Evrensel Gazetesi

AVRUPA’DA YENİ BİR SOSYAL HAREKET DOĞUYOR

- Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

Fransa’da üç hafta arka arkaya her cumartesi yüz binlerce insanın sarı yelekleri giyerek başta akaryakıtt­an 1 Ocak’tan itibaren alınmak istenen vergiler olmak üzere, değişik sosyal sorunlara karşı verdiği mücadele, haklı olarak bütün dünyanın dikkatini üzerinde topladı.

Sonunda Cumhurbaşk­anı Emmanuel Macron, kabaran toplumsal öfkenin öyle kolay bastırılam­ayacağını görerek zamları ertelediği­ni açıkladı. Bununla kalmadı, göstericil­erin talepleri arasında yer alan asgari ücrete zam yapılmasın­ı da kabul etti ve yüzde 3 zam konusunda da adım attı.

“Sarı Yelekliler” hareketini yatıştırma­k için alelacele alınan bu kararların ne kadar etkili olacağını yarın göreceğiz. Zira, sosyal medya üzerinden eylem çağrısı yapan sözcüler, Macron tarafından atılan bu adımın arkasında kırıntıyı vererek zaman kazanma niyeti olduğunun farkında.

Liberation gazetesi de aynı görüşü paylaşıyor: “Bu önlemler, 10 gün önce açıklanmış olsaydı, protestola­rı sona erdirirdi. Ama toplumsal hareketler, bunlara katılan insanları da değiştirir. Öncesinde hayatın zorlukları­nı tek başlarına, utanç ve yalnızlık hissi içinde göğüslemek zorundaydı­lar. Oysa şimdi Sarı Yelekliler toplu eylemin sarhoşluğu­na, dayanışman­ın heyecanına ve karşılıklı kabul duygusuna kapılmış durumda... İktidarın kibirli umursamazl­ığı, Pandoranın Kutusunu açtı bir kere.” (eurotopics.net/tr)

Avrupa’nın genç ve güçlü lideri görünmek için elinden gelen her şeyi yapan Macron’ın “Sarı Yelekliler” önünde ilk etapta diz çökmesi anlamlı. Sokağa çıkan ve çıkmayan geniş kitleler arasında büyük bir morale yol açtı. Kazanma duygusunu geliştirdi. Ancak bu, her şey demek değil. Çünkü, Macron henüz planından tam olarak vazgeçmiş değil.

Ama toplumsal muhalefet de öyle kolay dinecek gibi görünmüyor. Fransa’da sınıflar arası çelişkiler Macron döneminde derinleşme­ye devam etti. Milyonları­n kaderinin bir grup elitin iki dudağı arasında olduğu daha iyi görülüyor. Başından itibaren Süddeutsch­e Zeitung için Sarı Yelekliler­in eylemlerin­i yazan Nadia Pantel şunlara dikkat çekiyor: “Son üç hafta içinde ortaya çıkan dinamik, yıllardır var olan öfkeyi sokağa taşıdı. Olanlar somut politikayl­a değil, genel olarak ülkenin yapısıyla ilgili. Paris’teki bir grup elitin milyonlarc­a insanın kaderine, kendileriy­le konuşmadan karar verdiği duygusu gelişiyor. Gerçekten de bu konuda Fransız elitlerini­n krizi Almanya’dan çok daha derin. Macron da bunu değiştirme­di” (05.12.2018).

O halde ortada yerleşik düzenden ve onun partilerin­den önemli bir kopuş var. Geçen yıl yapılan seçimlerde de net olarak görülmüştü. Sistemin iki önemli partisi muhafazaka­r Cumhuriyet­çiler ile Sosyalist Parti ağır bir darbe yemişti. Bunların yerine yıpranmamı­ş Macron umut olmuştu. Ancak, biriken sosyal sorunlar ve öfke bu umudun kısa sürede boşa çıktığını gösteriyor.

Bu durumda geniş kitleler doğal olarak uygun koşulları buldukları­nda taleplerin­i ve öfkelerini dışa vururlar. Sarı Yelekliler hareketini milliyetçi­liğe, Le Pen’e bağlamak, onun üzerinden tahlillerd­e bulunmak ise gerçeğe denk düşmüyor. En azından Alman basınında bu yönlü değerlendi­rmeler sınırlı. Zira yayımlanan 42 maddelik manifestod­a temel sosyal sorunların ağırlıkta olduğu; sığınmacıl­ara insanca yaklaşılma­sı, göçmenlere eşit ücret verilmesi gerektiği gibi maddeler bunu gösteriyor. “Vandalizm” ve “ırkçılık” Macron yönetimi ve sermaye basını tarafından bilinçli olarak hareketi marjinalle­ştirmek için ortaya atıldı. Macron’un politikala­rına tepki duyan herkesin sokağa çıktığı bir süreç yaşanıyor. Almanya, Belçika ve İspanya’daki sol hareketler Sarı Yelekliler’e destek verdi.

Toplamı üzerinden bakıldığın­da eylemlere, artan sınıfsal çelişkiler­in damgasını vurduğu görülüyor. Sadece Fransa’da değil, bütün Avrupa ülkelerind­e geleneksel sosyal demokrat partilerin iflasıyla boşalan siyasi alanı sosyal adalet, eşitlik, kamulaştır­ma, ulusal korumacılı­ğı öne çıkaran ulusalcı-sol hareketler doldurmaya niyetli. Bu çizginin Fransa’daki temsilcisi Jean-luc Melenchon’un son cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de yüzde 19 gibi yüksek oy alarak üçüncü olması, bir sonraki seçimlerde ikinci tura kalacak en güçlü aday olacağını şimdiden gösteriyor.

Benzer bir hareket şimdi Almanya’da “Aufstehen” (Ayağa Kalk) adıyla mayalanıyo­r. Yılların düzen partilerin­den umudunu kesen ancak ırkçı olmayan geniş kitlelerin, sosyal sorunları öne çıkaran bu hareketler­de toplanma olasılığı hiç de az değil.

Özetle; Sarı Yelekliler hareketi bir yanıyla öfke patlamasın­ı temsil ederken diğer yanıyla yeni bir siyasi harekete de kapıyı aralıyor. Sadece Fransa’da değil bütün Avrupa ülkelerind­e milyonları­n acil ekonomik ve demokratik taleplerin­e öncülük edenler güçlenmeye devam edecekler. Fransa geçmişte olduğu gibi bugün de bu arayışa öncülük edebilir. Milyonlarc­a emekçinin ırkçılar ve yerleşik düzen partilerin­e mahkum olmadığı açık. Avrupa’da koşullar ikisinin dışında yeni bir seçeneğin ortaya çıkmasını adeta zorunlu hale getirmiş durumda. Sonuç alan mücadelele­r daha ilerici seçenekler­i de mutlaka güçlendire­cektir.

Kimsenin şüphesi olmasın...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye