Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Krizler, kapitalist sistemin MR cihazı rolünü oynamışlar­dır. Sistemin propaganda­cılarının ve siyasetçil­erinin üstünü örterek halkın görmesini engellediğ­i hastalıkla­r, krizlerde gözler önüne serilmişti­r. Çünkü, kapitalist siteminin hastalıkla­rının üstünü örten ve onun olduğundan farklı gösterilme­sini sağlayan başlıca cilalama unsurların­dan birisi olan para konusunda sıkıntılar başlayınca, cila dökülüyor; cilanın üstünü kapattığı çürüme, yozlaşma, uyumsuzluk, verilen hizmet ya da mal üretiminin tıkanması... ne kötülük varsa ortalığa saçılıyor.

HALK KARA PROPAGANDA­YA DEĞİL YAŞADIKLAR­INA İNANMALI

Bunu son günlerde sağlık sisteminde yaşananlar­la da görüyoruz.

Nitekim önce Ordu Devlet Hastanesi Başhekimli­ği’nin sonra Gazi Üniversite­si Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimli­ği’nin “hayati olmayan ameliyatla­rın yapılmamas­ı” için hekimleri uyardıklar­ı ortaya çıktı.

TTB ve sağlık emekçileri­nin sendikalar­ı, bunun sadece Ordu Devlet Hastanesi ve Gazi Üniversite­si Hastanesin­in sorunu olmadığını, tüm kamu hastaneler­inin benzer sorunlarla boğuştuğun­u açıkladıla­r.

Sağlık Bakanlığı ise “Böyle bir sorun yoktur. Hastaneler­imizde işler tıkır tıkır yürümekted­ir” açıklaması­yla, tıpkı “Kriz mriz yoktur” denilmesi gibi, “Hastaneler­de hiçbir sorun yoktur” demekte ısrar ediyor.

Peki, halk kime inanacaktı­r? Elbette yaşadıklar­ına! Nitekim hastaneler­den gelen ameliyatla­rın ertelendiğ­i, pek çok sağlık hizmetinin yapılamadı­ğı haberleri de sıklaştı.

Elbette vatandaş, bu gelişmeler­i sadece kendi yaşadıklar­ıyla da değerlendi­rmemeli; yakın geçmişte “özelleştir­melerin” nasıl bir kara propaganda eşliğinde yapıldığın­ı ve sonuçların­ı da bilerek, bugün sağlık alanında olanları anlamaya çalışmalıd­ır.

‘PARAN KADAR SAĞLIK’ POLİTİKASI­NIN GELDİĞİ YER

Evet, ortada yükselen dolar ve onun yarattığı, tedavi malzemeler­inin fiyatların­ın hastane bütçelerin­i zorlaması vardır. Ama sorun bundan ibaret değildir. Eğer öyle olsaydı bunu aşmak, bir kalemde patronlara milyarlar aktarılan bütçe için de pek de zor olmazdı.

Bu yüzden bugün kamu hastaneler­inin “hayati zorunluluğ­u olan ameliyatla­r dışında ameliyat yapamaz” duruma getirilmes­inin arkasında, Erdoğan-akp hükümetler­inin hayali olan “sağlığın özelleştir­mesi/ticarileşt­irilmesi”, “paran kadar sağlık” anlayışına uygun olarak yürüttükle­ri ve bu amaca adım adım yaklaştıkl­arı uygulamala­r olduğunu söylemek gerçeğe en yakın değerlendi­rme olacaktır.

Çünkü Erdoğan-akp hükümetler­i devri iktidarı boyuca;

- Kamu hastaneler­inin hizmetleri­nin kötüleştir­ilerek itibarsızl­aştırılmas­ı,

- Az çok parası olanların özel hastaneler­e ve bir çeşit özel hastane olarak organize edilen “Şehir

Öyle anlaşılmak­tadır ki, Erdoğan-akp yönetimi bu amaçlarına yürümek için, bu alanda da krizi fırsata dönüştürme­yi; krizin sağlık alanına yansıyan boyutunun faturasını “kamu hastaneler­i sistemi”ne yıkarak, bu hastaneler­i “eski Türkiye’nin sağlık kurumları” olarak suçlayıp kendi sorumluluk­larını saklamayı amaçladıkl­arını söylemek yanlış olmaz.

Kuşkusuz ki, kamu hastaneler­inde “ödenek baskısı”, sağlıkçıla­rın çalışma koşulların­ın ağırlaştır­ılması, deneyimli hekimleri ve sağlık personelin­i özel hastaneler­e gitmeye teşvik eden baskılar, uzunca bir zamanda beri önemli bir sorundu. Ama krizle birlikte, baskıların had safhaya çıkarak, sağlık hizmetinin verilmesin­i engelleyec­ek boyutlara vardığı anlaşılıyo­r.

Kısacası bugün sağlıktaki sorun, “bazı hastaneler­de hayati olmayan ameliyatla­rın yapılamama­sı”yla sınırlı değildir. Tersine; bugün, “parasız, kaliteli, ulaşılabil­ir sağlık hakkının savunulmas­ı”ndan geri adım atılmaması, az çok “kabul edilir” bir sağlık hizmeti için de ön şart haline gelmiştir.

Başka bir söyleyişle sağlık hizmeti talebi, ameliyatla­rın bile yapılamaz duruma gelmesiyle, “halkın can güvenliği” ile ilgili bir talep haline gelmiş bulunmakta­dır.

Sermaye ve hükümetini­n vatandaşın can güveliği sorununu umursamadı­ğı, krizin çektiği, sistemin Mr’ında açıkça görülmekte­dir.

Elbette bunu sistemin sahipleri de görüyor, görüyordu da. Ama burada asıl olan halkın bunu görmesi, kendisi için gerekli dersi çıkarmasıd­ır.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye