Gizli kadın krallığı:
teslim ederler. Balıkçılık, hayvancılık ve tamirat, inşaat, hayvan kesme gibi güç isteyen işleri yürütürler. Her ne kadar son karar mekanizması büyükanne olsa da aileye ilişkin önemli konularda karar alınmasına yardımcı olurlar.
‘KARI KOCA’ YOK; ‘AXİA’ VAR
Bu topluluğun en dikkat çeken yönlerinden biri evlilik ilişkilerini dünyanın geri kalanından farklı kavramalarıdır. Çocuklar büyür ve ölene kadar annelerinin evlerinde yaşarlar. Çiftler “özgür birliktelik” ya da “gezici evlilik” diye isimlendirilen bir ilişki içindedirler. Bu tür ilişki Mosuolar’da yaklaşık bin yıldır devam eden bir gelenek. İlişki, aşk varsa devam eder. Bu yüzden ayrılma, ne kanunun, ne ailenin, ne de dinin müdahale etmediği sıradan bir seçimdir. Birlikteliğin bitmesi ya da devam etmesine çiftler karar verir. Kadın ve erkek arasındaki tek bağ şefkat ve aşktır. Erkekler geceleri kadınların evlerini ziyaret eder ve şafak vakti evden ayrılırlar. Çiftleri bağlayan bir sözleşme yoktur. Gezici evlilikte kadın ve erkek arasındaki tek bağ şefkat ve aşktır. Çocuk büyütmek, ekonomik ya da mülkiyet ilişkisi gibi bir bağ yoktur. “Bizim yaşadığımız ilişki ahlaki bir ilişkidir. Memnunsak birliktelik uzun sürer; değilsek ayrılırız ve bir başka ilişkiye başlarız,” diyor topluluğun erkek üyesi olan Jiba Awa.
Mosuo’larda karı ve koca sözcükleri yoktur. Yalnızca dostluk anlamına gelen “Axia” sözcüğünü kullanıyorlar. Toplulukta aynı anda birden fazla “özgür birliktelik” yapılmaz. Eşler ayrı evlerde yaşarlar. Çocuk yapmışlarsa çocuklar anne ve aile tarafından büyütülür. Birliktelikler gerçek aşka dayanır. Aşk yoksa çiftler, ön yargısız ve hiç bir engelle karşılaşmadan görüşmeyi keserler. Her ne kadar Çin’in büyük bir kesiminde bu kadınlara hovarda, ahlaksız gözüyle bakılsa da Mosuolu kadınlar, çapkınlıkla özgürlüğü birbirinden ayırt ediyorlar.
13 YAŞ RİTÜELİ
On üç yaşına gelmiş bir Mosuo kadın yetişkinliğe geçme ritüeli ile bunu kutlar. Ritüelde genç kadın bir ayağını dolu bir pirinç çuvalının üzerine, diğerini de kurutulmuş bir domuzun üzerine koyar; ve aynı anda geleceğinin zenginlik içermesini diler. Bu ritüelden sonra dilerse romantik ilişkilere başlayabilir.
‘DİLİMİZDE SAVAŞ, CİNAYET VE TECAVÜZ YOK’
“Bizim dilimizde savaş, cinayet ve tecavüz sözcükleri yoktur. Diğer kültürlerde tecavüzü, erkeklerin kadınları seks yapmaya zorladığını, her türlü cinsel suç işlendiğini biliyorum. Gerçekten anlamakta zorlanıyorum; çünkü biz burada yalnızca aşık olduğumuz, sevdiğimiz insanlarla birlikte oluyoruz. Çok sayıda insan bu özgür birlikteliği anlamıyor; oysa ben bu birliktelik şeklinin çok asil bir gelenek olduğunu düşünüyorum. Saygı gösterilmesi gerekir; çünkü bu içgüdüsel bir davranış değil, bu bir gelenek. Ne yazık ki kadın olarak birçoğumuz zulüm görüyor, taciz ediliyoruz...” diyor topluluk üyesi genç bir kız üzüntü içinde. Son yirmi yılda gelenekler erozyona uğramaya başladı. Çin, turizm amaçlı bu antik göle giden yollar yaptı. Bu, bölgeye gelir açısından olumlu bir girişim olmasına rağmen genç nesil arasında yavaş yavaş topluluk geleneğinin kaybolmasına da neden oldu; çünkü evlenip kocası ve çocuklarıyla birlikte yaşayan kadınlar var.
MOSUOLAR DÜNYADA TEK DEĞİL
Mosuo anaerkili dünyada tek değil. Kenya’da Samburu anaerkili, Nepal civarında Tashi Sangmo, Kosta Rika’da Talamanka sahilinde Bribis yerlileri, Sumatra’da Minangkabaular, Nijerya’da Wodaabeler gibi birebir aynı geleneklere sahip olmasalar da Mosuolar’a benzer başka topluluklar yaşamaya devam ediyor.
Kaynaklar: - https://www.conclusion.com - https://www.infobae.com - https://archivoshistoria.com - https://www.playgroundmag.net - https://rolloid.net/