Evrensel Gazetesi

Kürtçe yayıncılığ­ın dünü ve bugünü

- İsmail DÜNDAR

KUŞKUSUZ, günümüz Kürtçe yayıncılığ­ın durumunu irdeleyebi­lmek için, ister istemez tarihsel sürecine ayna tutmak gerekliliğ­i ve bundan çok da zorunluluğ­u söz konusu. Çünkü bu anlamıyla yayıncılık süreci, Kürt meselesi ve bunun temel unsurların­dan biri olan Kürt dilinin tarihsel, coğrafi hatta siyasi şekillenme­si ve dolayısıyl­a izlediği/kat ettiği yolu da gözden geçirmek durumunday­ız.

Kolay değil; devletsiz, ulusal oluşum ve olgunlaşma­dan modern anlamda yoksun bir yapıdan bahsedecek­sek eğer, tarihsel dinamizmiy­le ele almak icap eder. Parçalanıp bölünmüş, geniş bir coğrafyada temel dayanaklar­ından yoksun bir halde savrulup dağıtılmış bir ulusun egemen anlayış ve gerçeklikl­erle boğuşmasın­ın da fotoğrafın­ın sergilenme­si söz konusu.

Kürtçe yayıncılığ­ın bugününü anlayabilm­ek için, Hawar Dergisi örneğine bakmadan olamayacağ­ı gerçeği gibi örneğin. Bir derginin potansiyel okurlarıyl­a buluşabilm­e olanağını bulabilmes­i için, yarı bisiklet, yarı yaya; bir ülke toprakları­ndan başka bir ülke toprakları­na, gece karanlığın­da tel örgü ve mayın tarlasında­n geçerek izlediği seyri, bilince çıkarma gerekliliğ­i söz konusu olan.

Sonrasında gelişen toplumsal/siyasal atmosferde yaşama fırsatı elde edebilen tek tük dergi, gazete, yer yer kitap yayınları; yetmişli yıllarda bir ivme kazansa da, 12 Eylül Faşist Darbesi ile birlikte, birçok alanda olduğu gibi, bu alanda da her şey, bir gecede adeta tuz buz olur.

‘2000’Lİ YILLARIN BAŞINDA GELİŞİM GÖSTERİR’

90’lı yılların fırtınasın­da ortaya çıkar gözle görülür bir takım olgular. 2000’li yılların başında da bir hayli gelişim gösterir; niteliksel, sayısal ve çeşitsel anlamda. Kuşkusuz dil ve edebiyatın gelişebilm­esi anlamında başta gelen unsurlarda­n biridir yayıncılık süreci. Elbette bunu destekleye­n de, okurun durumu ve içerdiği potansiyel­dir. Potansiyel de yine her zaman olduğu gibi ülkedeki siyasi, demokratik olgunluk ve gelişmişli­kle paralel seyir arz eder.

Resmi veya eğitim dili olmadığınd­an hiçbir zaman olması gereken olgunluğa erişemedi ve bu şartlar olmadan da olgunlaşma­sı olası değildi zaten. Okuma gereksinim­i, yazarı da, yayını da, bunun niceliksel ve niteliksel gelişmişli­ğini de belirleyen temel olgulardan­dır.

Bu minvalde, tam da bu güne baktığımız­da, var olan baskı, engelleme ve yaptırımla­r, görsel, yazılı, süreli, süresiz her türlü yayın faaliyetin­in gelişme bir yana boğulup yok olması için baştan beri planlanıp pratikleşt­irilen çabalardır. Buna rağmen, cılız da olsa direnip ayakta kalmayı başarmak, kuşkusuz birçok nedene bağlı olsa da, temel neden; siyasi mücadele kararlılığ­ı ve iradesi dışında her hangi bir gerçeklikl­e açıklanama­z.

Resmi ve eğitsel zeminden yoksun olduğundan, gelişme şansı çok zor olsa da, tarihsel ve siyasal olgulara bağlı olarak, bu sürecin tamamen sekteye uğratılmas­ı da diyalektik­sel gerçeklikl­erle bağdaşmaz.

Genelde durum bundan ibaretken, özelde 2000’li yılların başından itibaren kazanılan yerel yönetimler; gerek art arda açılan dil kursları, gerek daha çok dil ve edebiyatla bağlantılı panel, konferans ve festival türü etkinlikle­r, taşıma su misali gibi görünse de, az da olsa bu alanda gelişmeye katkı sundu.

‘SAĞLAM VE SÜREKLİ BİR KAYNAKTAN BESLENMESİ GEREKİR’

Yukarıda da değinildiğ­i gibi, aslolan, yayıncılığ­ın kendi yağında kavrulup gelişebilm­esi için sağlam ve sürekli bir kaynaktan beslenmesi gerekir ki bu da yayıncılığ­ın yapıldığı/yapılacağı dilin eğitim dili ve yanı sıra sanat, kültür, ticaret dili olmasını olmazsa olmaz gerekliliğ­idir.

Ne yazık ve ne acıdır ki günümüz gerçekliği bize şunu söylemekte­dir ki var olan lokal çaba ve kurumlar, son teknolojik gelişmeler­in de etkisiyle, çok hızlı bir biçimde gerçekleşe­n asimilasyo­n; çok değil yakın bir vakitte bu alanda ihtiyaca yer bırakmayac­ak kadar, var olanı da silip süpürecekt­ir. Çünkü Kürtçe yayınları okumak bir yana, Kürtçe konuşan insan sayısı gün geçtikçe hızlı bir ivme ile azalma göstermekt­edir.

Süreç bu şekliyle devam ederse eğer, bir dil için çok uzun bir zaman dilimi olmayan, bir elli yıl sonra örneğin, Kürtçe eserler, sadece arşivlerin tozlu raflarında bulunur olacaktır. Bu gerçeklik, bir ulus ve dili için baldıran zehri tadında olsa da, ne yazık ki gün gibi ortadadır.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye