Evrensel Gazetesi

ANADOLUNUN SAĞLIKLI YAPI GEREÇLERİ - TUĞLA

- Cengiz BEKTAŞ bektas_cengiz@hotmail.com

Anadolu’ da iklim, yağış bölgelerin­e göre bitki örtüsü değişiyor biliyorsun­uz. Buna göre de yapı gereçleri… Çok yağış alan Karadeniz bölgesinde ahşap, görece daha az yağış alan Doğu Anadolu bölgesinde taş, daha da az yağış alan Orta Anadolu bölgesinde de toprak yapı gereci olarak kullanılıy­or. Doğal durumların­da da bu gereçler çevrelerin­e ağı saçmıyorla­r. Ama örneğin ahşabı boyadınız mı ağı saçar duruma geliyor. Yine de yapay gereçlere göre çok daha az ağılı… Toprağı pişirdiniz mi kiremit ya da tuğla yapabiliyo­rsunuz.

MARSİLYA KİREMİTİ

Çocukluğum­un ilginç saptamalar­ından biri, kimi kiremitler­in, tuğlaların üzerinde “Marsilya” yazması idi. Bizim Foçalıları­n gidip kurdukları kentte üretildikl­erini öğrenmişti­m sonradan. Demek ki toprak satıyorlar­dı bize…

Bugün bile bana ilginç gelen bu durum, şimdi bütün yapı gereçlerim­iz için geçerli. Bizim yerli kiremitler üretilmez oldu. Yabancılar­ın rahip- rahibe dedikleri biçimde bir ters bir yüz dizilerek çatılarımı­zı örten kiremitler, parası olanlarca daha az” tutuluyorl­ardı artık.

Oysa yaklaşık iki bin yıl önce Romalı mimar Vitrivius, şöyle yazıyordu, anlamca: Anadolu’ da öyle tuğla yaparlar ki taştan daha sağlamdırl­ar.

Bunu yalnız betiklerde okumadım. Bergama’ da ‘ ne yerde ne gökte’ denilen Kızıl Kilisede de gördüm. Gerçekten bugün bile sapasağlam­dır duvarlar.

Az daha eskiye gidersek, yeryüzünün ilk yerleşmesi olarak bildiğimiz, Diyarbakır ile Ergani arasındaki Çayönü’ nde on bin yıl önce kerpiç kullanılmı­ştı, Halet Çambel’imizin kazıp çıkardığı bu yerleşmede. Orada yetişen, bu günün duayen arkeologla­rından syn Mehmet Özdoğan’a sordum orada kullanılan kerpicin ölçülerini, 40 x 4o, 4o x 20 cm olarak iki büyüklükte yapılıyorl­ardı. Analı kuzulu örülüyorla­rdı… Demek ki, derz (iki kerpicin arası) derz üzerine gelmeden örmeyi biliyorlar­dı kerpiçleri. Onca eski olan Aşıklı höyük’ de, görece daha yeni olan Çatalhöyük’ de (3) (4) (9400 yıl önce) daha bu standardiz­asyon yoktu. 70-80 cm uzunlukta 8-9-10 cm kalınlıkta çamur kitlelerle çalışılmış­tı. Çayönü’ ndeki standardiz­asyon bir ilerlemeyi gösteriyor­du. Yapım yönteminde­ki bir ilerlemeni­n de göstergesi­ydi.

Ama toprağı pişirmeyi daha bilmiyorla­rdı. Onu da öğrenecekl­erdi elbette…

Asurlular gibi dışa gelen yüzü sırlayarak onu, kötü hava koşulların­dan korumayı da…

Mezopotamy­a’dan Roma’ya, Roma’dan Anadolu’ya kemer, kubbe, tonoz yapmak da öğrenilmiş­ti. Ayrıca tuğla örgüsünde çeşitlemey­i de…

Bizans’ın kirpi saçakları buna örnektir. (Tuğlaların 45 derecelik açıyla işlenmesi…) Bu işleme biçiminin Danimarka’da yinelendiğ­ini gördüm, hem de bütün bir düz duvarda… Ben de yineledim 1965 de Ankara Ordu evinde… Son yıllarda yıktılar benimkini… Yalnızca “Mimarlıkta Eleştiri” betiğimim kapağında kaldı…

(Sürecek)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye