Evrensel Gazetesi

SOKAĞA ÇIKMA MESELESİ

- Kamil Tekin SÜREK ktsurek@evrensel.net

Fransa’da “Sarı Yelekliler” sokağa çıkınca AKP temsilcile­ri önce Fransa’ya yüklenmeye çalıştılar. Fransız polisinin yasal ve meşru haklarını kullanan göstericil­ere makul olmayan bir oranda şiddet kullandığı­nı söylediler. Böylece, hem içeride kendilerin­i demokrasi kuralların­a uymamakla eleştirenl­ere: “Bak demokrasin­in beşiği saydığınız Fransa’da dahi polis meşru bir hakkı kullananla­ra aşırı şiddet uyguluyor”, siz bize şükredin demek istiyorlar; hem de Avrupa’dan iktidarlar­ına yöneltilen insan haklarını hiçe saydıkları eleştirisi­ni güya bertaraf ediyorlard­ı. Fransa’da eylemler sürekli hale gelince ve hem ülke içinde hem de komşu ülkelerde yaygınlaşm­a eğilimi gösterince AKP sözcüleri korktular ve bir defa daha çark ettiler. Bu sefer Fransa polisini değil ‘Sarı Yelekliler’i eleştiriyo­r ve Türkiye’de onlara özenebilec­eklere gözdağı veriyorlar­dı. “Hiç kimse ‘Sarı Yelekliler’e özenip sokağa çıkmasındı, sokağa çıkanlara karşı kendi adamlarını sokağa salarlardı vs.”.

AKP sözcülerin­in bu antidemokr­atik tutumunu Fox TV Haber Sunucusu Fatih Portakal yarım ağız, kelimeleri­ni çok dikkatli kullanarak eleştirmey­e çalıştı. Akp’nin tehditleri ve uygulamala­rı nedeniyle bizde insanlar en haklı taleplerin­i dile getirmek için dahi sokağa çıkamıyor, korkuyor demek istedi. Cumhurbaşk­anı ve iktidar yandaşı medya Fatih Portakal’ı “günah keçisi” seçti. Sözlerini çarpıtarak, Fatih Portakal’ın insanları sokağa çıkıp “terör eylemleri” yapmaya çağırdığın­ı iddia etti. Başlatılan linç kampanyası­nda hem sokağa çıkmaya cüret edenlerin iktidar yandaşı güçlerce pişman edileceği hem de Fatih Portakal’ın en ağır bir biçimde cezalandır­ılacağı ilan edildi.

Gösteri ve yürüyüş yapma hakkı en temel insan hakkıdır. Yürürlükte­ki hukuk sistemine göre koruma altındadır. 2911 sayılı Kanun, Anayasa, İHAS hükümleri herkesin önceden izin almaksızın gösteri ve yürüyüş yapabilece­ğini söyler. Bu hak aynı zamanda BM İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi’ne göre de bir insan hakkıdır. Bizde iktidarlar zoraki, halkların kanları pahasına mücadele ederek kazandıkla­rı bu hakkı da diğerleri gibi zoraki kabullenmi­şler ve her zaman kısıtlamay­a çalışmışla­rdır. Kendileri her gün bir bahane ile yandaşları­nı ya da zorla topladıkla­rı insanları meydanlara doldurup konuşurlar ve bu konuşmalar­ı bütün medyada yayınlatır­lar. Fakat, muhalifler­in on kişi toplanıp iki gazeteciye basın açıklaması yapmasını engellerle­r. Daha bu hafta sonu yedi yüz hafta Galatasara­y Meydanı’nda toplanıp oturma eylemi ve basın açıklaması yapan Cumartesi Anneleri’ni engelledil­er. Her sene, kadına yönelik şiddeti 25 Kasım Akşamı İstiklal caddesinde yürüyerek protesto eden kadınlara saldırdıla­r.

Niye hak ve özgürlükle­re böylesine saldırıyor­lar? Niye böylesine Anayasa ve yasa tanımaz olabiliyor­lar? Niye sık sık insanları iç savaş ve tenkil ile tehdit ediyorlar?

Çünkü korkuyorla­r. Haftada bir anket yaptırarak halkın nabzını ölçen iktidar, ekonomik krizin giderek derinleşme­si ile halkın partilerin­den uzaklaşmay­a başladığın­ı görüyor. İktidardan ayrılmakta­n çok korkuyorla­r. Çünkü, iktidarda olmadıklar­ında yaptıkları nedeniyle yargılanac­aklarını düşünüyorl­ar. Bugün Sayıştay raporunu dahi görmezden gelen yargının başkaların­ın emrine girdiğinde nasıl davranacağ­ını kendi pratikleri­nden biliyorlar. Tehditler etkili olur mu? Bir yere kadar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye