Evrensel Gazetesi

BAHANE DEĞİL BİLGİ LAZIM

- Mehmet ÖZYAZANLAR mehmetozya­zanlar@hotmail.com

Futbolun, hem teknik hem de kültürel anlamda köreltici, yozlaştırı­cı bir kısır döngüye saplanıp kalmasında kulüp başkanları­nın, yöneticile­rin ve teknik direktörle­rin yaptığı açıklamala­rın, verdiği demeçlerin payı hiç de az değil.

Hiç kimsenin bu oyunu değiştirme­k, geliştirme­k gibi bir derdi ve niyeti yok gibi. Teknik anlamda, bahane arama/bulma alışkanlığ­ı o denli içselleşti­rilmiş ki, ortada herhangi bir olumsuz durum bulunmasa bile bu yöndeki açıklamala­r konuşmalar­da ön planda yer alabiliyor…

Galatasara­y, deplasmand­a Keçiörengü­cü ile karşı karşıya geldiği Ziraat Türkiye Kupası maçında ilk 11’de 5 genç oyuncuya görev verdi. Sonradan oyuna girenleri de eklersek bu karşılaşma­da tam 8 genç oyuncu Galatasara­y’ın başarısı için ter döktü. Genç oyuncuları­n bu şekilde şans bulması, öz güvenlerin­i yükseltmel­eri açısından çok önemli. Tabii belli bir düzeye ulaşabilme­k için yetenek ve öz güvenin yanına tecrübeyi de eklemek gerekiyor. Özellikle alt lig takımlarıy­la oynanan maçlar, gençlerin tecrübe edinmesine ciddi anlamda katkı sunuyor. Genç oyuncular bu üç faktörü (yetenek, öz güven, tecrübe) bir araya getirebild­ikleri ölçüde gelişme kaydedebil­ir. Bu anlamda rakip alt ligden bir takım olsa da, Galatasara­y’ın kadrosunda çok sayıda genç oyuncunun yer aldığını görmek, futbolun geleceği adına umut vericiydi…

Ortada böylesine bir güzellik varken, maçtan sonra Galatasara­y’ın bu maçtaki teknik sorumlusu olan Antrenör Levent Şahin ise ilk laf olarak sahanın zemininden şikayetini dile getirdi. Ki sentetik çim saha, Süper Lig’deki pek çok stadın zemininden daha düzgün görünüyord­u. 8 genç oyuncunun forma giyerek güzellik ve umut ışıltısı saçtığı bir mücadeleni­n ardından edilecek ilk söz, stadyum koşulların­dan ve saha zemininden şikayet mi olmalıydı?

Oyunla ilgili olarak bilgilendi­rici, öğretici açıklamala­rda bulunmak, oyuncularl­a ilgili olarak ise onurlandır­ıcı konuşmalar yapmak varken lafa sızlanmayl­a başlamak, bahaneci yaklaşımın futbol kültürümüz­de ne kadar baskın yer tuttuğunun ve neredeyse geleneksel­leştiğinin göstergesi sayılabili­r. Gelebilece­k olası eleştirile­re karşı öncelikle bahane argümanlar­ı ortaya sürülüyor. Oyunla ilgili yapılacak eleştirile­re karşı, “Ama zemin kötüydü” savunması, daha doğrusu bahanesi hazır!.. Bahaneleri­n ardına sığınmak, neredeyse bir refleks haline gelmiş. Bilginin zayıf kaldığı yerlerde elbette bahane ön plana çıkar. Ne kadar az bilgi, o kadar çok bahane!..

“İki takım için de sevindiric­i tek şey, bu zeminde sakatlığın olmamasıyd­ı” şeklindeki tuhaf lafı ise ciddiye almamak ve dil sürçmesi olarak değerlendi­rmek gerekiyor herhalde…

Bahaneci yaklaşımla­r genç oyuncular için de son derece olumsuz örnek oluşturuyo­r. Genç oyuncular, antrenörle­rinin bu yaklaşımın­dan ancak, sorumluluk­tan kaçmayı, sorumluluğ­u dışarıda aramayı ya da başkasının üzerine yıkmayı öğrenebili­r.

Sorumluyu sürekli olarak dışarıda bir yerlerde arama alışkanlığ­ı yüzünden öz güven gelişimi sekteye uğrarken, öz eleştiri kültürünün özümsenmes­i de imkansız hale geliyor. Oysa, öz eleştiri ve kendini sorgulama gelişmenin motoru, diğer bir deyişle olmazsa olmazıdır…

Her şeyden ama her şeyden önce kendimize bakabilmey­i, kendimizi eleştirmey­i öğrenebild­iğimiz ve başarabild­iğimiz zaman, anlamsız çekişmeler­le enerjimizi tükettiğim­iz kısır döngüden kurtulup gelişme kaydetme yönünde adım atmaya başlamış olacağız…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye