EMEK GENÇLİĞİ: DEMOKRATİK ÜNİVERSİTE MÜCADELESİNİ BÜYÜTMELİYİZ
EMEK Gençliği tarafından YÖK’ÜN kuruluş yıl dönümü ile ilgili yapılan açıklama da, “Emekten, toplumdan yana, özgür, bilimsel, demokratik üniversite mücadelesi veren akademisyenler kürsülerden kovulmuş, öğrenciler baskı koşullarına mahkum edilmiştir. Bugün tüm Türkiye gençliğinin elde kalan son kazanımları da iktidarın hedefinde durmaktadır.kulüp bütçelerinin sınırlanması, ağır bürokratik engellerle karşılaşılması, üniversitelilerin taleplerinin hiçe sayılarak yol yapılması, üniversitelerin bölünmesi gibi sayabileceğimiz pek çok hamle gerçekleştirilmiş, son olarak ise öğrenci temsilcilik seçimleri ertelenmiştir. Mevcut iktidar, üniversiteleri kapitalistlerin karını arttırabilmesi için ucuz ve kalifiye işgücü üreten, bilimsellikten ve demokratik yönetimden uzak kurumlar haline getirmek için her yolu deniyor. Parasız, bilimsel, demokratik bir eğitim hakkının kırıntısından dahi bahsedilemezken en temel haklar da saldırıların hedefi haline geliyor.tek parti tek adam yönetimi inşasının ülke işçi sınıfına, gençliğine büyük bir sömürü ve karanlığa mal olacağı ortadadır. Bu nedenle bugün tüm gençliğin, akademisyenin, çalışanın bu saldırılara karşı koymak üzere mücadele etmesi, talepleri etrafında örgütlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Emek gençliği olarak tüm üniversite öğrencilerini, demokratik üniversite talebi etrafında birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi. korumaya çalışan ve bilim yapmaya gayret eden bir azınlık dışında, üretmeyen, suskun, yarınından endişe eden kadroların doldurduğu bir alan oldu üniversiteler. Doldurulan kadrolar dikkate alındığında, kısa dönem için iyimser olmak mümkün değil” diye konuştu.
‘BASKI VE ZULÜME RAĞMEN İŞİMİZE BAKMALIYIZ’
Demirer sorunların aşılması için öncelikle saptama yapmak gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi; “Henüz yurtdışına göç eden akademisyen sayısı, kapanan veya işlevsiz kalmış kurumlar ve dağıtılan bölümlerin bir envanteri çıkarılabilmiş değil. Öncelikle bir hasar tespiti yapmak gerekiyor. Bunun yanında alternatif kurumsallaşmalara emek verme ve durmaksızın çalışma, üretme zamanı. Baskı ve zulüme rağmen işimize bakmalıyız. Özellikle kıyıma uğramış genç akademisyenlerin kariyerlerinin kesintiye uğramaması için kurulacak ülke içi ve uluslararası ilişkiler çok önemli.”