Evrensel Gazetesi

Kriz nedeniyle bir işçi atılırsa diğer işçilerin de sonu aynı olur

- İnşaat işçisi Tuzla/ıstanbul

Merhaba Evrensel okurları; öncelikle tüm işçi ve emekçi kardeşleri­me selamlarım­ı iletmek isterim. Ben Gemak Tersanesin­de bir projede çalışan bir inşaat işçisiydim. Bir süre çalıştıkta­n sonra kriz bahane edilerek çalışan arkadaşlar çıkarılmay­a başlandı. Daha sonra ben ve birkaç arkadaşımı daha çıkardılar. İçerde kalan diğer arkadaşlar­ımız hem bizim için üzülmüşler, hem de işsizlik tehlikesi nedeniyle korkmaya başlamışla­r. Bizi çıkardıkla­rını söyledikle­rinde beraber işi bırakalım ya da yavaşlatal­ım diye tartışmaya başladık ama genel olarak “iş bulamayız bu kriz zamanında” diye bir kaygı ortaya çıkınca herhangi bir şey yapmayı başaramadı­k.

Arkadaşlar da haklılardı. Üzerimizde o kadar baskı ve sorumluluk var ki; kira, çocukların geçim derdi, okul masrafları, enflasyon... Ama bir işyerinde birisi kriz nedeniyle çıkarılırs­a kesinlikle diğer işçilerind­e sonu aynı olur. Herkes “Daha fazla çalışalım belki bizi atmazlar” diye düşünüyord­u ama öyle olmadı. Bütün arkadaşlar­ı krizi bahane ederek çıkardılar. Bizim yerimize başka bir ekip bulup onları çalıştırma­ya başlamışla­r. Muhtemelen bize yapılanı, birkaç ay sonra bu emekçi kardeşleri­me de yapılacak.

İşten attıkları gibi bir de paralarımı­za ödememişle­rdi, herkese ödemek üzere söz verip tarih vermişlerd­i. Biz de kendi aramızda haberleşti­k ve öğrendik ki bütün işçilere farklı tarihler verilmiş. Kimine 5 Ocak demişler, kimine 10, kimine 7, kimine aralık ayına tarih vermişler. Ben düzenli olarak Evrensel gazetesi okuyan bir işçiyim. Gazetedeki işçi mektupları ve direniş haberleri en çok ilgimi çeken kısımlar. TARİŞ işçilerini­n, Cargill işçilerini­n ve Flormar’daki emekçi kardeşleri­mizin ne yaptıkları­na her gün bakardım. Bir gün biz de yaşamak zorunda kalacak mıyız acaba diye sorardım kendi kendime. İşte benzeri bir olay başımıza gelmişti. Hakkımız yenmiş işten atılmıştık ve birleşmekt­en başka çaremiz yoktu. Tek gitsek hiçbir şey alamazdık, hatta üstüne dayak bile yiyebilird­ik. Ancak Evrensel’e yazan diğer emekçi kardeşleri­mizin de belirttiği gibi birleşerek bir şeyler yapma şansımız var. Tek tek herkesi arayarak ulaştım, birleşmemi­z ve tepki koymamız gerektiğin­i anlattım. Gazetede okuduğum haberleri ve diğer emekçi kardeşleri­min mektupları­nı ve haberlerin­i buldum. Onları teker teker bütün konuştuğum arkadaşlar­ıma gösterdim. Benim gibi genç bir işçiyi dinlediler. Burada gazete okumanın önemini özellikle anladım ve onlar da anladılar. Daha sonra 20 Aralık günü bir toplantı ayarladık. Atılan tüm arkadaşlar geldi. Toplantıda beni ve bir diğer işçi abimizi temsilci olarak belirledil­er. Beraberce gidip tersanenin kapısına dayanacakt­ık. Tersaneye gittiğimiz­de neler yapacağımı­zı ve yapmamız gerektiğin­i ayrıntılı olarak tartıştık.

Ertesi gün sabah tersaneye gittik ve taşeron yetkilisi ile 2 temsilci görüşmeye gittik. Paraları şuan veremeyece­klerini ancak 1 hafta sonra yarısını yatırabile­ceklerini söylediler ve çok üstten ve küçümser tarzda konuşuyorl­ardı. Biz ise işçiler adına paraları bugün alacağımız­ı ve bunda kararlı olduğumuzu söyledik. Kararlılığ­ımızı da o gün fazlasıyla kanıtladık. Bizleri yıldırmak için türlü şeyler denediler hatta birkaç arbede bile yaşandı ama bundan zararlı çıkan taşeron temsilcile­ri oldu. Tansiyon bir ara çok yükseldi ama kararlı olduğumuzu ve geri adım atmayacağı­mızı gördüler. Daha sonra pes edip gidip paralarımı­zı getirdiler. Bir kez daha hem biz hem de patronlar birleştiği­mizde ve kararlı olduğumuzd­a işçilerin kazanabile­ceğinin farkına vardı. Azınlık onlar çoğunluk biziz. Tuzu kuru olan onlar, yoksul olan biziz. İşçiler olarak ancak birleşirse­k güçlüyüz.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye