DAĞINIK SAĞI DESTEKLEMEK
Çeviri: Evrensel Dış Haberler Servisi
ABD Hükümeti ve Venezuela oligarşisi, Venezuela’da demokrasi görüntüsü veren kuruluşlaarı
dikkatle finanse ettiler. Bunlar tamamen oligarşinin kontrolünde olan
yine de demokratik kuruluşlar gibi
giydirilmiş gruplardı. ABD hükümetine
bağlı Demokrasi için Ulusal Bağış
(NED) ve Uluslararası Cumhuriyetçi
Enstitüsü (IRI) hem siyasi partilere
hem de sivil toplum kuruluşlarına yön
vermek üzere yöneticiler yetiştirmek amacıyla
yakın çalışma yürüttüler. Bu alanda “Demokratik kuruluşları”
güçlendirme işinde yer alan ABD’LI görevlilerin
temel hedeflerinden biri de Venezuela’nın dağınık sağını birleştirmekti.
ABD Dışişleri yetkilileriyle on yıl
boyunca yaptıkları temaslar, çekişme
içindeki oligarşik grupların Venezuela
halkı içinde destek toplamaktansa kendilerini ABD ‘ye sevdirme
arzusunda olduklarını ortaya koyarak
bu amacı boşa çıkarmış oldular.
ABD Hükümeti yine Pan-amerikan Kalkınma Vakfı aracılığıyla
Venezuela içinde spesifik hükümet dışı
örgütler oluşturabilmek amaçlı fonlar
sağladı. Bu sivil örgütlerin çalışma alanları
arasında suç, basın özgürlüğü, yargı
bağımsızlığı, kadın hakları ve insan hakları
başlıkları yer alıyor. Çalışmalarıyla yaptıkları
tek noktaya odaklanarak ve ortaya
çıkış nedenlerini görmezden gelip
her tekil olayı abartarak suç oranı artışından gazetecilere yönelik ihlaller
gibi konuları raporlamak. Bu çalışmaların amacı zaten
Bolivar deneyimine yönelik yeterince
nefret sahibi olan Batı’yı haberdar
etmek değil ancak Chavez’i desteklemeyi
sürdüren temel sınıflar arasında ihtilaf yaratmaktı. Brownfield, Bu
gruplara verilen ABD desteğinin “devrimin karanlık köşelerine ışık tutmayı,
bilgi toplamayı raporlamyı ve kamuoyuna duyurmayı” amaçladığını yazmıştı. Ancak amaç sadece bilgi dağıtmak değildi. Bilgiyi Venezuela deneyiminin meşruiyetini yok edecek biçimlerde paketlemekti. Bu yolda her şey mübahtı. CIA ya da OTI, Venezuela’nın kanalizasyonlarına girer, fenerler yakılır ve buldukları şeyin her ayrıntısını rapor eder; yeterince pislik bulamazlarsa da abartma yoluna gidecekler ve delil üreteceklerdi. VENEZUELA içinde yaşanan koşullar, ekonomide çeşitli seviyelerde yaşanan krizle kolay değil. Venezuela ranta dayalı kapitalizm kapanından kurtulmayı başaramadı. Petrol ihracından elde edilenler rantiyeye gitti. Bolivarcı devrimin gerçekleştirebildiği şey halk için toplumsal refah düzeyini yükseltmek ve kaynakların halka tam olarak dağıtılabilmesi için yeni türde kuruluşlar oluşturmasıydı. Ancak ekonominin ve toplumun örgütlenmesinde bir üst noktaya geçiş sağlanamadı. Venezuela’da işçi sınıfı ve köylülük derinleşen krize olgunlukla tepki gösterdi. Geçtiğimiz yıl elektrik işçileri, hemşireler greve giderken emekliler ve köylüler protestolar düzenlediler. Hükümete karşı düzenlenen bu eylemlerin herbirinde rejim değişikliğine karşı olunduğu ve Bolivar Devriminin savunulduğu ifade edilirken hükümetten ve toplumdan taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı. Geçtiğimiz 12 Temmuz’da yüz çiftçi Guanare kentinden yola çıktılar ve ülke çapında bir ayı aşan bir yürüyüş sonunda başkent Caracas’ta Maduro ile canlı olarak da yayınlanan duygusal bir buluşma gerçekleştirdiler. Mücadeleci Çiftçiler Platformu Sözcüsü Usmary Enrique, “Geçtiğimiz üç yılda gıda sıkıntısından dolayı kriz daha kritik bir hale geldi. Üretebileceğimiz gıdayı ithal etmek akıl dışı” dedi. Maduro talepleri ciddiye alacağı konusunda söz verdi. Bir ay sonra ise çiftçiler talep ettikleri toprak dağıtım politikasının Maduro tarafından uygulanması için açlık grevi başlattılar. Bunun üzerine Maduro çiftçilerin işledikleri topraklardan tahliye edilmesini engelleyen bir karar aldı ve köylülere yönelik şiddet kullanımına karşı tavır aldı. Küçük çiftçilerle Venezuela yönetimi arasındaki gerilimler gerçek ve önemli. Ancak çiftçilerin ABD tarafından rejim değiştirme amacıyla kurulan herhangi bir platforma katılmaları beklenmiyor. Ne ABD hükümetini ne de Venezuela oligarşisini müttefik olarak görüyorlar.