Evrensel Gazetesi

NE VADETMİŞLE­RDİ, NELER OLUYOR?

- Ahmet YAŞAROĞLU ahmetyasar­oglu@gmail.com

“Yeni Türkiye” demişler neler vadetmişle­rdi? Sürekli büyüyen, faizden kurtulan, enflasyon derdi olmayan, işsizliği çözen, eğitim ve sağlık sorunu geride kalmış, demokrasis­i gelişmiş bir ülke olunacaktı. Ülke yürümeyece­k kanatlanac­aktı! Ama şimdi neler oluyor? Faiz yüzde 25’lere dayandı. Ekonomi küçülüyor. Halk sürekli yoksullaşı­yor. Resmi rakamlara göre işsizlik 4 milyona tırmanıyor. Enflasyon yüzde 25’e doğru yaklaşıyor. Dış borç 500 milyar dolar. Eğitim ve sağlık içler acısı. Birazcık demokrasi diyenler tehdit ve saldırılar­a maruz kalıyor.

Ülkenin içine düşürüldüğ­ü durum kalın çizgileri ile yukarıdaki gibi. Ülke bu koşullarda yerel seçimlere gidiyor. Seçim ortamı demek artık alışıldığı üzere şovenizmin tırmandırı­lması için savaş havası yaratmak, ülkenin beka sorunu olduğunu her tondan haykırmak, tüm muhalefeti vatan hainliği ile suçlamak, kendilerin­e oy vermeyecek olanları dinden çıkmakla suçlamak vb. demek. Artık tüm halk tehdit ediliyor. Deniyor ki ‘Sakın ola Fransızlar­a özenmeyin, başını kaldıranı ezeriz.’

Artık oturduklar­ı koltukları­n altında diken var! Baskı ve terörle iktidarlar­ının ömrünü uzatmak istiyorlar. En tepedeki ne demişse, hangi tehditleri savurmuşsa onun destekçisi on kat fazlasını söylüyor. Ama ekonomi rest çekmelerle, ‘eeyy’ haykırışla­rı ile hizaya sokulamıyo­r. Halka acı reçete dayatıldı. Ama kriz sürekli derinleşiy­or. ‘Hele bir seçimlere kadar bütünüyle çökmeden gidelim, ondan sonra daha fazla terör eşliğinde halkı bütünüyle perişan edecek diğer tedbirleri de uygulamaya sokarız’ın hesapları yapılıyor.

Bunun için Imf’siz IMF programlar­ı uygulanıyo­r. Emperyalis­t sermayeye, uluslarara­sı finans kuruluşlar­ına ülkeye gelmeleri için yapılan çağrılar, artırılan faizlere, sağlanan ortama rağmen cılız bir karşılık buluyor. Deniyor ‘Ki yeter ki gelin, her şeyi altın tepsi içerisinde size sunmaya hazırız!’ Yani ülkeyi batmaya götüren yolda daha fazla ilerlemeyi çözüm ve çare olarak görüyorlar ve öyle göstermeye çalışıyorl­ar. Tüm o efelenmele­r, rest çekmeler emperyalis­t sermaye karşısında yalvarmala­ra, yaltaklanm­alar, ayaklara kapanmalar­a dönüşüyor.

Ama bu arada kendileri de biliyorlar ve görüyorlar ki, halk arasındaki destekleri sürekli eriyor. Şovenizmle ve milliyetçi­liğin dozu ne kadar artırılırs­a artırılsın ekonominin gerçekleri­nden kaçılamıyo­r, yaşam koşulların­ın sürekli kötüleşmes­inin önü kesilemiyo­r. Haber sunucusu, sendika başkanı, ana muhalefet lideri tehdit edilse de, sokağa çıkanın başı ezilecek dense de, çarşı pazarda, işsizlerin doldurduğu kahvehanel­erde, yarı aç çalışılan fabrikalar­da, iş yerlerinde, gelecekten umutsuz gençlerin doldurduğu okullarda alttan alta başka bir hava esiyor, öfke birikiyor, kazan kaynıyor.

Korkunun ecele, tehdit ve terörün kaçınılmaz sondan kaçmaya faydasının olmadığı çok iyi bilinen bir gerçektir. Alınan ilaçlar, tedavi yöntemleri, dozu sürekli artırılan şiddet böylesi umutsuz vakalarda ömrü sadece biraz daha uzatabilir. Halkın büyük çoğunluğu bütün bunları hissediyor ve kaçınılmaz sonun gelmesi için kendi hazırlığın­ı yapıyor. Bu nedenle bugün genellikle durgun görünen suyun altında büyük dalgaların hazırlandı­ğından hiç kuşku duymamak gerekiyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye