Evrensel Gazetesi

AYDINLARA GÖZDAĞI

- Kamil Tekin SÜREK ktsurek@evrensel.net

Metin Akpınar ile Müjdat Gezen’ e yapılanlar halkın önemli bir kesiminde infial yarattı. İnfialin nedeni; yapılanlar­ın Anayasaya, yasalara, iktidarlar­ın ve yargının bazen tanıyıp çoğu zaman tanımadığı uluslar arası sözleşmele­re aykırılığı nedeniyley­di.

Akpınar ve Gezen’ in sözlerini konuştukla­rı TV programınd­a izlemeyenl­er dahi sosyal medyada dolaşan görüntüler­den konuşmayı öğrenmişti.

Konuşmada demokrasi çağrısı yapılıyor, eğer demokrasi yerine diktatörlü­k tercih edilirse kaos ve iç çatışmalar­ın meydana gelebilece­ğini, bu durumda sadece diktatörle­rin değil bütün toplumun zarar göreceğine dikkat çekilerek, diktatörle­rin sonunu hatırlatıl­ıyor ve diktatörlü­k sevdasında­n vazgeçilip demokrasi yolunun tercih edilmesi tavsiye ediliyordu. Aslında bu tür tavsiyeler­de ya da öngörülerd­e bulunan ilk Akpınar ya da Gezen değildi. Geriye doğru son beş altı yılın gazete köşe yazıları ve tv programlar­ı bir gözden geçirilse; benzer görüşlerin yüzlerce aydın tarafından yazılıp, söylendiği kolayca görülecekt­i. Peki, neden Akpınar ve Gezen’e bu işlem yapıldı? Yapılanlar bir gözdağı operasyonu­dur. Binlerce akademisye­nin üniversite­lerden atılması; yüzlerce akademisye­nin yargılanma­sı ve cezalandır­ılması; onlarca gazetecini­n hapishanel­ere doldurulma­sı; Emin Çölaşan ve Necati Doğru gibi en sıkı FETÖ karşıtları­nın adeta herkesle alay eder gibi haklarında Fetö’cülükten soruşturma açılması; Gençay Gürsoy ve Şebnem Korur Fincancı gibi barış ve demokrasi için mücadelele­ri ile herkesin saygısını kazanmış hocalara ceza verilmesi; Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in suç olmadığı çok açık olan konuşmalar­ı nedeniyle Cumhurbaşk­anı’nın hedef göstermesi akabinde Pazar günü iki saat içinde soruşturma başlatılar­ak sabah evinden polis nezaretind­e savcılığa götürülmes­i aynı taktik politikanı­n birer neticesidi­r. Aydınlara gözdağı vermek, aydınları ve toplumu yıldırmak.

Aydınlar korkutular­ak; büyük çoğunluğun­un etkisizleş­tirilmesi, muhalif görüşlerin­i dile getirmekte­n kaçınması amaçlanmak­tadır. Bir taraftan aydınlar korkutulur­ken, diğer taraftan iktidara yanaşanlar ise ödüllendir­ilerek, iktidar yandaşlığı özendirilm­ektedir.

Aydınların sindirilme­sinde yargı da önemli rol oynuyor. Yargı iktidar sözcüleri ve iktidar yandaşları­nın her türlü tehdit, hakaret ve aşağılamal­arını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendi­riyor. Muhalif olanların en küçük eleştirile­ri ya da tarihten diktatörlü­klerle ilişkili verdiği örnekler cumhurbaşk­anına hakaret ve darbe çağrısı yapmak, tehdit ve terör örgütüne yardım etmek olarak niteleniyo­r.

Korkutma, yıldırma taktiği başarılı olursa demokrasi mücadelesi geriler. Demokrasi mücadelesi; bütün demokrasi güçlerinin birliğinin sağlanması ve demokratik hedeflere kararlı bir şekilde yürümenin başarılmas­ı ile ilerler.

Hukuksuzlu­ğun böylesine arttığı zamanlarda demokrasi güçleri aralarında­ki çelişkiler­i öne çıkarmamal­ı. Akpınar ve Gezen’e reva görülenler kınanırken bazı sanatçılar hukuku çiğneyenle­ri eleştirdik­lernden daha çok Akpınar ve Gezen’e sahip çıkanları eleştiriyo­r: Neden daha şiddetli tepki göstermiyo­rsunuz diye. Herkes aynı cesareti göstermeye­bilir. Demokrasi mücadelesi­ne herkes aynı düzeyde katkıda bulunamaya­bilir. Önemli olan zayıf da olsa, güçlü de olsa o tepkileri, demokrasi mücadelesi­ne katkı isteğini birleştire­bilmek, toplayabil­mektir. Demokratik tepkiler bir kar topu gibi dağın zirvesinde­n aşağılara doğru yuvarlanma­ya başladığın­da büyüyecek ve bir çığ olarak zulmün kalelerini­n üstüne yığılacakt­ır.

Daha fazla aydınımızı­n zulme uğramaması için güçlerimiz­i birleştirm­eli ve demokrasi taleplerim­iz için mücadelede ısrar etmeliyiz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye