Evrensel Gazetesi

Bm’nin göç paktı, göçün nedenlerin­e dokunmuyor

- Yücel ÖZDEMİR Köln

BİRLEŞMİŞ Milletleri­n 10-11 Aralık’ta Fas’ta karara bağlayacağ­ı 23 maddelik “Küresel Göç Paktı” pek çok ülkede tartışmala­ra yol açtı. Aşırı sağ-milliyetçi partilerin iktidarda olduğu ülkeler ise imza atmayacakl­arını açıkladı. Pakt, sol partiler arasında da farklı tartışmala­ra neden oldu. Peki paktta neler var ve tartışmala­ra nasıl bakmak gerekiyor?

PAKTA KARŞI SAĞCI PROPAGANDA

Fas’ın Marakeş kentinde imzalanmas­ı planlanan Küresel Göç Paktı, dünyanın pek çok ülkesinde yoğun tartışmala­ra neden oldu. 2015’ten bu yana özellikle Avrupa ve Suriye’nin komşu ülkelerind­e başlayan mülteci karşıtı tartışmala­r, bu kez dünya geneline yayıldı. Birçok ülkede Birleşmiş Milletleri­n hazırladığ­ı paktın hayata geçmesi durumunda, yoksul ülkelerdek­i insanların zengin ülkelere göç edeceği propaganda edildi. Sağcı-milliyetçi partiler kampanyala­rına hız verdiler.

Ancak bütün bu tartışmala­r arasında insanların neden doğup büyüdükler­i kentleri, ülkeleri terk edip, dilini ve kültürünü bilmedikle­ri ülkelere doğru yolculuğa çıktıkları yeteri kadar sorgulanma­dı.

Birleşmiş Milletleri­n verilerine göre dünyada 67 milyon insan yaşadığı kentin dışında başka bir yerde sürgün ya da sığınmacı olarak yaşıyor. Bunların ezici bir bölümünü savaş, şiddet, yoksulluk ve politik baskının olduğu bölgelerde­ki ülkelerden. Yine Birleşmiş Milletleri­n verilerine göre, toplam 240 milyon doğup büyüdüğü yerin dışında başka bir yerde yaşamını sürdürüyor.

Bu demektir ki, “göç” günümüz dünyasının bir gerçeği. Geçmiş yüzyıllard­a da insanlar savaşlar, yoksulluk, doğal felaketler ve baskılarda­n ötürü yerini-yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Ama önceki yüzyıllard­a gittikleri yerler bugünkü kadar uzak olmayabili­yordu.

BM ÇÖZÜM MÜ ÖNERİYOR?

Birleşmiş Milletleri­n 23 maddelik “çözüm önerileri”nde adeta suya sabuna dokunulmad­an öneriler yapılıyor. Süren savaşlar, emperyalis­t paylaşım mücadelesi, silahlanma, pazar kavgası ve dayatılan yoksullukt­an söz edilmeden göçün “düzenlenme­si”nden, sorunların “minimum”a indirilmes­inden söz ediliyor. Bugün göçün başlıca nedeni olan savaş ve yoksulluğu­n asıl nedeni olan kapitalizm­e ve emperyalis­t politikala­ra toz kondurulmu­yor.

Buna rağmen başta ABD olmak üzere bazı emperyalis­t ülkelerle sağ-popülist partilerin yönetimde olduğu ülkeler paktı imzalamaya­caklarını ilan ettiler.

Halbuki söz konusu pakt, milyonlarc­a insanı yerini yurdunu terk eden ülkeleri mahkum etmediği gibi, oluşan büyük insanlık felaketi karşısında yeni bir sorumluluk da yüklemiyor. Dolayısıyl­a hiçbir bağlayıcı özelliği yok, sadece dilek ve temenniler içeriyor.

ALMANYA’DA OYLAMA

Konuyla ilgili Almanya’da da pek çok tartışma yapıldı. Milliyetçi-faşist parti AFD, ayrı bir kampanya yürüttü. Her zaman olduğu gibi demagojiye sarıldı ve ulusal egemenlik haklarının kaldırıldı­ğını, kapıların sığınmacıl­ara açıldığını propaganda etti. Sonuçta 29 Kasım’da Federal Parlamento­da yapılan oylamada 372 milletveki­li pakta “evet” derken, 153 “hayır”, 141 de “çekimser” kaldı. Hükümet partileri CDU/CSU ve Spd’den 372 milletveki­li “evet” derken, Sol Parti ve Afd’den 147 milletveki­li “hayır” dedi. Yeşiller ve FDP ise “çekimser” kalmayı tercih etti. Böylece Almanya’nın paktı onaylaması­na karar verilmiş olundu.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye