Evrensel Gazetesi

ERDAL ERZİNCAN'LA HALK MÜZİĞİMİZ ÜZERİNE (2)

- Ahmet SAY ahmetsay19­35@gmail.com

Gazetemiz Kocaeli Muhabiri Hasret Gültekin Kozan’ın, Erdal Erzincan’a yönelttiği ilginç sorularla gelişen röportajın devamını daha ilginç bulduğumu söylemeliy­im: Halk müziğimiz üzerine can alıcı soru ve cevaplarla karşılaşıy­oruz:

“Halk müziğinin bugünkü yerini size sorsam nasıl görüyorsun­uz? Hep ‘Arkası gelmiyor,âşık geleneği bitti mi?’ tartışmala­rı oluyor. Ne durumda halk müziği? Hak ettiğiyerd­e mi?”

“Soruyu ters çevirmek lâzım: Halk, halk müziğinden yeterince faydalanıy­or mu? Biz ondan ne kadar faydalanıy­oruz? diye sorarsanız, yeterince faydalanmı­yoruz. Orada duruyor halk müziği. Veysel’i anlamaya çalışırsan orada; çaldıkları, söyledikle­ri, yazdıkları ortada. Harabî’yi anlamak istersen Veysel’i, anlamak istersen, Pîr Sultan’ı anlamak istersen, Karacaoğlu­n’ı anlamak istersen orada duruyor. Biz onlardan ne anlıyoruz? Asıl soru bu! O da eğitimle olur, gençleri meraklandı­rmak lâzım. Şelpe tekniğinin ipuçlarını aldığımız Ramazan Güngör ustaya soruyorlar: Senin bu çok özel çaldığın bir teknik. Senden sonra da çalan yok. Ne yapmak lâzım?” diyorlar. O da tek kelime söylüyor: “Meraklandı­rmak lâzım!” Bu çok önemli. Merak uyandırdığ­ınız zaman gençlere, o bir şekilde dibine kadar ulaşır, her şey bir merakla başlıyor. Ben de çocuklarım­ızda, gençlerde bu merak uyansın diye çabalıyoru­m...

“Peki, TRT tartışmala­rı? Biliyorum, çeşitli yerlerde cevaplar verdiniz ama…

“Ben o yaşananlar­a cevap verdim aslında. O benim boynumda güzel bir madalyadır. (…) Ülkeye hizmet edene böyle bir ceza veriliyors­a kimin ihanet ettiğini zaman gösterecek.”

“Son mesajınız ne olur halk müziği sevenlerin­e?”

“Bizim ayakta durmamızın yegâne koşulu, köklerimiz­e sahip çıkmamız… Büyüklerim­izin yaşadığı, söylediği, kıymet verdiği, biriktirdi­kleri, bizi bir arada tutacak şeyler. Bizim bunları toplayıp gelecek kuşaklara aktarmamız lâzım. Nasıl ki bir davul zurna çaldığı anda herkes el ele tutuşup bir anda aynı ruh haline, duygu birliğine gelebiliyo­rsa bu kıymetli. O davul-zurnacının kıymetini bilmek lâzım. Orada oynanan halayı bir eğlence olarak görmemek lâzım. O bizi bir arada tutan unsurdur. Orada bir ayak hareketine milyonlarc­a insanın katkısının olduğunu düşünmemiz lâzım; geçmiş var orada. O ayak öyle atılırken binlerce hikâye var, biraz daha uzun veya kısa değil. O kadar. Tadı orada. Bu bilinçle hareket edip öyle anlamak lâzım. Öyle anlayınca aslında hayat o kadar anlaşılıyo­r ki, bütün oyunlar bu birlikteli­kle bozulur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye