinde Türkiye, Pkk’nin Suriye ordusu ile birlikte bu saldırıya katılmasına şiddetle karşı çıktı. Diğer yandan Kürt sorunu İdlib’e kadar uzanmış olacaktı.
Bu hafta başlarında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk ordusunun, Ypg’nin bulunduğu Fırat’ın kuzeydoğu bölgesine saldırmaya hazırlandığını açıkladı. Erdoğan, Rusya’nın Kürtlere yönelik böyle bir saldırıyı desteklediğini de ifade etti. Türk yetkililerin geçtiğimiz yıl yaptıkları açıklamalarda da, Suriye’nin Türkiye’ye komşu sınır şeridinin, “Kürt terörizmi”nin herhangi bir mevcudiyetinden temizlenmesi gerektiği söylemi her daim mevcut oldu. Türkiye, Rusya’yla yaptığı İdlib anlaşmasıyla bir başarıya imza attı. Ankara, Fırat’ın kuzeydoğusuna yönelik tehditlerle yeni bir başarıya imza atmak istiyor.
Ankara, ABD’YE Fırat’ın kuzeydoğu cephesinde harekete geçmek için baskı yapmak istiyor. Kürtlere karşı herhangi bir düşmanlık beslemeyen Rusya, Türkiye’nin Kürtlere karşı operasyonlarını desteklerse bunun belirleyici faktörü Abd’nin askeri varlığı ve Washington’un YPG’YE olan desteği olacak. Fırat’ın kuzeydoğusunda Türk ordusunun karşısına çıkacak en büyük engel, birincisi Abd’nin tutumu ve ikincisi Ypg’nin kararıdır. Fırat’ın kuzeydoğusundaki Türk tehdidi, askeri harekatlara ciddi şekilde başvurmaktan ziyade Amerika’nın nabzını ölçmeye yöneliktir. Afrin, el Bab ve Cerablus gibi konumları Fırat’ın kuzeydoğusunda olan yerleşim yerleri; coğrafi olarak bağımsız olduğu için kaçınılmaz bir çöküşe uğramıştı. Ancak Fırat’ın kuzeydoğusundaki bölgede durum farklıdır. O bölgede Kürt güçlerinin büyük bir yoğunlaşması bulunmaktadır ve Türk olan “düşman” ile savaşmak için yoğun arzu beslemektedir. Fırat’ın kuzeydoğusundaki durum, Suriye krizinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ve bu meselede taraf tutanların sayısının fazlalığı, durumu daha da karmaşık hale getirmektedir. Türkiye’nin bu konudaki ilgisi, Türkiye’deki Kürt sorununun bir parçası. Ankara’nın, Suriye Kürtleri ile ilgili hesaplarındaki herhangi bir yanlışlığı Türkiye’nin içinde kendisine olumsuz yansıyacaktır.