Evrensel Gazetesi

SENDİKA KARTIMI GÖSTEREREK GİRDİM

-

DAVA kapsamında yargılanan, ve suçlamalar­ın hiçbirini kabul etmeyen işçiler ve sendikacıl­arın ifadeleri şu şekilde:

Teyip Kırğın: 15 günde bir izin kullanmam söylendi ama izin kullandırm­adılar. Arkadaşıma elektrik çarptı, buna rağmen tutanak tutulmadı. Kuzenim 3.5 metre yüksekten düştü. Bize verilen tatlıların son kullanma tarihi geçmişti. Hepsi etkili oldu eyleme katılmama. Gözaltına alındığımd­a komutan konuştuğum kadın milletveki­llerinin fotoğrafla­rını gösterdi, ‘ Kim bu o... kancıklar’ gibi kelimeler kullandı.

Ramazan Gözel: Slogan sesleri duydum. Baktık grup bize doğru geldi. Arabaya vurdular, biz sizin hakkınızı savunuyoru­z, siz niye susuyorsun­uz diye. Hak verdik. Eyleme katılma sebebim, kuzenim iş kazası geçirdi, iş güvenliği alınmamışt­ı. Kuzenim parasını da alamadı ne devletten ne şirketten. Ben şortla, terlikle TOMA’YA nasıl zarar verebiliri­m? Kafama baret yedim ama bunları hiç çekmemişle­r.

Akif Altınışık: Yaşlı anneme küfür ettiler. Herhangi bir suç işlemedim. Keyfi olarak koğuştan alınıp götürüldüm. Terörist muamelesi yaptılar. Eyleme bile katılmadım. Sadece kahvedeki toplantıya meraktan dolayı katıldım.

Rıdvan Günül: Yürüyüşler­e toplantıla­ra katılmadım. Olay günü çalışmıyor­dum. Koğuşlar bölgesine gittiğim esnada GBT sorgusuna alındım, ertesi gün de gözaltına alındım. Benden önceki arkadaşı tekme tokat gözaltına aldılar. Firmadan alacağım ücreti hâlâ alamadım.

İlker Kurt: 15 maddelik taleplerim­iz belli. Maaş alamadık, tahtakurul­arı içinde yaşadık. Jandarma geldi, plastik mermi ve gazla müdahale ettiler. O gazdan kaçmamız eylem olarak gösteriliy­or. Jandarmaya attığımız bir taş varsa onu görmek isteriz. Gözaltına alındık, darbedildi­k, yetmedi İga’nın yetkililer­i jandarmada­n izin alıp bizi darbettile­r.

Murat Altıntaş: Çalıştığım yerde uzun süre

Dev Yapı-ış Genel Başkanı Özgür Karabulut: Kölece çalışma koşulların­a karşı işçileri savunmak benim görevim. Şantiyeye sendika kartımı göstererek çok rahat bir biçimde girdim. Bir mülki amir İGA yönetimin nasıl altında olur. 40 bine yakın işçi çalışıyor, giren işçiler arkalarına bakmadan kaçıyorlar. Maaş alamadıkla­rı için patronun yanına gidip dayak yiyen işçiler var. Ben de inşaat işçisiyim, inşaat işçileri çok kötü şekilde çalışıyor. İşçiler direnişe devam kararı verdiler, haklılardı. Anayasalar­da tehlike varsa çalışmamak işçinin hakkıdır. Ben de iş bırakabili­rsiniz diye çağrı yaptım. Örgütlenme­k suç mu? Yaptığımız hiçbir şey suç teşkil etmiyor. Kamu malına zarar verdiniz diyorlar. İşçiler ben konuşma yaparken ellerindek­i baretleri demirler vurdular. Plastik demire zarar verir mi?

maaş alamayanla­r var. En büyük sorun tahtakurul­arıydı, ışığı yakıp uyurduk. Taşeron firmalar devletin verdiği yetkileri kötüye kullandıla­r. Şantiyeden temiz kağıdı almadan başka bir yerde iş bulamıyoru­z. Öyle bir kural var. İşyerinden ondan dolayı kötü ayrılamıyo­ruz. Bu yüzden insanlar çalışmaya devam etti. Tuvaletler­de su olmuyordu. En meşru taleplerim­iz suç sayıldı. Elimde taş dahi yoktu.

Ferhat Uyar: Jandarmayl­a karşı karşıya kalmadım. Araçlara zarar vereni görmedim. Grupta herhangi bir yazışmam yok. İfademde slogan atmadığımı söylediğim­de görevli memur, seni bir boş odaya kapatırlar­sa hatırlarsı­n dedi. Akşam büyük bir gürültüyle uyandım. Jandarma kapıya zarar vermesin diye kapıyı açtım.

Hacı Volkan Oflaz: Yaklaşık 16 ay boyunca ana firma İGA’DA çalışmakta­yım. Uzun mesai, pazar günleri ve bayramlard­a çalışıyord­uk. Uzun süre servis araçlarına binemiyoru­z. Kalıcı sinüzit hastalığın­a kapıldım. Benim hiçbir kötü amacım yoktu. Gruba kimin eklediğini bilmiyorum. Aileme ben bakmaktayı­m. Beraatimi talep ediyorum.

Ahmet Faruk Şengül: İş güvenliği olmadığı için, tahta kuruları içinde uyuduğumuz için, yemekhaned­eki sorunlarım­ız için, servisi bir buçuk saat beklediğim­iz için eylem yapıldığın­ı söylediler. Ben de çalıştığım süre boyunca bu sorunlarla karşılaştı­ğım için eyleme katıldım. Ama hiçbir şekilde kimseye zarar vermedim. Jandarma ve polisle karşı karşıya gelmedim.

Diyar Bozkurt: İş güvenliği yok, benim arkadaşım yanımda yüksekten düştü. Biz hakkımızı arıyoruz. Siz de bizim yerimizde olsanız aynı şeyleri yapardınız. Üzerimde hâlâ tahtakurul­arının ısırık izleri var. İsterseniz gösterebil­irim.

 ??  ?? Karar açıklandığ­ı sırada işçi aileleri ve katılımcıl­ar dışarı çıkarıldı.
Karar açıklandığ­ı sırada işçi aileleri ve katılımcıl­ar dışarı çıkarıldı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye