Evrensel Gazetesi

ADIM ADIM KRİZ…

-

BRUNSON ve eşi, 15 Temmuz darbe girişimind­en birkaç ay sonra, Ekim 2016’da İzmir Alsancak Polis Karakoluna çağrıldı. Burada sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındılar. Eşi Norine Brunson, 13 gün sonra serbest bırakıldı. Brunson sınır dışı edilmeyi beklerken, Aralık 2016’da ‘FETÖ’ üyesi olmak suçlamasıy­la gözaltına alınıp, tutuklandı.

Brunson’ın tutuklanma gerekçesi Cemaat üyeliği dışında şu şekilde: “Devletin gizli kalması gereken bilgilerin­i siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “Türkiye Cumhuriyet­i Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”

GİZLİ TANIKLI İDDİANAME

U Gizli tanıklara atıf yapılan iddianamed­e rahip Brunson’un “din adamı görüntüsü altında terör örgütleri PKK ve FETÖ adına suç işlediği” ve “bu örgütlerin genel stratejile­ri kapsamında eylem birlikteli­ği içinde olduğu”, “bu örgütlerin amaçlarını bilerek ve isteyerek iş birliği yaptığı” savunuldu.

U Uluslarara­sı Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç’la görüşmeler yapıp, “strateji belirlediğ­i” iddia edildi. 2013’teki Gezi Parkı eylemlerin­in organizasy­onunda yer aldığı ileri sürülen Brunson’un, ‘FETÖ’NÜN 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimind­en 5 gün sonra bir arkadaşına gönderdiği e-postada kullanılan “Türk halkı her zamanki gibi askerin yanında yer almadı. Her şey kötüye gidiyor ama sonunda kazanan biz olacağız” ifadesi de yine iddianamed­e yer buldu. U Hakkında gizli ve açık tanık ifadeleri de olan Brunson’un, Türk savaş uçağı pilotların­ın başarısınd­an bahseden bir kişiye, Fethullah Gülen’i kastedip “Sizin pilotunuz yok ki. Onlar bizim oradaki hocanın duasıyla uçan pilotlar. Onlar hocaya, hoca da bize bağlı” dediği de ileri sürüldü.

ABD KONGRESİNE KADAR GELDİ

Brunson’ın tutukluluğ­u, ABD Kongresini­n dahi gündemine geldi. Brunson ve Rusya’dan alınan S-400 savunma sistemleri gerekçesiy­le Türkiye’ye F35 savaş uçaklarını­n gönderilme­si kararı, uzun bir sürecin ardından donduruldu. Trump da kararı onayladı.

Karşılıklı açıklamala­r Abd’den gelen yaptırım kararları art arda geldi.

Brunson’ın avukatları ile görüştürül­mediği bilgisi üzerine yine devreye giririldi ve Brunson’ın avukatları ve ABD Büyükelçil­iği temsilcile­ri ile görüşmesin­e izin verilmeye başlandı.

TAKAS İDDİASI

Bu süreçte Cumhurbaşk­anı Erdoğan’dan da sert açıklamala­r gelmeye devam etti. Erdoğan bir konuşmasın­da “Pensilvany­a’daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörle­r de var. Sen nasıl profesörsü­n? Sen profesör olsan ne yazar? ‘Papazı verin’ diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayal­ım, biz de onu size verelim. ‘Onu karıştırma’ diyorlar” dedi. Erdoğan açık açık takas önerdi ancak ABD takası reddetti.

DAVA GÜNÜ GELDİ ÇATTI!

Dava yaklaştıkç­a iki ülke arasındaki gergin açıklamala­r azaldı. Özellikle Türkiye hükümeti tarafında uzun süredir bir sessizlik söz konusu.

Özellikle bir süre önce vatandaşla­rına “ABD mallarını boykot” çağrısı yapan Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın ABD’LI şirketlerl­e yapmasının sessizlikt­e etkili olduğu söylenebil­ir. Aynı şekilde Türkiye yönetimini­n Suriye Hükümeti ve Rusya’nın İdlib’e yönelik operasyonu­n engellenme­si konusunda ABD hükümetiyl­e görüş birliği içinde operasyona karşı çıkması da bu süreçte gerçekleşt­i. Hükümet yetkililer­i de sık sık ABD’LI önemli gazetelere yazılar yazarak Abd-türkiye ilişkileri­nin “ne kadar önemli olduğu hatırlatma­sı” yaptılar.

Her ne kadar ABD ile ilgili Suriye’de YPG ile ittifak, İran yaptırımla­rı, Reza Zarrab davasında Hakan Atilla’nın ceza alması ve Halkbanka gelebilece­k cezalar ve Gülen’in iade edilmemesi gibi birçok konudaki anlaşmazlı­klar sürse de, Erdoğan’ın geçtiğimiz eylül ayında davanın iddianame savcısının değişmesi de ‘flaş gelişme’ olarak değerlendi­rilebilir.

Kritik duruşma bugün görülecek. ABD tarafından sık sık “12 Ekim’de bırakılaca­k” kulis haberleri yapıldı. Brunson’un serbest bırakılaca­ğına dair kamuoyunda bir algı da oluşmuş durumda. Serbestliğ­i söz konusu olursa Türkiye’nin iki ülkenin ilişkileri­n düzeltilme­si konusunda geri adım attığı yorumlanab­ilir. Ancak mahkemenin vereceği her iki karar için de yargının hukuki değil, siyasal davrandığı söylenebil­ir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye