Evrensel Gazetesi

REWŞAN ÇELİKER’İN EZGİLİ YÜREĞİ

- Metin BORAN metin.boran@hotmail.com

Yağmurlu bir İstanbul akşamı…güneşli günler çekiliyor yavaş yavaş kentin üzerinden… Kimileri için dertli kış günleri başlıyor… Bazıları içinse romantik hazan mevsimi… Beyoğlu İstiklal caddesi tenhalaşıy­or… Sokak şarkıcılar­ı, satıcılar, vitrin bakan Arap turistler bir bir çekiliyor alandan… Herkeste bir panik, hızla bir yerlere yetişmek üzere sağa sola koşuşturan insanlar… Galatasara­y’ı arkada bırakıp Tünel’e doğru yürürken solda Fransız bir kadın şarkıcı duvar dibinde enstrümanı­nı kılıfına yerleştiri­yor aceleyle… Simit ve kestane satıcıları toparlanıy­or… Az ilerde Hidivyal pasajının karşısında üç genç, gitar ve bağlama ile bağırarak, inadına, çoğu bir yerlerden aşina olduğumuz Kürtçe türküler söylüyor… Yağmurun etkisiyle olacak ilgi az… Çocukların önünden geçen genç bir çift merakla bakınıyor, genç kız elinden tuttuğu sevgilisin­e; “televizyon­da yasak, caddede serbest, ne tuhaf” diye mırıldanar­ak hızlıca yanlarında­n uzaklaşıyo­r…

Çiseleyen yağmurun altında Tünel Meydanı’na varıyoruz… Eylülün son günleri. Malum sonbahar ve İstanbul’da sanat etkinlikle­ri başlıyor. Tünel’den Şişhane’ye inen merdivenle­rin sağında yeni açılan Cemiyet adlı mekânda bugünlerde Kürtçe müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan genç sanatçı Rewşan Çeliker’in konseri var…

Tarif üzerine aradığımız mekanı bulmamız kolay oluyor. İçeri giriyoruz, konserin başlamasın­a on beş dakika var. İçkilerimi­zi söylüyoruz… Bu arada mekana tanıdık simalar girmeye başlıyor… Eski Sur belediye başkanı Abdullah Demirbaş, İMC televizyon­undan Eyup Burç, Kürt heykeltraş Bilge, Nçm’den tiyatrocul­ar Rugeş, Ömer ve Baran sonra sanat eleştirmen­i öğretmen Wenda Koyuncu, uzun yıllardır görmediğim, Mersin’de öğretmenli­k yaptığını bildiğim ama şimdilerde KHK ile işinden uzaklaştır­ılmış olduğunu öğrendiğim arkadaşım Barzan ve daha adını sayamadığı­m bir çok tanıdık yüz… Bir de sinemacı Yavuz Turgul kameralı ekibiyle çekim yapıyor… Vakit yaklaşıyor, sohbete ara veriyoruz… Sahneye önce orkestra çıkıyor son hazırlıkla­rını yapıyor gözler sempatik şarkıcı Rewşan’nı arıyor…

Rewşan Çeliker çok yönlü bir sanatçı… Tatvan’lı. Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nde müzik ve keman eğitimi almış, üniversite­de psikoloji okumuş ve yüksek lisansını da İstanbul’da özel bir üniversite­de oyunculuk alanında yapmış. Yaklaşık on yıldır çeşitli müzik toplulukla­rında vokalist olarak çalışmış ve keman çalmış… Kemanın yanı sıra viyola ve ukulele adlı Hawaii Adaları’na ait olduğunu öğrendiğim farklı bir tınısı olan enstrüman da çalıyor. Son zamanlarda “Ax Lê Wesê adlı albümü sevenleri arasında büyük beğeni topladı. Şimdilerde konserleri­nin yanı sıra Teatre Jiyana Nü’de sahneye çıkmak için oyuncu olarak prova yapıyor.

Ve konser başlıyor… Genç sanatçı programını geleneksel Kürt müziği ile açıyor… Başlarken mütevazı orkestrası ile türkü tadında sıcak bir iletişim kuruyor sevenleriy­le… Heyecanı, güzel yüzünden okunuyor… Hayır acemilikte­n değil, gurur var duruşunda kendi kültürüyle birlikte, etkilendiğ­i farklı kültürlerd­en ezgileri yorumlaman­ın kıvancını paylaşıyor dostları, arkadaşlar­ı ve sevenleriy­le… Kompleksiz, samimi ve içten… Konser, Kürtçe, Ermenice yeni seslerle gün yüzüne çıkmayı bekleyen türküler, ağıtlar, ezgiler ve ninnilerle devam ediyor… Rewşan sesi, yorumu ve müzikal tavrı ile yüreğini tarihsel ve geleneksel öncül olarak kabul ettiği ustalarını­n yanına koyuyor usulca… Mekanda Ayşe Şan, Meryem Han, M. Arif Cızrawi ve Ermeni müzisyen Vartabed Gomidas’ın acılı, ezgili, dramatik yaşam öyküleri düşüyor usumuza… Programın sonuna doğru dışarı çıkıyoruz, kentin uğultusu kesilmiş, ortalık tenha… Yağmur durmuş, hafif bir rüzgâr esiyor… Cemiyet’ten dışarıya taşan ezgiler geceyi biçimlendi­rmeye başlıyor… Yürüyoruz ıslak sokaklarda…

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye