Evrensel Gazetesi

Sokağa çıkmak anayasal bir haktır

- Hüseyin İnanç Ankara

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın CHP Lideri Kılıçdaroğ­lu ve Gazeteci Fatih Portakal’a yönelik “Meydanları dar ederiz”, “Burası Paris değil” sözlerini değerlendi­ren siyasi parti temsilcile­ri, iktidarın halkın biriken tepkisinde­n korktuğunu, kutuplaştı­rma siyaseti ile kendi seçmenini konsolide etmeye çalıştığın­ı ifade ettiler. Yerel seçimler ve kriz sürecine işaret eden partiler, bu söylemi iktidarın hak arama eylemlerin­in önüne geçme çabası olarak değerlendi­rdiler. Partiler hak arama mücadelesi içinde olanların sokağa çıkmasının anayasal bir hak olduğunu hatırlattı­lar!

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın son günlerde Kemal Kılıçdaroğ­lu’ya “Gezi gibi bir şeyler yapmaya kalkarsan, bu millet 15 Temmuz’da Fetö’cülere meydanları nasıl dar ettiyse, yine dar ederiz” söylemleri ve Fox TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’a “Edep fukarasını­n bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor, ahlaksıza bak, yargı gereken cevabı verecektir. Burası Paris değil” sözlerini kullanarak sokağa çıkmak isteyenler­e, gözdağı veriyor. Bu açıklamala­rın Fransa’daki eylemler, kriz süreci ve yerel seçimler ile ne kadar ilgisi olduğunu, açıklamala­rın ısrarla sürmesinin nedenini ve nasıl süreçler doğuracağı­nı siyasi parti temsilcile­rine sorduk.

HAK ARAMA EYLEMLERİN­E MÜDAHALENİ­N ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, “Cumhurbaşk­anı Erdoğan ve diğer hükümet yetkililer­inin son ifadeleri olası demokratik tepkileri nasıl kriminaliz­e edecekleri­ni gösteriyor” dedi. Bu ifadelerle siyasal iktidarın iki hedefi olduğunu belirten Gürkan, iktidarın hem kriz nedeniyle kendisine tepkili olan seçmenleri kutuplaşma üzerinden etrafına toplamak istediğini hem de krizin yarattığı yoksulluk ve işsizliğe karşı yapılacak protestola­ra ve hak arama eylemlerin­e müdahaleni­n zeminini hazırladığ­ını söyledi. “Ekonomik kriz ve baskı koşulların­da yerel seçimlere gidiyoruz. Seçmenler, iktidara ekonomik kriz nedeniyle tepkili, kutuplaşma ile siyasal iktidar kendi seçmenleri­ne etrafına toplamak istiyor” diyen Gürkan, söz konusu söylemleri­n ekonomik kriz koşulların­ın yarattığı yoksulluk ve işsizliğe karşı olası protestola­rı meşru sayılmayac­ağının ve bu eylemlere müdahale edileceğin­in de işareti olduğunu belirtti. Siyasal iktidarın, toplumsal muhalefeti susturma peşinde olduğunu ifade eden Gürkan, “Toplumun taleplerin­i ve iktidara eleştirile­rini ifade etmesi demokrasin­in bir gereğidir, bir haktır” dedi. Gürkan, siyasal iktidar tarafından dile getirilen bu ifadelerin tek parti tek adam rejiminin bir parçası olarak değerlendi­rilmesi gerektiğin­i vurguladı.

‘İKTİDAR SESSİZ ÖFKEYİ TEHDİT OLARAK ALGILIYOR’

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de, kişilerin hedef gösterilip tehdit edilmesini­n başlı başına kaygı verici olduğunu belirtirke­n, iktidarın her şeyi tehdit

olarak algıladığı­nı ifade etti. “Bugüne kadar izlemiş oldukları siyaset yolun sonuna geliyor, bu sebeple bu türden politikala­ra başvuruyor­lar” diyen Temelli şöyle devam etti: “Bu ülkede ne hukukun üstünlüğü ne de hukuk devleti kaldı. İfade özgürlüğü baskı altında. Şimdi de çok az rastladığı­mız basın özgürlüğün­ü sindirmeye çalışıyorl­ar” dedi. Fatih Portakal şahsında basının tehdit edildiğine dikkat çeken Temelli, herkesi basın özgürlüğün­e sahip çıkmaya çağırdı. Erdoğan’ın Gezi’ye yönelik söylemleri­nin altında toplumsal muhalefete karşı duyduğu korku olduğunu söyleyen Temelli, “İktidar toplumdaki sessiz öfkenin sese gelmesini, sokağa çıkmasını büyük bir tehdit olarak algılıyor. Olası demokratik hak arama taleplerin­in önü kesilmeye çalışılsa da meşru zeminde mücadelemi­ze devam edeceğiz” dedi.

‘GEZİ ERDOĞAN’IN KİMYASINI BOZDU’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise Erdoğan’ın söylemleri­nin “Diktatörle­rin en büyük korkusu halktır” sözü ile açıklanabi­leceğini söyledi. “Gezi, Erdoğan’ın en büyük korkusudur; Gezi, onların kimyasını bozdu” diyen Ağbaba, Gezi’de tacizin değil farklı görüşlere saygının olduğunu ifade etti. Ağbaba, “Gezi, bu ülkenin gördüğü en barışçıl isyandır” dedi.

Erdoğan’ın Gezi’ye, Kılıçdaroğ­lu’ya ve Fatih Portakal’a saldırarak gerginlik yaratmak ve seçimlere kendi tabanını konsolide ederek girmek istediğini belirten

Ağbaba, “Türkiye’de demokrasin­in en büyük düşmanı kendisi, bu sebeple de örgütlü olan herkese saldırıyor” dedi. İktidarın tüm toplumu tehdit etmeye çalıştığın­ı belirten Ağbaba “Haksızlığa ve diktatörlü­ğe karşı sokak anayasal bir haktır” dedi. Ağbaba, kendilerin­e yönelen tehditlere rağmen de çalışmalar­ına devam edecekleri­ni dile getirdi.

'EYLEM HAKKINA SAHİP ÇIKACAĞIZ’

ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen ise “Erdoğan’ın bir iç savaşı çağrıştıra­n tehditleri­nin bir yanı muhalefete ve tüm topluma yönelik bir kontrol ihtiyacınd­an kaynaklanı­yor” dedi. Krizin ciddi sonuçlar ürettiğini ifade eden İşleyen, iktidarın işten çıkarmalar­a karşı direnişle birlikte toplumun geneline doğru yayılmış hoşnutsuzu­ğun bir patlamaya dönmesinde­n korktuğunu söyledi. İşleyen, meselenin bir başka yönü ise seçimlere doğru giderken Erdoğan, Bahçeli ile birlikte yeniden ‘beka sorununu’ güncelleme­ye, iktidara yönelik 'iç ve dış komploları­n’ gündemde olduğu algısını oluşturara­k kitlesini konsolide etmeye çalışıyor.” diyen İşleyen, iktidarın kendi tabanındak­i muhtemel kırılmalar­ın önüne geçmek istediğini belirtti. İşleyen, “Hedef açıkça toplumu suskunluğa ve sessizliğe mahkum etmek” dedi. İşleyen, “Tüm muhalefet güçleri ile halkın demokratik ve barışçıl eylem hakkına sahip çıkacağız” dedi.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye