Linç kültürü alevlendiriliyor
USTA ŞAİR AHMET TELLİ:
USTA Şair Ahmet Telli geçtiğimiz hafta, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde ülkücü grubun tehdidine maruz kalmıştı. Telli üniversitede yaşadıkları ve toplumda artan linç kültürünü Mezopotamya Ajansına anlattı.
Prensip olarak üniversitelerin yönetiminden izin almadan etkinliklere katılmadığını belirten Telli, “Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsünde Tıp Öğrencileri Kitap Kulübündeki öğrenciler benden talep ettiklerinde bu söyleşiyi, izin almalarını söyledim. Onlar da üniversite yönetiminden izin aldılar. Kırmızı Salon’da bir saatlik bir söyleşi için gittim. Söyleşinin 55’inci dakikasında bölüm sekreteri içeri girerek, ‘Dışarıdakileri tutamıyorum. Boşaltmanız gerek’ dedi. Önce ne demek istediğini anlayamadım ama öğrencilerin tedirginliğinden anladım ki bir hareket var. Salonu boşalttık” dedi.
Kendisini dinlemeye gelen öğrencilerin katlara çıktığı ve tek başına okul dışına doğru hareket ettiğini belirten Telli, “Çıkış kapısında biriken topluluğun üzerine doğru yürüdüm, herhangi bir taksiye binmek için. Aralarından geçerken ikiye ayrılıp, bana yol verdiler. Aralarından geçtim, 3-5 adım atmadan başladılar slogan atmaya ‘Katil devlet diyordun. Devlet biziz. Hacettepe sana mezar olacak’ gibi sloganlar attılar. Taksiye binerken baktığımda polis gördüm. Demek ki polis kontrolünde geldiler” şeklinde aktardı.
‘ÖTEKİLEŞTİREN SİYASAL SÖYLEM EGEMEN’
Linç kültürünü yaygınlaştıran iki önemli nedenin siyasal söylemde egemen olan ötekileştirme ve dinci kültür olduğunu belirten Telli, “İnanç ise bilmeme isteğidir. Bütün inançlar bilmeme isteğine dayanır. Bu bakımdan bilmiyorsan bir başkasının duygusuna teslim olursun, bir başkasının duygusunda eğer vicdanı yoksa o da kişiye öldürme kültürü verir. Güruh olunca da bu lince gider” dedi.
Telli, “Bakın olaydan sonra Twitter hesaplarına baktım ve benim ‘Kürt mücadelesi bizi kurtaracaktır’ şeklinde cümlemin olduğunu yazmışlar. ‘Kurtaracaktır’ lafını hiç etmedim. Kürt mücadelesini önemserim o başka mesele ama ‘Kurtaracaktır’ benim cümlem değil. Söylemediğim bir cümleyle daha etkili, daha vahşi duyguların oluşmasını düşünmüşler. Ötekileştiren siyasal söylem elbette egemen şu anda. Bu da daha çok linç kültürünü alevlendiriyor” ifadelerini kullandı. (KÜLTÜR SERVİSİ)